Taiga traduction Portugais
45 traduction parallèle
Annem öldü, babamsa ormandan bir yol açmak için kesimde.
A minha mäe afogou-se, o pai está a abrir um caminho na taiga.
Babam tüm Taiga'daki en iyi avcıydı.
Já foi o melhor caçador da taiga.
Dokuz gündür, Rodion, senin peşinden ormanı geçmekteydik.
Há 8 dias que corremos pela taiga cerrada atrás do senhor Radion.
Yaşadığımız zaman, tüm pisliklerin ortalıkta dolaştığı zamandır.
O tempo é assim, há cada gajo na taiga.
İşte, benim ormanım. Taiga'm.
Eis a minha taiga.
Buraya babamın arzusu için, Sibirya göğüne petrol fışkırtmak için, gelmiştim.
Vim para lançar um jacto por cima da taiga, como o meu pai queria.
Bu bodur calilar, kutup ormanlarinin sinirini yani tayganin baslangicini da isaret eder.
Estes arbustos enfezados marcam o início da cintura de coníferas. A Taiga.
Ama guneyden gelen baharla beraber tayga ortaya cikar.
Mas quando a Primavera chega vinda do Sul, a Taiga desperta.
Burası Tayga Ormanı.
Isto é a floresta de Taiga.
Tayga yerkürenin çevresini dolaşır ve dünya üzerindeki ağaçların üçte birini barındırır.
A Taiga circunda o globo e contém um terço de todas as árvores da Terra.
Tayga'nın kuzey ucunda bitkilerin üreme mevsimi yılda topu topu bir aydır.
Na zona Norte da Taiga, o período de crescimento pode durar apenas um mês por ano.
Bu ormanlara güç veren güneşin enerjisidir. Üstelik Tayga'da olduğu gibi bir ay değil, yılın yarısı boyunca.
A energia solar alimenta estas florestas, não apenas durante um mês, como na Taiga, mas durante o ano inteiro.
Bunlar da Tayga'dakiler kadar zor yenir. Bu yüzden hayvan yaşamı az, ama yine de mevcuttur.
Estas são tão indigestas como as da Taiga, por isso os animais também escasseiam aqui, embora os haja.
Güney Amerika'da Şili arokaryası veya maymun çıkmazı ağaçlar, Tayga'nın kozalaklı ağaçları gibidir.
Aqui, na América do Sul, as araucárias são como as coníferas da Taiga.
Taiga, Kan Nehri Kıyısı. Irkutsk'a 375 km.
TAIGA, BANCO DO RIO KAN 375 KM ATÉ IRKUTSK.
Narumi Taiga hanginiz? !
Quem é o Taiga Narumi?
Narumi Taiga neredesin? !
Mostra-te, Taiga Narumi?
Meiji FanSub Sundu
Shume Miura ( Tatsuya Bito ) Nobuaki Kaneko ( Taiga Narumi )
Peşinde olduğumuz bir adamı kaybettik. Büyük ihtimal taygada bir yerlerdedir.
Um russo, que procurávamos, sumiu lá pela Taiga.
Köyü çevreleyen uçsuz bucaksız arazilere tayga adı veriliyor.
A infinita natureza selvagem que o rodeia é conhecido como "taiga".
Ama taygada çalışmayı bıraktı.
Mas deixou de trabalhar na taiga.
Dört hafta kadar taygada kalacaklar. Kulübeleriyle ilgilenecekler, yiyecek depolayacaklar.
Ficarão na taiga durante cerca de quatro semanas, tratando das propriedades, armazenando comida e coisas que tais.
Bazıları taygada yeni patikalar açacak.
Outros abrirão novas vias através da taiga.
Çünkü başka hiçbir şey avcılık kadar insanı taygaya yaklaştıramaz.
Porque a caça aproxima-nos da taiga mais do que tudo.
İyi bir köpeği alıp altı ay evde tutarsan, taygaya çıkardığında tabii ki iyi bir avcı olamaz.
Se pega num bom cachorro e o deixa em casa seis meses, certamente não será um bom caçador quando o levar para a taiga.
Yine köydeyiz. Taygadaki tuzakçılar gibi, köylüler de başlarının çaresine bakmak zorunda.
Na aldeia, à semelhança dos caçadores na taiga, os aldeãos também têm de ser totalmente autossuficientes.
Bu sırada taygada, Gennady donmuş nehir kolu boyunca arazisini dolaşıyor.
Na taiga, o Gennady atravessa o seu território ao longo dos afluentes gelados.
Taygada ise yabani hayvanlar zaten benden, yani bir insandan hayır gelmeyeceğini biliyor.
Na taiga, os animais sabem que não esperam nada de bom de mim... de ninguém.
Köyde birkaç gece geçirdikten sonra kışın kalanını geçirmek üzere taygaya dönecekler.
Após uns dias e umas noites, vão regressar à taiga para os restantes meses de inverno.
O zaman tüm Tayga bölgesini geçmek zorunda kalacak.
Ela teria que atravessar toda a Taiga para fugir.
Burası Tayga, başka yere benzemez.
Esta é a Taiga e não um mercado de rua!
Tüm savaş boyunca Tayga'da mı saklandın?
Passou toda a guerra escondida na Taiga?
Tayga'da sürüsüyle odun vardır, ancak demir bulmak kolay değildir.
Hà muita madeira na Taiga, mas não tanto metal.
Taiga Mori.
Taiga Mori.
- Taiga. Taiga.
- Taiga.
Taiga, hayır.
Taiga, não.
Birlikte, gezegenimizin çevresinde 11 bin kilometre boyunca kesintisiz uzanan taygayı oluştururlar. Ve yeryüzündeki tüm ağaçların üçte biri buradadır.
Juntas, elas compõem a taiga, uma faixa contínua de floresta que se estende por 11 mil km ao redor do nosso planeta, e contém um terço de todas as árvores da Terra.
Tayga ormanı, Kuzey Kutbu yolculuğumuzun sonu demek oluyor. Donmuş okyanustan, onu çevreleyen karalara.
A floresta de taiga marca o fim de nossa viagem pelo Ártico, do oceano congelado às terras que o circundam.
Burası, tayga.
Esta é a taiga.
Volverin ve kuzgun. Taygada birbirini bulan çiftler.
Carcajus e corvos, uma aliança feita na taiga.
Engin tayga ormanının sınırında gezegendeki en müthiş avcı-av ilişkilerinden birini görüntülemeyi umuyorlardı.
Na fronteira da imensa floresta de taiga, a equipa esperava filmar um dos aspectos dos predadores mais incríveis do planeta.
İki yıl önce, taygada kaybolmuştum. Yapraklar hayatımı kurtardı.
Uma vez, perdi-me na taiga e as folhas salvaram-me.
- Ben de neden dört kişilikteyiz diyordum. - Taiga.
A mesa para quatro intrigou-me.
Eminim öyledir.
Taiga, Wendy. Wendy, Taiga.
- Taiga.
- Taiga.