English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ S ] / Slimane

Slimane traduction Portugais

97 traduction parallèle
Müfettiş Slimane'ye sorun.
Pergunte ao Inspetor Slimane.
- Slimane, onu her gün görüyor.
- Slimane o vê diariamente no Casbah.
Yanlarında değil misin, Slimane?
Não com eles, Slimane?
Dostumuz Slimane komik biri.
Nosso amigo Slimane é engraçado.
Slimane tam bir uğurböceği.
Slimane é um amuleto de sorte tão agradável.
Hoşça kal, Slimane.
até mais, Slimane!
- Slimane'i midem kaldırmıyor.
- Eu não aguento Slimane.
- Slimane sağlam bir adam.
- Slimane é um cara honesto.
Ben Kazbah'ta olduğum müddetçe Silmane'ye laf yok.
Slimane é bem vindo enquanto eu estiver aqui no Casbah.
Hafif, güzel bir yemeğe ne dersiniz?
Um ótimo almocinho, Sr. Slimane? Um ótimo almocinho, Sr. Slimane?
Slimane Bey'e pek sık hizmet edemiyoruz.
Não o servimos com frequência, Sr. Slimane!
Müfettiş Slimane.
Inspetor Slimane.
Slimane'ydi.
É Slimane!
Her şeyi Slimane yaptırdı.
Foi tudo Slimane!
Slimane ona öldürüldüğünü söylemiş.
Slimane disse a ela que você tinha sido morto.
- Burada yapma, Slimane.
Não aqui, Slimane!
Tuzağımıza düştün, Slimane. - Kimsiniz? - Farès, seni bekliyor.
Ninguém virá ao encontro, caíste na nossa armadilha Slimane.
Sonunda konuşacaksın, Slimane!
Acabarás por falar Slimane.
- Seni kurtaracak bir kelime, Slimane!
A palavra-chave Slimane.
Mohamed Larbi Slimane... Darbe karşıtı bu mahkemenin başkanı olarak, seni vatan haini ilan ediyorum.
Mohamed Larbi Slimane... enquanto que presidente do tibunal contra revolucionário,
Konuş, Slimane... - Ve hayatını kurtar.
Fala Slimane... e não te mantarei.
Ünlü lider Mohamed Larbi Slimane, dün Paris'te kaçırıldı.
Mohamed Larbi Slimane, o célebre líder do terceiro mundo, raptado ontem no meio de Paris, continua desaparecido.
- Slimane, Pivert...
Eles estão aqui, Slimane e Pivert...
Adı, Larbi Haham Sliman. Sonu "man" la bitiyor.
Ele chama-se Larbi Rabbi Slimane com mane no fim.
- Ya, O? Mohamed Larbi Slimane. Burada ne işi var?
E Slimane, que vem ele fazer aqui?
O, Slimane'la beraber.
Ele está com o Slimane.
Slimane, sizinle mi?
E Slimane? Está consigo?
- Düşündüm de, Salomon, Slimane Slimane, Salomon...
Já agora, Salomon, Sliman... Slimane, Salomon...
- Bu, Slimane değil!
Mas ele não é Slimane.
Başkan Slimane, sizinle mi?
O presidente Slimane está consigo?
Başkan Slimane mı?
O presidente Slimane?
- Ben, Slimane.
- É Slimane que fala.
Slimane, kanun namına sizi tutukluyorum! - Beni mi?
Slimane, em nome da lei, está preso.
- Gel, Bu Slimane
Venha. Vou apresentar-Ihe o Slimane.
Teşekkürler, Slimane.
Obrigado, Slimane.
Bay Jefferson gittikten sonra yetim gibi hissediyorsundur.
Slimane, sentes-te um órfão desde que o Sr. Jefferson desapareceu.
Gidebilirsin, adamım.
Podes ir para casa, bom Slimane.
İyi geceler, sadık Slimane.
Boa noite, fiel Slimane.
Slimane?
Slimane?
Sen misin?
És tu, Slimane?
Yürü Slimane!
Acelera, Slimane! Acelera!
Teşekkürler, Slimane... S.C.E.P.'nin dayanağı.
Obrigado, Slimane... bravo pilar da CCFC.
Slimane'yi biliyorsun...
Conheces o Slimane...
S.E.P. yada S.C.E.P. Akıllı bıdık Slimane'dan doğrusunu öğren!
a CCC ou CCFC, como diz o slimane, que corrige toda a gente!
Gördünmü Slimane?
Viste, Slimane?
Sana ceza vermeyeceğim. Dersini aldın sen.
Não te vou castigar, Slimane, penso que aprendeste a lição.
Sessizliğin altın değerinde.
O teu silêncio é ouro, Slimane.
Bay Slimane!
O Senhor Slimane.
Bay Slimane, telefona çağırılıyor!
Chamam o senhor Slimane ao telefone.
- Mohamed Larbi Slimane?
- Estou sim. - Mohamed Larbi Slimane?
- Slimane, elbette!
- Slimane claro. Venham depressa.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]