Talon traduction Portugais
188 traduction parallèle
Son andan sonra bir pençe bitkin varsa iki tanesi yeterince mucize yaratır.
Quando tem apenas uma única planta de talon para durar um secton, duas tais plantas seria milagre o suficiente.
Bu kurşun bir Kara Talon.
É uma Black Talon.
Yedinci Yak'Talon, düşük güç testi için bile en az on gün gerektiğini söylüyor.
O Sétimo Yak'Talon calcula que precisaremos de uns dez dias até fazermos um teste de baixa potência.
- Kara Pençe.
- Black Talon.
- Kara Pençe'yle mi vurulmuş?
- A bala do crime era Black Talon?
Dün, Kara Pençeleri satan Jersey'deki silah dükkanının sahibiyle konuştum. Siyah gözlüklü birini hatırlıyor.
Falei com o dono de uma loja em Jérsia que vendeu as Black Talon e ele lembra-se de um tipo com óculos de massa, pretos.
O da Kara Pençe mi aldı?
Ele comprou balas Black Talon?
44 kalibrelik üç kutu Kara Pençe. "
Três caixas de balas Black Talon, calibre.44.
New York'ta Kara Pençe kurşunu alan bir tek benim de sanki!
Sou a única pessoa em Nova lorque que comprou balas Black Talon?
Black Talon. Kurşunun parçası.
- É uma bala de fragmentação.
Tüm hafta Talon'da Lana'ya tarih ödevinde yardım ediyordum.
Passei a semana no Talon com a Lana num trabalho de História.
Arabam Talon'un dışında bozuldu ve beni eve götürdün.
O meu carro avariou perto do Talon e levaste-me a casa.
İsterdim ama üzerimi değişip Talon'daki mesaime başlamalıyım.
Bem queria, mas tenho de trocar de roupa e ir para o Talon.
Dün gece Ian'la onu Talon'da gördün.
Tu viste-a com o Ian ontem à noite, no Talon.
Clark Talon'a uğradı.
O Clark passou pelo Talon.
Aslında, Talon'da olanları biliyor musun diye soracaktım.
Queria perguntar-te se sabes do Talon.
- Eğer Talon iflas ederse...
- Se o Talon falir...
Talon kendini desteklemeli.
O Talon tem de ser auto-suficiente.
Seçim toplantımı Talon'da yapabilirim, sana müşteri getiririm.
Podia falar no Talon, para atrair clientes.
Talon'da fazla konuşamadığımız için üzgünüm.
Nem pudemos falar no Talon.
Onları romantik bir şekilde dans ederken yakaladıktan sonra Talon'da kaldım.
Quando os apanhei a dançar na sala, decidi ficar no Talon.
Neden daha sonra Talon'a gelmiyorsun?
Por que não passas pelo Talon mais tarde?
Talon'da tekrar oldu.
Voltou a acontecer no Talon.
Talon artık iyi bir seçim değil.
O Talon já não é um bom negócio.
Talon her zaman kâr yapmıştır.
O Talon sempre foi auto-suficiente.
- Talon'dan kovuldum.
- Fui despejada do Talon.
Lana, Talon'u sen tekrar ayağa kaldırdın.
Lana, recuperou o Talon do nada.
Evet, Lex'in Talon'u kapattığını söyledi, ve bir şekilde bence bu sadece onun fikri değil.
Sim, disse-me que o Lex ia fechar o Talon, e, de certa forma acho que a decisão não foi totalmente dele.
Lex'e Talon'u kapattırdım.
Fiz o Lex fechar o Talon num ápice.
Talon hakkında ne yapabiliriz bilmiyorum.
Não sei o que podemos fazer pelo Talon.
Talon'dan mı bahsediyorsun?
Estás a falar do Talon?
Talon'u bir kafe-kitapçı mı yapmak istiyorsun?
Queres transformar o Talon num café / livraria?
Evet, Talon'u.
Sim, o Talon.
Talon'dan ve Luthorlar'dan nefret ediyor, beni Nazilere benzetti ve geri gelme dedi.
- Bom odeia o Talon, odeia os Luthor, comparou-me aos Nazis e disse-me para nunca mais aparecer.
Talon 9'da kapanıyor.
O Talon fecha às 9h.
Talon umurunda değil senin.
Estás-te nas tintas para o Talon.
Bütün gün, Talon personelinden, Lex'den ve Whitney'den özür diledim.
Passei o dia a pedir desculpa ao pessoal do Talon, ao Lex e ao Whitney.
- Talon var.
- Temos o Talon.
Bu akşam Talon'da ders çalışmak için buluşuyor muyuz?
Continua tudo combinado para esta noite, no Talon?
Dün akşam Talon'da olanlar, motorsiklet...
Ontem à noite, no Talon, a moto...
- Tavsiyene uyup Talon'a uğradım Lana.
- Segui o teu conselho, Lana... -... e fui ver o Talon.
Talon'dasın sanıyordum.
Pensei que estavas no Talon.
Cesedini Talon'un arkasında bulmuşlar.
Encontraram o corpo dele atrás do Talon.
- Russell'ı Krissy ile gördüm.
- Vi o Russell com a Krissy no Talon.
Talon'a gidiyordum ama evime bu geldi.
Ia a caminho do Talon, mas recebi isto em casa.
Parti için Talon'da olacaklar.
Eles vão à festa no Talon.
Ayrıca Talon.
Já para não falar do Talon.
Lana'ya Talon'da açılış gecesi için yardım edeceğim.
Vou ajudar a Lana a preparar a inauguração do Talon.
BÜYÜK AÇILIŞ BU CUMARTESİ.
TALON - GRANDE INAUGURAÇÃO ESTE SÁBADO
Tek başına, Talon'u otopark olmaktan kurtarmak yani?
Salvar o Talon, sozinha do abismo de se tornar um parque de estacionamento?
- Lana bana Talon'dan bahsetti.
A Lana contou-me.