English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ S ] / Soluma

Soluma traduction Portugais

109 traduction parallèle
Yargıç Chanock soluma oturacak... sen de sağıma oturacaksın.
O Juiz Chanock sentar-se-á do meu lado esquerdo... e você do meu lado direito.
Martha, soluma geç lütfen.
Martha, à esquerda, por favor.
Yapma, üzerlerine soluma.
Não respires para cima deles.
Soluma baktım ve ne göreyim?
Olhei pra esquerda, e o que vi?
Zorlu yolculukta Tawny'nin toynağı çıkmış olsa bile ne sağıma ne soluma bakacağım, yoluma devam edeceğim ve kutsal bakire ile mumları düşüneceğim.
Não olharei para a esquerda nem para a direita, só adiante... e pensarei em velas e na Virgem Maria.
- Zaten soluma gelmiş.
Foi só do lado esquerdo.
Sırf bu yüzden kalbi, sinirleri, kan dolaşımı sistemi, ve soluma organları işlevlerini yerine getirebiliyor.
Seu coração e seus nervos vasomotores e seu aparelho respiratório pode funcionar.
Sizinle sırayla yattıkları sıradaki soluma frekanslarını ölçmek istiyorum.
Quero medir a sua respiração quando eles a violarem em grupo.
Ve sen Sophie, tatlım, soluma otur.
E tu, Sophie, vem meu amor, à minha esquerda.
Ve sakın yüzüne karşı soluma.
E não respires por cima dele.
Emma, Jackie ve Lea'yi soluma yerleştirin.
A Emma, a Jackie e a Lea, a este de mim.
Soluma sıklığı : 12.
Frequência respiratória : 12.
Onları soluma alıyorum.
Vou pela esquerda.
[Soluma]
Ow!
- Sıvı Soluma Sistemi. Yeni aldık.
Respiração fluida, acabámos de a receber.
Bunlar sayesinde gözlerin, soluma suyunun içinde net görebilecek.
Estas permitem que te concentres no fluido respiratório.
Soluma aygıtım durdu!
O meu regulador parou!
Soluma aygıtları.
Reguladores.
Bir motosikletin egzozu patladı sandım. Soluma baktım.
Pensei ser o escape duma moto e olhei para a esquerda.
Sık soluma.
Não respires com muita força.
Sola dön! Benim soluma.
Para a esquerda!
Sonra ite kaka geniş bir koridordan geçirilerek... kapılarında Davut'un Yıldızı... ve "Banyo ve Soluma Odası" yazısı bulunan binalara doldurulmuşlar.
E depois foram arrebanhadas por um grande corredor... para "bunkers" com a Estrela de David nas portas... e letreiros que diziam "Banho e Inalação".
Hava soluma organının biyokimyasal işlemlerini yapıp Matura'nın vücuduna yerleştirdim bile.
Já alterei bioquimicamente os órgãos de respiração e enxertei-os no corpo do Motura.
Direksiyonu... soluma doğru çektiğimi... ve frene yüklendiğimi hatırlıyorum.
Eu lembro-me... de virar a direcção para a minha esquerda, e meter o pé no pedal de travão.
Yediklerimden tut, soluma şeklime, ayın evrelerine... annenin her söylediğim ve yaptığım şeyi... yorumlamasının ne kadar sinir bozucu olduğunu anlatamam.
Nem imaginas como é exasperante a tua mãe atribuir tudo o que digo e faço ao que como, e à forma como respiro e às fases da Lua.
Olan şu, hücreler mast hücrelere seslenir ve ciğerlerine şöyle der, "Daha fazla toz soluma".
"Não respirem mais pó."
Şampiyon açıldı ve soluma dönmeye başladım. Sol ayağımı onun sağ ayağının dışında tutuyordum. Aynı adamın dediği gibi bir yumruk çıkardı.
O campeão saiu e eu comecei a rodar para a esquerda mantendo o pé esquerdo por fora do pé direito dele e então tal como ele tinha dito, ele disparou um directo... nada outro directo...
- Soluma doğru.
Circular para a esquerda.
Soluma iki kat daha kuvvet vereceğim ve bak ne olacak.
Darei uns "jabs" de esquerda para ver o que acontece.
Daniel, onun nefesini soluma.
Daniel, não a deixes respirar para cima de ti.
Akşam yatağa girdiğimde, dört şey yaparım. Sabahlığımı çıkarırım. Soluma dönerim ve kıçımı dışarı doğru çıkarırım.
Quando eu vou para cama á noite, faço 4 coisas tiro o meu roupão, deslizo para debaixo dos lençóis viro-me para a esquerda, e empino o meu traseiro.
- Ben karşıya geçerken sağıma soluma hep bakarım.
Eu olho sempre para os dois lados da rua quando estou a atravessar a estrada.
Şu an için var olan tek şey şu aç bitki ve lanet olası soluma kabiliyetsizliğim!
Agora, tudo que há é essa planta faminta... e o frell de minha inabilidade de respirar!
Sağıma soluma enkazın parçaları düşüyordu. Sağ olup olmadığımı bile bilmiyordum. Tanrıya şükür Arnet biliyordu.
Só vi peças a voar e a cair, não sabia se estava viva ou morta, graças a Deus ele conseguiu.
Soluma!
- Não inales!
Spazm geçirebilir ya da soluma durabilir, suni teneffüse hazır olun.
Estejam preparados para fazer uma ressuscitação. Se paciente parar de respirar, ou passar por algum distúrbio cardíaco.
Soluma
Hora de sair.
Aniden Baltar, gerçek hava soluma, gerçek yiyecek yetiştirme umudunu taşıyor... Ranza yerinden yatakta uyumak. Gemi yerine bir evde yaşamak.
O Baltar acena-lhes com a esperança de respirarem ar puro, cultivar alimentos, dormir em camas em vez de camaratas, viver numa casa em vez duma nave...
Soluma..... [6.oturum] Sanık, lütfen tanık kürsüsüne oturun.
Lembras-te do que o professor de Direito nos disse? "Defendam casos penais se querem ser advogados." "As causas civis são para consultores jurídicos, não para advogados."
Kocam soluma cihazına bağlı. Yarın da geliyor.
O meu marido está ligado ao ventilador e chega amanhã de helicóptero.
Ben de öyle. Temiz hava soluma imkanı varken istemiyorum.
Não se houvesse uma hipótese de crescer ao ar livre.
Kesik kesik soluma, çok zayıf bir nabız.
Dificuldade respiratória, fraca pulsação.
Zehirli gazı soluma.
Não respires o gás tóxico.
Diğer soluma!
A minha outra esquerda!
- O zaman soluma... - Komik değil.
- Então não inales..
Tower Bridge'e gelene kadar koştum da koştum vardım oraya ve en tepesinde durup, soluma doğru şöyle bir baktım fark ettim ki bulutların arasından kocaman bir saat bana göz kırpıyor.
... e corri e corri até que cheguei á Ponte da Torre subi ao alto e olhei para esquerda. e, atrás das nuvens, um relógio gigante não me saía da vista.
Her zaman soluma güçlüğü çekerdi, kendisi odadayken, kilidini mühürlemeyi başarmadan önce bile hem de dışarıdan.
Sabe, que ele sempre teve dificuldade em respirar, mesmo antes... dele mesmo se trancar... em seu próprio quarto... pelo lado de fora.
Yani, derin soluma, bebek, sinekler, hepsi bir çeşit sembol olmalı.
Quero dizer, a respiração pesada, a boneca, as moscas, isto deve simbolizar qualquer coisa.
Soluma.
A respiração.
Mavi tişörtlüler soluma geçsin. Gri tişörtlüler de sağıma. İki adım aralıklarla dizilin.
Os de camisolas azuis para a minha esquerda, os de cinzento para a direita.
Oyun kurucular sağıma, 2 numara skorer gardlar soluma geçsin.
Bases à minha direita.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]