Shirt traduction Portugais
1,819 traduction parallèle
Daha çok tişört ve blucin tercih ederim.
Sou mais um tipo que gosta mais de t-shirt e calças de ganga.
Sana bunu gösterecektim. Bak, bu yeni T-Shirt'üm.
Olha para minha nova T-shirt.
- Güzel bir t-shirt al.
- T-shirt fixe.
Freddie, gömleğini çıkartma!
Freddie, não tires a T-shirt...
Şuçlu kalın gözlük, bordo koşu pantolunu ve kirli kısa ve kolsuz bluz giyiyordu.
O suspeito usava uns óculos com lentes espessas, calças de fato-de-treino e uma t-shirt sem mangas.
Sadece bunu tişörtünü kaldırıp altından geçir ve buraya tak.
Talvez levanta só a tua t-shirt, e coloca-o aqui em cima.
- Sarı bir tişört var üstümde.
Eu estou de t-shirt amarela.
Ben T-Shirt getirdim.
Trouxe uma t-shirt...
T-Shirt'üm nerede?
E a minha t-shirt?
Bana T-Shirt'ümü ver.
Dá-me a minha t-shirt.
Bana da tişört alsınlar.
Diz-lhes para me trazerem uma T-shirt.
İşte tişörtün.
Cá está a tua t-shirt.
Mantıksız diyebilirsin ama üzerindeki t - shirt polyester ve pamuk karışımı.
Chama-me maluco, mas essa camisa parece uma mistura de poliéster com algodão.
Orada ol, onu hallet, bir T-shirt al.
Já fiz isso mil vezes.
Üstüme bir şey giyeyim.
Só vou buscar uma t-shirt.
Şey... Bu gömlek... sizin dizaynınız. Bir dergide görmüştüm.
Erm... esta t-shirt foi desenhada por ti.
Bu gömleği Parco'dan daha yeni almıştım.
Estás assim tão ocupado na florista? Acabei de comprar essa t-shirt na Parco.
Bu tişört... yalnızca bir konserimizden sonra satıldı.
Aquela T-shirt é só vendida nos nossos shows.
DMC tişörtümü niye çalışırken giyiyorsun ulan?
Porque estás com a minha T-shirt dos DMC sua puta?
Birine yardım etmek için sırtındaki ceketi bile verecek biri olduğunu biliyordum.
Quero dizer, eu sabia que eras o tipo de pessoa que tirava a T-shirt para ajudar alguém, mas isto é mais do que o suficiente.
Sweatshirtini ona geri ver.
Devolve-lhe a sweat-shirt.
Çünkü üzerinde sayılar olan bir şey giyeceksin.
Irá usar alguns números na sua t-shirt.
Kapat şu yarayı.
Meu, põe a t-shirt para baixo.
Çılgın bi t-şört dotum.
É uma t-shirt marada meu.
Kızgın bir yüzü ve siyah bir burnu vardı ve pençeleri, parçalanmış giysileri vardı.
- Tenho. Com a cara feia e o nariz preto, e as garras e calças e t-shirt rasgadas, como nos filmes antigos.
Led Zeppelin tişörtü giyen bir kızın yanına oturdu.
- Noel? Sentou-se ao lado de uma menina vestida com uma T-shirt da digressão dos Led Zeppelin.
Üç tane pantolonum, beş tane de t-shirt'üm var. Sanırım bu kadar.
Tenho três pares de calças e cinco camisas, e... basicamente é isso.
- Rebecca'ya t-shirt gibi hediyelik eşya getirir miydi?
Alguma vez trouxe lembranças para a Rebecca? T-Shirts de algum sítio?
Rebecca Gallen sütyen, t-shirt... etek ve terlikle bulundu.
Rebecca Gallen foi encontrada comum soutien, t-Shirt, saia e chinelos.
.. önce gitmeliyim. Yani bu... sen..
Tenho de ir à lavandaria antes que qualquer T-shirt que tenha, se comece a levantar por si mesma.
Kim tişört ister?
Quem quer uma t-shirt?
Sadece bir geri zekâlı cenaze evine öyle bir t-shirt ile gelirdi.
Só um idiota usaria uma T-shirt como aquela numa casa em luto.
Bu tişört de nereden çıktı?
Onde é que arranjaste essa t-shirt?
Kıza tecavüz edilip ormana bırakılmış. el ve ayak bilekleri bağlanmış, boğazı kesilmiş, yüzü tişört ile kapatılmış ;
Ela foi violada, atirada para o mato, amarraram os tornozelos, os punhos, cortaram-lhe a garganta e cobriram a cara com uma T-shirt.
- Üstündekini çıkar.
- Tira a tua t-shirt.
Ayrıca, sana o t-shirt için borçluydum.
Além disso, estava em dívida para contigo por causa da camisola.
Duyduğuma göre akşamın erken saatlerinde buralarda t-shirt değiştiriliyormuş.
Fiquei a saber de umas trocas de blusas hoje à noite.
T-shirt, yeni güneş gözlükleri, gofretler, bonibonlar, jelibonlar, topitoplar.
Uma T-shirt, óculos do sol modernos, Crunchies, o livro Double Fudge, Funzies de fruta e cereais.
Kot pantolon, tişört, lastik ayakkabı.
Calças de ganga, t-shirt, sapatilhas.
Bitkin düşüp yatağında kendimden geçtiğimde içinde uyuduğum t-shirt.
É a t-shirt com que dormi depois de vomitar e desmaiar na tua cama.
Bana bu t-shirt'ü nasıl giydirdiğini hiç anlatmadın, Mouth.
Nunca me disseste como me vestiste esta t-shirt, Mouth.
Fotoğrafta t-shirt'ünü giymiş yarı çıplak kişi eski kız arkadaşın değil mi? Bu gece gönderdi.
Isto é uma fotografia da tua ex-namorada meio nua com uma das tuas t-shirts?
Programda kolsuz giymeyi planlıyorum. Böylece kaslarımı gösterebilirim.
Estou a pensar em usar uma t-shirt de manca cava no programa, por isso, ando a trabalhar os meus braços.
"The View" programında kolsuz bir şey ve lanet bir şort giymeyeceksin, Drama. Sen kimsin?
Não vais usar uma t-shirt de manga cava e calções no "A Vista", Drama.
Bu nedenle aynı tişörtü giyiyormuşuz gibi gözükebilir.
É por isso que parecemos estar a usar a mesma T-shirt. Mas não estamos.
Tişörtünü çıkartayım mı?
Posso tirar-te a T-shirt?
Bu dövmeyi yaptırırken senin yanındaydım ve Leclerc'den bu tişörtü yürütürken de yine beraberdik.
Eu estava contigo quando te tatuaste e a "t-shirt" foi eu que a roubei para ti.
LeBron James'in kendi tişörtleri var ve bugün maçta satın alabilirsiniz.
Podem comprar a t-shirt LeBron James aqui no jogo.
Mao T-shirt, onun ömrü boyunca onu hiç görmedim.
Confio em ti, Himura.
Ona bir T-shirt verin.
Comprei-lhe uma t-shirt.
Aynı tişörtü giymiş gibi gözüküyoruz.
Parece que estamos a usar a mesma T-shirt.