Sigorta traduction Portugais
4,067 traduction parallèle
Baban yıllarca bunu sigorta olarak sakladı çünkü bu sadece onun suçunu kanıtlamıyor.
O teu pai teve-as escondidas durante anos GRAYSON MANOR ESCRITÓRIO por segurança, porque não o incriminam só a ele.
Bu sefer yanımda biraz, sigorta getiriyorum.
Desta vez, vou levar uma pequena garantia.
Ne oldu, efendim? Sizin sigorta poliçeniz hırsızlık, yangın, dolandırıcılık gibi kazalar için.
- O seu seguro protege-o contra acidentes como roubo, incêndio, fraude...
Bu durumda sigorta hakkı iddia edemezsin. Çünkü bunlar doğal felaketler.
Não pode acionar o seguro nestes casos, porque são desastres naturais.
Sigorta şirketine karşı 3 milyarlık dava mı açacaksın?
Um processo contra uma companhia de seguros que vale três milhões?
Öyle senin gibi sigorta şirketine karşı dava açan pek çok insan olduğundan eminim.
Decerto há muitos outros como tu com processos contra a companhia de seguros.
O halde sigorta şirketine söyleyin de benim zararımı ödesinler.
Então, diga à seguradora para me pagar.
Sigorta şirketi neden ödeme yapacakmış?
Porque é que a seguradora lhe pagaria?
Sigorta şirketiyle yaptığın sözleşmede sen bu şartları kabul ettin.
Ao assinar, aceitou os termos e as condições.
Sen sigorta için ödeme yaptıysan o zaman onlardan para iste.
Paga prémios pelo seguro, peça à seguradora.
Sigorta şirketi mi yoksa tapınak mı?
A seguradora ou o templo.
Avukatı Sardesai, dini kuruluşlar sigorta şirketleri arasında sıkışıp kaldı.
O advogado Sardesai vê-se entre seguradora e organizações religiosas.
Ve bizim kanıtımız, sizin sigorta kağıtları üzerindeki imzalarınız.
E nós temos provas : a assinatura nos documentos da seguradora.
Ve yasal olarak sizin sigorta şirketinden herhangi bir tazminat istemeye hakkınız yok.
Legalmente, não recebe indemnização por parte da seguradora.
Biz, sigorta poliçesinin koşullarına inanmayız.
Não acreditamos nas condições da seguradora.
Ama bu kez büyük kayıplara uğradık. Sigorta için 4 trilyon. Doktor için 1 trilyon.
Mas, desta vez, incorremos em grandes perdas, 400 milhões em indemnizações, um milhão para o médico e os custos de construção do templo.
Sigorta şirketinin ona bileziğin değerini ödemesinden hemen sonrası bu.
Isso foi depois da seguradora pagar a reivindicação sobre a bracelete.
Ya tüm bunların hepsi sigorta sahtekarlığı için yapılmışsa?
E se tudo isto foi uma manobra para cometer fraude ao seguro?
Ve gerçekmiş gibi göstermenin, polisleri ve sigorta şirketini aptal yerine koymanın en iyi yolu...
E a melhor maneira de parecer verdadeira, para enganar a polícia e a seguradora...
Cinayet suçlamasını savuşturmayı umarak sigorta sahtekarlığını itiraf etti.
Então, ela admitiu a fraude aos seguros à espera de evitar as acusações de assassínio.
Bu... Sigorta şirketimizin bir uygulaması.
É a nossa seguradora que toma essa decisão.
- Sigorta şirketinin seçimi.
- É a seguradora que decide.
Neden sigorta poliçesini imzaladın ki? !
Porque assinaste o seguro?
Ölürsen sigorta işleri karışır.
Se morreres, o seguro fica confuso.
Ölümün sigorta işlerini çıkmaza sokar!
A morte complica a reivindicação!
Ama spot parça kullanırsak piyasa değeri düşmez... ve sigorta şirketinin ödemesi devam eder.
Mas usar peças sobresselentes é a única forma de poder pedir à companhia de seguros que as pague.
Sigorta şirketi sırf parçalar için 1.900 dolar ödedi.
A seguradora deu-te 1900 dólares só pelas peças.
Sigorta karşılamıyordu. Neden?
- Tratamentos, não cobertos pelo seguro.
Kabahatlinin sigorta şirketinden geliyorum.
Eu sou do seguro do infractor.
Sigorta bilgilerinin güncellenmemesini, gözden kaçmış olarak gösterebiliriz fakat Otto'yu görmek için hazırladığın istek formu bizi zora sokabilir.
Nós podemos manter que não atualizar o seu seguro, foi um esquecimento, mas o pedido que você forjou para ver o Otto, pode complicar as coisas.
Sigorta evrakları. Evlilik cüzdanı. Ölüm ve doğum belgeleri.
Coisas do seguro, certidão de casamento, de óbito e de nascimento.
Ha, bir de sigorta durumunu değiştirdim.
Também mudei o teu perfil no seguro.
Ama Margaret, Abel'ın masrafları karşılansın diye sigorta durumumu güncellemiş.
Mas a Margaret acabou de atualizar os meus dados no seguro, para pagar a estadia do Abel.
Her ihtimale karşın sigorta şirketi için resim çekiyordum.
Estava a tirar fotografias para a companhia de seguros no caso de solicitarem alguma coisa.
Yani sen Michael'ın geri dönüp sigorta tazminatı talebinde bulunacağını düşünüyorsun.
Então acha que o Michael voltará e vai reivindicar um indemnização do seguro?
- Hayır. Güvenlik ve sigorta gibi meseleler vardır.
- Há questões de segurança.
Sigorta. Geçmiş günahlarımızın felaketimiz olmaması için.
É para assegurar que as nossas transgressões passadas não nos atormentam no futuro.
Sigorta soruşturmacılarından biri misiniz?
Está com os investigadores da seguradora?
Babam sigorta denetçisiydi ve Jackson'ı her Porsche kullanırken gördüğünde 18 yaşına geldiğinde büyük miktarda para alacağı hakkında bir şeyler söylerdi.
O mau pai foi o investigador do seguro, e todas as vezes que vê o Jackson guiar o Porsche, faz alguns comentários acerca da grande herança que ele vai receber quando fizer 18.
Babamın gelen kutusundaki sigorta raporlarını bulmaya çalışabilirim.
Eu podia tentar encontrar o relatório do seguro na caixa do meu pai.
Hatta sigorta şirketi de öyle sanıyordu.
Ainda que a seguradora...
Eğer ortada bir sigorta şirketi olsaydı bu doğru olurdu.
Isso seria verdade se existisse uma seguradora.
Daha çok sigorta gibi.
Foi tipo um seguro.
Sigorta için lazım olacak da.
Vou precisar dele para a seguradora.
Siz ve sigorta herifleri ve o aptal banka, Ronnie hastalandığından beri annemin iliğini kuruttunuz.
Você, a seguradora e o banco têm estado a sugar a minha mãe desde que Ronnie adoeceu.
- Ama etrafa bakması ve bize yardım etmesi için sigorta şirketinden bir arkadaş çağırdım, böylece...
Mas chamei um amigo do seguro para vir aqui, dar uma vista de olhos, ajudar-nos a resolver, então...
- Bütün hayat sigorta poliçeleri Alice'nin üstüne idi, tek faydalanacak T.J. ve bütün atların poliçesi.
As únicas apólices que tinham era um seguro de vida da Alice, a nomear o TJ como único beneficiário, e um seguro para todos os cavalos.
- Sigorta şirketi Tanrıdan kaynaklanabilecek herhangi bir maddi ya da manevi hiç bir hasarı ödeme yükümlülüğü yoktur. Koşullar.
- Condições.
SİGORTA TALEBİ
Reivindicação de Seguro
Evet. Sigorta, yatırımlar.
Seguros, investimentos.
Kyle sigorta satıyordu.
O Kyle vendia seguros. Ele não tinha registo criminal.