English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ S ] / Spectator

Spectator traduction Portugais

125 traduction parallèle
Ee? Ona The Spectator'ın bir sayısını veya bir Kara Büyü kutusu alsaydın.
Dá-lhe uma subscrição do jornal Spectator ou uma caixa de magia negra!
Ben The Spectator'dan Dominique Ball.
Sou Dominique Ball do Spectator.
Eğer bu başarili olursa, şarap sektöründe yükseleceğiz, Ve tüm pazarda ve hedef kitle arasinda. Yani benim resmim cips paketlerinin yaninda mi olacak?
Se isto for um êxito, apareceremos na "Wine Spectator", e em todos os supermercados, em todas as prateleiras.
"Şarap Gözlemcisi" dergisinden Jennifer Knox şarabimizla ilgili inceleme yazisi hazirlamak istiyor...
A Jennifer Knox, da Wine Spectator, quer fazer uma reportagem sobre o Coastal Reserve para o próximo número.
Bir hafta önce istesen de Bloomberg'in "Spectator" dan bahsetmesini sağlayamazdın.
Há uma semana não conseguias que o Bloomberg fizesse uma declaração para o "The Spectator".
Nate, yarım insan olmak istemiyordu ama şimdi "Spectator" ı yönetiyor.
O Nate não queria ser metade de uma pessoa, e agora está à frente do "The Spectator".
Büyükbabam bu işi almamın tek sebebinin kendisinin "Spectator" ı alması olduğunu itiraf etti.
O meu avô acabou de admitir que o único motivo pelo qual tenho este emprego é porque ele comprou o "The Spectator".
Senin yanındayım ve bence bunun için "Spectator" ı kullanmalıyız.
Estou contigo e acho que devíamos usar o "The Spectator" para o fazer.
Yakınlarda, "The New York Spectator" u satın aldım ve açılış makalem için annenle röportaj yapmak istedim kötü bir iş adamının rezil edilmiş karısı olarak ama o, - hiç kibarlık göstermeden - reddetti.
Desde há pouco tempo, sou dona do "The New York Spectator" e queria entrevistar a tua mãe para o meu artigo inaugural sobre esposas desonradas de homens de negócios corruptos, mas ela recusou não muito educadamente.
Mesajında yumuşayıp benimle "Seyirci" makalem hakkında konuşmayı kabul ettiği yazılıydı.
A mensagem dela dizia que ela se compadeceu e concordou em falar comigo sobre o meu artigo do "Spectator".
Okul ve "The Spectator" daki işim yüzünden çok fazla etrafta olamayacağım.
Não estarei cá muito tempo, entre as aulas e o meu novo emprego no "The Spectator".
Burada kalıp "The Spectator" ı yeniden kurmama yardım edebilirsin ya da eve gidip anneni arayabilirsin.
Podes ficar e ajudar-me a reconstruir o "The Spectator" ou podes ir para casa e ligar à tua mãe.
Sen ve Charlie "Spectator" tabletlerini V.I.P. misafirlerimize getirdikten hemen sonra.
Logo a seguir a tu a Charlie entregarem os novos tablets do "The Spectator" a todos os nossos convidados V.I.P.
İkisi de bana "Spectator" ı yeniden markalaştırmada etkili ve yardımcı oldular.
Têm sido os dois muito importantes a ajudarem-me a relançar o "The Spectator".
Ben Diana Payne için çalışıyorum benden Keith Gessen'e yeni "Spectator" tabletini elden teslim etmemi istedi.
Trabalho para a Diana Payne, e ela pediu-me para entregar em mão a Keith Gessen o novo tablet do "The Spectator".
Şimdide son tur. Akşamki "Spectator" ın açılış partisinde bana ve prensime eşlik edeceksiniz.
Agora, para o round final, vão acompanhar-me a mim e ao meu príncipe à fabulosa festa de lançamento do "The Spectator" esta noite.
Çok üzgünüm, ama Blair nedimelerini seçmek için bir yarışma yapıyor, ve eğer kazanırsam "Spectator" için bunu haber yapabilirim.
Lamento imenso, mas a Blair está a fazer uma competição para escolher a dama de honor, e se eu ganhar, posso fazer a reportagem do casamento real para o "The Spectator".
Jane "Spectator" ın partisinde benim misafirim olacağını umuyor.
A Jane gostava que fosses o meu convidado para a festa do "The Spectator".
Hayır, ben senin "Spectator" ını görmek istiyorum, onunkini değil.
Não, quero ver o teu "Spectator", não o dela.
"Spectator" hakkında ne düşünüyorsun, bakalım?
Então, o que achas do "The Spectator"?
"Spectator" sadece gerçekleri yazacak.
O "The Spectator" só vai imprimir factos.
Elbette "Spectator" için.
Para o "The Spectator", claro.
Seni "Spectator" için bir blog yazmaya ikna etmem için bir yol olmalı.
Deve haver alguma forma de te convencer a escrever um blogue para o "The Spectator".
Seni "Spectator" için blog yazmaya ikna etmenin bir yolu olmalı.
Deve haver alguma forma de te convencer a escrever um blogue para o "The Spectator".
Kenara çekilip "Spectator" ı ona verme zamanın geldi.
Está na altura de te retirares e lhe dares o "The Spectator".
"Spectator" ın sayfasına yükleyeceğim.
Publicá-lo no site do "The Spectator".
Eğer insanlar, Dedikoducu Kızın gizliliği olmadığını bilirse ona bilgi göndermeyi bırakırlar, ve bilgi gönderenler olmadan yavaş yavaş ölür, "Spectator" da New York'un önde gelen skandal sayfası olur.
Se as pessoas sabem que a Gossip Girl não é confidencial, param de mandar-lhe dicas, e sem informadores, ela vai ter uma morte lenta, deixando o "The Spectator" como o principal site de escândalos de Nova Iorque.
Bunu "Spectator" a yükleyemezsin.
Não podes publicar isto no "The Spectator".
Ya sen ve "Spectator" daki işin ne olacak?
Então e o teu trabalho no "The Spectator"?
Öyleyse başka biri yayınlamış çünkü şu an "Spectator" da o sayfaya bir bağlantı var.
- Bem, então alguém fez, pois está um link com isso no "The Spectator" neste momento.
Sanırım böylesi "Spectator" ve herkes için en iyisi olacak.
Suponho que seja o melhor para o "The Spectator"...
"Spectator" sadece gerçekleri yayınlar.
O "The Spectator" só publica a verdade.
Bu "Spactator" ın adil ve dengeli olduğunu kanıtlama şansımız. Konu ne olursa olsun.
É a nossa oportunidade de provar que o "The Spectator" é justo e balanceado, independentemente da história.
"Spectator" açılışının gecesi sana aldığım nişan yüzüğünü kapısına bırakıp gittim.
Na noite do lançamento do "The Spectator", deixei o anel de noivado que tinha comprado para ti à porta da loja e fui-me embora.
" Biz,'Spectator'dakiler dürüstlüğün sesiyiz.
" Nós, do'The Spectator', somos a voz da honestidade,
"Spectator" için çalışmalısın.
Devias trabalhar para o "The Spectator".
"Spectator" ın en cezbedici blogu Serena'nın blogudur.
O blogue da Serena é uma das maiores atrações do "The Spectator".
"Spectator", hastane bağışı üzerine bir haber yapıyor bu akşam ve onun muhabiri senin üzerine biraz araştırma yapmış.
O "The Spectator" está a fazer uma história sobre a dedicação da ala hospitalar desta noite, e o repórter deles fez alguma pesquisa sobre ti.
"Spectator" ın tüm geleceği.
O futuro do "The Spectator".
Ben sadece aileme yardım etmek istedim. "Spectator" a koymama izin vermeyecektin.
Só queria ajudar a minha família, e não me deixavas colocá-la no "The Spectator".
Tamam, lütfen bana "Spectator" ın en azından batmamasını sağlayacak bir teklifimizin olduğunu söyle.
Muito bem, por favor, diga-me que temos uma oferta que pelo menos mantenha o "The Spectator" à tona.
Lütfen "Spectator" ı su üstünde tutacak bir teklif olduğunu söyle bana.
Por favor diz-me que temos uma oferta que salve o "The Spectator".
İkiniz beraber yeniden "Spectator" ı işleteceksiniz yani.
Vocês os dois a gerirem o "The Spectator" outra vez.
Az önce "Spectator" ın yeni yatırımcısı Diana Payne'in, Nate'in eski kız arkadaşı olduğunu öğrendim.
Acabei de descobrir que o novo investidor no The Spectator é a Diana Payne, a ex-namorada do Nate.
"Spectator" ı ben olmadan bir partiye sponsor yapamazsın.
Não podes apresentar uma festa do The Spectator sem mim.
Bu geceyi şehre bir mesaj göndermek için kullanalım ve onlara "Spectator" ın iyi yağlanmış bir makina olarak geri döndüğünü gösterelim.
Usemos esta noite para enviar uma mensagem à cidade de que o The Spectator voltou a ser uma máquina bem oleada.
Hapisten "Spectator" ı nasıl yöneteceksin pek emin değilim.
Não sei como é que vais mandar no The Spectator a partir da cadeia.
Ne dersin "Spectator" ın baş sayfasına mı koysak yoksa Dedikoducu Kız'a mı bıraksak?
A primeira página do The Spectator ou deixar que a Gossip Girl fique com isto?
Ya da "Spectator" için savaşmaya ne kadar istekli olduğunun.
Ou quanto estavas disposto a lutar pelo The Spectator.
Biliyorum. "İzleyici" yi sansasyonel bir gazeteye çevireceğim hakkında endişeleri var.
Eu sei. Ela está preocupada que eu transforme o "Spectator" num tablóide, mas estou muito feliz por aprovar a história dela.
The Spectator çevrimiçi yayında.
O "The Spectator" online está vivo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]