Smithers traduction Portugais
508 traduction parallèle
Karının olayını duydum. Lee Smithers anlattı.
O Lee Smithers contou-me da sua mulher.
- Smithers.
- O Smithers.
Smithers, bunu korgenerala götür ve hemen doldur.
Leve isso ao sargento e que seja feito imediatamente.
Konferansı Albay Smithers veriyor, 007.
O Coronel Smithers era quem estava a falar, 007.
- Smithers, Johnson, yardım edin!
- Smithers, Johnson, ajudem!
Merhaba, Q. - Smithers, silah ne durumda?
- Smithers, como é que está o braço?
- Merhaba, Smithers.
- Olá, Smithers.
Çok iyi, Smithers.
Muito bem, Smithers.
Smithers, her sene kendini biraz daha aşıyorsun.
Delicioso. Smithers, todos os anos tu te superas.
- Kartına bir gülücük koy. - Çoktan yaptım efendim.
- Põe um sorriso no cartão dele, Smithers.
- Tabii ki. Smithers, ben genç bir delikanlıyken, patentli uzun atışım... ... bir sürü kisi tarafından eski Satchel Paige'inkine benzetilirdi.
Sabes Smithers, quando eu era novo, a minha força era comparada com a grande bola do Satchel Paige.
Sahte Valentino'yu yarın sabah, görmek istiyorum, Smithers.
Quero falar com o nosso Valentino amanhã de manhã, Smithers.
Smithers, bize bir dakika, İzin verir misin?
Smithers, importas-te de sair por um minuto?
Bunu nasıl yapıyor, Smithers?
Como é que ele faz, Smithers?
- Sadece oturup sesini keseceksin, tamam mı? - Tamam, bay Smithers.
- Sente-se lá e mantenha-se calado.
Devam et, Smithers.
Avança, Smithers.
Benim değerli ve bitkin Smithers'ım. Kıskançlık mı seziyorum?
Meu querido, cansado e velho Smithers, estou a sentir ciúmes?
Bekleyin, bay Smithers. Homer Simpsons suçsuzdur.
Espere, Sr. Smithers, o Homer Simpson está inocente.
Seni seviyorum Smithers Duygularım karşılıktan daha fazla, efendim.
Adoro-te, Smithers. O sentimento é mais que mútuo, senhor.
Tut beni, Smithers.
Agarra-me Smithers.
Smithers, neden odadan çıkmıyoruz ve umalım ki, döndüğümüzde, para yığını yok olsun.
Smithers, porque não saímos e esperemos que ao voltarmos a pilha de dinheiro já não esteja lá.
Bak Smithers para veeee salak bir adam hala burada.
O dinheiro e o homem estúpido ainda estão aqui.
- Vurmayın, efendim - Oh, işte buna gücüm var.
Não me magoe Sr. Como se eu tivesse força para o fazer Smithers.
Kahve yap. İşimiz bitmedi daha.
Smithers, faça café, ainda não estamos acabados.
- Smithers, devir şu masayı. - Tabi efendim.
Smithers, derrube esta mesa por mim.
Kaderin cilvesi.
Isto é irónico não é Smithers?
- Smithers, istendiği zaman ateş.
- Smithers, podes mandar à vontade.
sonunda dünya sizi, benim sizi gördüğüm gibi görecek efendim evet. yüzü kızarmış cimri biri gibi olma, Smithers
Senhor, finalmente o mundo irá vê-lo como eu sempre o vi. Sim, sim... Pouca maquilhagem, Smithers.
tabiki hayır Smithers sen bir doktor gibisin
Claro que não, Smithers. Tu és como um médico.
Smithers!
Smithers!
Smithers!
Smithers.
Geçtiğimiz hafta sonu ne yaptın, Smithers?
O que fizeste este fim de semana, Smithers?
Smithers, hala sineğin yağını çıkartıp satabiliyorum.
Smithers, ainda consigo vender-lhes a banha da cobra.
Ee, Smithers...
Então, Smithers...
Ooo, Smithers.
Bem, Smithers.
Smithers, haydi soğuk olma.
Smithers, não vamos ser tão frios.
Özür dilerim, Sadece bugün smithers'ın... yaptığı komik bir şey geldi aklıma.
Desculpe, eu estava só a pensar... numa coisa engraçada que o Smithers fez hoje.
- Kim bu kitap kurdu, Smithers? - Homer Simpson, efendim.
Quem é aquela meiga, Smithers?
Şu kızıl saçlıdaki lezzetli parçalara bak.
Smithers, vê-me aquele par de pernas.
79 larda düşük bel pantalon tutkunu olduğunu hatırlatırım.
Smithers, eu lembro-me que você tem uma inclinação para calças à boca-de-sino, recuando a 1979.
Bir milyon dolar mı? Smithers!
Um milhão de dólares?
Bu Homer Simpson'ın yakılmasını istiyorum!
Smithers! Quero esse Homer Simpson despedido!
Smithers, köpekleri serbest bırak.
Smithers, solta os cães.
- Tükür benim icin Smithers.
- Cospe-me aqui, Smithers.
Bana sıra sonunda yer aldın mı?
Dá um lugar tipo ilha, Smithers.
- Kes sesini, Smithers!
- Cala-te, Smithers!
Kov bu adamı, Smithers.
Despeça aquele homem, Smithers.
Smithers.
Smithers.
Beni eve götür, Smithers.
Leva-me para casa Smithers
Dışarı at onu, Smithers!
Põe-o na rua, Smithers!
Smithers, burnumu pudralıyalım.
Smithers, vamos pôr pó no meu nariz.