Suçsuz traduction Portugais
1,057 traduction parallèle
- Öyleyse neden suçsuz dedin?
- Então como é que vota inocente?
Ama eğer bir kişi bile suçsuz derse, burada kalıp konuşmaya devam edeceğiz.
Mas se alguém votar inocente, ficamos aqui e discutimos o assunto.
Çocuğun suçsuz olduğunu söylemiyor.
Ele não diz que o rapaz seja inocente.
- Yani sen çocuğun suçsuz olduğunu sanıyorsun, öyle mi?
- Acha então que ele não é culpado?
Hâlâ nasıl suçsuz olduğunu düşündüğünüzü anlamıyorum.
Ainda não percebo como pode alguém achar que ele é inocente.
Bay Foreman, ben oyumu suçsuz olarak değiştirmek istiyorum.
Sr. Presidente do Júri, eu quero mudar o meu voto para inocente.
Tamam, sanırım en hızlı yöntem kimlerin suçsuz dediğini sormak.
Ok, acho que o mais rápido é saber quem vota inocente.
Suçsuz diyenler lütfen ellerini kaldırsın.
Todos os que votam inocente por favor levantem o braço.
Bir, iki, üç suçsuz.
Um, dois, três, inocente.
Ben de suçsuz demek istiyorum.
Eu voto inocente.
Biraz önce suçsuz dediğiniz çocuk, bunu babasına saplarken görüldü!
O miúdo que você acabou de decidir não ser culpado, foi visto a espetar isto no pai.
Suçsuz.
Inocente.
- Suçsuz.
- Inocente.
Oyumu "suçsuz" olarak değiştiriyorum.
Eu mudo de voto para inocente.
Eğer oyunu değiştirmek istiyorsan,... bunu suçsuz olduğuna inandığın için yap, sıkıldığın için değil.
Se você quer votar inocente, que o faça porque está convencido, não por estar farto.
Pekâlâ, suçsuz diyenler ellerini kaldırsın.
Ok, os que votam inocente, levantem a mão.
Suçlu musun, suçsuz musun?
Culpado ou inocente?
Bu suçlamaya karşı kendisi suçsuz olduğunu savunacak.
Desta acusação, ele declarou-se inocente.
Sizin göreviniz, kanıtları inceledikten sonra gerçekten suçsuz olup olmadığına karar vermek.
E é vossa incumbência dizer, depois de ouvidos os depoimentos, se ele é culpado ou não.
Şu an karşınızda duran mahkum Leonard Stephen Vole'u, Emily Jane French'i öldürmekten suçlu mu buldunuz yoksa suçsuz mu?
Vocês consideram o acusado, Leonard Stephen Vole, culpado ou inocente do assassinato de Emily Jane French?
Leonard Stephen Vole, Emily Jane French'in 14 Ekim tarihinde öldürülmesi suçundan suçsuz bulundun.
Leonard Stephen Vole, foi considerado inocente... do assassinato de Emily Jane French em 14 de Outubro.
Suçlu musun, suçsuz mu?
Como é que se declara?
Sayın hakim, gazetede bu zavallı adamın suçsuz yere hapse girdiğini okuyunca, vicdanım beni rahat bırakmadı.
Excelência... Excelência, quando li que um pobre velho estava preso, cheio de remorsos, vim ver.
- Suçsuz da olabilir.
- Ele pode ser inocente.
Biraz allayıp pullaması suçsuz olduğunu göstermez.
Só porque é bem falante, isso não o torna inocente.
Suçsuz insanların havada parçalanmaları pek hoşumuza gitmez.
Não gostamos de ver pessoas inocentes desfeitas.
Hadi, bir de suçsuz olduğunu söyleyin.
Todo o mundo o vai entender.
Suçsuz biri için, bana o kadar para vermezler değil mi.
A morte de um inocente não vale tanto dinheiro.
Delilik nedeniyle sanığı suçsuz bulduk.
Declaramos que o réu não é culpado, por razões de insanidade.
- Suçlu mu suçsuz mu?
- Culpado ou inocente?
- Her iki suçlamadan da suçsuz, efendim.
- Inocente em ambas as acusações, senhor.
Suçsuz mu?
Inocente?
Evet, efendim. her iki suçtan da suçsuz, hiçbir şekilde suçlu değildir, efendim.
Sim, senhor. Inocente em ambas as acusações e inocente em todas as especificações, senhor.
... suçlu mu, suçsuz musunuz?
Culpado ou inocente?
- Suçlamalara ne diyorsunuz, suçlu mu, suçsuz musunuz?
Como se declara, culpado ou inocente?
Suçlamalara ne diyorsunuz, suçlu mu, suçsuz musunuz?
Como se declara ante as acusações? Culpado ou inocente?
Siz sayın hakimleri beni....... ve benim gibi ülkelerine hizmet eden milyonlarca Alman'ı suçsuz bulacağınıza inanıyorum.
Acredito que os senhores encontrarão... milhões de alemães como eu... que acreditavam que cumpriam seu dever para com o seu país... sem se sentirem culpados.
Suçsuz insanlarla eğlendiniz.
Talvez treinem para iludir um inocente...
Tüm bu suçsuz, zavallı yaratıkların kafeslerde tutulması.
Ter todas estas pobres e inocentes criaturas fechadas nestas gaiolas?
- Onlar, suçsuz.
Eram inocentes.
- Suçu kanıtlanana dek biri suçsuz sayılmaz mı?
Não se é inocente até se provar o contrário?
Ben suçsuz bir adamım.
Sou inocente!
... suçsuz kişileri yargılamazdınız.
" Quero a misericórdia, não o sacrifício... não condenaríeis os inocentes.
Suçsuz birini ele vermekle günah işledim.
Pequei... entregando o sangue de um inocente.
O'nu suçsuz buldum.
Não vejo culpa nele.
Suçsuz olanlar hala bunu görmezden gelenler!
Inocente, que ainda não a conheces!
Belki gerçekten suçsuz?
E se, de facto, está inocente?
Suçlu mu, suçsuz mu?
Culpados ou inocentes?
Suçsuz.
Inocentes.
O halde tutuklu suçlu mu, suçsuz mu?
Então, o preso é culpado ou inocente?
Ve zavallı, zavallı mazlum Brutus suçsuz.
E o pobre, o pobre e perseguido Brutus é o inocente.