Suki traduction Portugais
159 traduction parallèle
Suki de.
E a Suki.
ALBAY SUKI
Coronel Suki
Suki, kölelerin etkisindesin değil mi?
Suki, estás ao cargo dos escravos, certo?
Suki Yamaguchi.
Suki Yamaguchi.
Suki, suki
Suki, suki.
Marina ve Küçük Suki eski moda bir kavganın içindeler.
A Marina e a Pequena Suki estão a discutir à moda antiga.
Marina'ya onu sevdiğini söyledi ve bir sonraki hafta Küçük Suki ile etrafta takılıyordu.
Disse à Marina que a amava e na semana seguinte já andava com a Pequena Suki.
Dün sektör 10'daki bir teslimatta imza almayı unutmuşsunuz. Alec çalışmıyor, Marina ve küçük Suki gittiler, çalışacak üç kişi eksik.
Sem o Alec, a Marina e a Pequena Suki, estamos sem três homens... salvo seja.
- Selam, Suki.
- Olá, Suki.
Vitesimi ne zaman kullanacaksın Suki?
Suki, quando é que me deixas meter a primeira?
Gördüm. Bullitt ve Suki köprüyü geçti.
Eu vi. O Bullitt e a Suki passaram a ponte.
Nasıl gidiyor, Suki?
O que há, Suki?
Suki ikimizi de borçlu olduğunu söylüyor, tamam mı?
A Suki diz que estás em dívida connosco, certo?
Suki inanılmaz.
É que a Suki é fantástica.
Hayır, ama birisi soracak olursa, sen suki'sin
- Não, mas se perguntarem, és a Suki.
Amerika'dan Suki Sanchez'i dinliyorsunuz.
Sou Suki Sanchez, dos EUA.
Suki Denali.
Suki Denali.
Merhaba Suki. Bir dans dersi daha mı istiyorsun?
Olá, Suki.
Suki kantinde bir iş olduğunu söyledi.
Suki disse que há vagas no refeitório.
Bağlantını kopardın, Suki. İşimiz bitmemişti daha.
Deixa-te disso, Suki, eu ainda nem estava a meio.
Adım Suki Macrae Cantrell.
Chamo-me Suki Macrae Cantrell.
Suki Macrae Cantrell'i yakaladığımızda bu adam da oradaydı.
Aquele homem estava lá quando encontrámos Suki Macrae Cantrell.
Beni duyabiliyor musun? Suki?
Consegues ouvir-me?
- Suki.
- Suki!
Suki ise tuhaf ortanca adı.
Suki é o seu segundo nome pedestre.
Elbette Flicker Fluffy Suki'yi alabilirsin.
Sim. Leva a Flicker Fluffy Suki.
Ahh, Suki ne alemde?
O que anda a Suki a fazer?
Sizler Suki'yi epey etkilediniz,
Vocês marcaram muito a Suki.
Benim, Suki.
Appa, sou eu, a Suki.
Suki ile berabermiş.
Vês, Aang?
Muhtemelen bizim eve gitmişlerdir ve makyaj ya da başka şeylerden konuşuyorlardır.
Ela está com a Suki. Elas provavelmente devem estar no apartamento agora mesmo, a falar de maquilhagem ou algo assim,
Şey... Ben Suki'den hoşlanıyorum.
Estou meio envolvido com a Suki.
Ve dur tahmin edeyim, Avatar'la seyahat ediyorsun.
Se calhar lembras-te disto. Suki!
Belki bunu hatırlarsın. Suki!
Pareces tão diferente sem a maquilhagem e a nova farda.
Fakat işverenleri hakkında varacağınız ahlaki yargıların önemi yok, Gerçek şuki Beckett AIDS'li olduğu için kovuldu... Buda yasaları çiğnediler demek.
Mas seja qual for ojuízo que façam dos patrões dele, o facto de Beckett ter sido despedido por ter Sida significa que violaram a lei.
Beyler, dicem şuki...
Meus senhores, o que vou dizer abalará os alicerces.
Aslında problem şuki Taksi şöförlüğü benim gerçek işim değil.
Mas o meu verdadeiro trabalho não é o de taxista.
Sorun şuki, biz "kestane çizmek" ne demek bilmiyoruz
O problema é que não sabemos o que "castiçar" significa.
Problem şuki, oyun oynayacak vaktim yok.
Bem o problema é que não tenho tempo para jogos.
Gerçek şuki hiçbirinin şansı yok.
Na realidade, nenhum deles eles têm oportunidade.
Konu şuki, eğer onların ne yapmak istediklerine izin verirsek Aslında bunu yapmak istemediklerinin farkına varıcaklar.
Porque se lhes dermos o que eles querem, eles chegam à conclusão que afinal não querem.
Bak, olay şuki, şimdi ona sahip değilsin, ve ben hala onu istiyorum.
Sabes, a cena é, que tu agora não estás com ela e eu ainda quero voltar para ela.
Ve gerçek şuki eğer bundan aklanamazsan... Bunun varsayımdan ibaret olduğunu söyleceğiz ozamanda Pyken zor duruma düşecek... Çünkü onun ne kadar parasının olduğunu anlamamıza imkan yok.
E a verdade é que se não te chegasses à frente... teria assumido que aquele Pyken estava à procura de sarilhos... porque não há maneira de saber quanto dinheiro ele tinha.
Soru şuki Senatör, hanginiz çocuğun babasısınız?
Resta saber, Senador, qual de vocês é o pai?
Evet. Teşekkürler, Suki.
Sim, obrigado Suki.
Suki Macrae Cantrell.
Suki Macrae Cantrell.
Sorun şuki haftalardır bu paketi bekliyordum Ve şimdi şunu haline bir bak!
O que importa, é que estou há semanas à espera de uma encomenda, que se vê precisamente, assim.
Gerçek şuki, yemeklerin berbat.
Deixe-me que lhe diga, a sua comida não vale nada.
Suki, iyi misin?
Obrigado por salvares a minha vida, Toph.
Suki, orada uyumamalısın.
Sokka, estou bem. Pára de te preocupar!
Suki, dev deniz canavarlarını iyi bilirsin sen.
Suki, conheces monstros marítimos gigantes. Faz com que se vá embora!