English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ T ] / Tane

Tane traduction Portugais

55,122 traduction parallèle
Evet, sanırım herkese bir tane var, anne.
Sim, eu acho que toda a gente tem essa mãe.
Bir kerede bir tane.
Um de cada vez.
Bu numarayı ararsan bir tane daha Sikiş zamanı göstereceğim evinde,
Se ligares para este número mais uma vez
Şimdi bu her zaman çatışmada görünmüyor Ama bir tane almaya eminsin Çünkü en hızlı rota
Isto nem sempre aparece no gps mas certifica-te que vais por esta porque é a rota mais rápida se queres evitar o trânsito.
Bir tane daha var sandim.
Eu pensei que havia outro.
12 tane küresel taşlaşma modülü.
Doze módulos esféricos de petrificação.
- Bir tane istiyorum!
- Quero um! - Limites!
- 3 tane daha.
- Mais três para apanhares.
100 tane daha şirin, on kat güç demek.
Mais cem Smurfs, isso dá dez vezes mais poder...
Bir tane taşırsan...
Se juntarmos o...
Sadece bir tane görüyorum.
Só vejo um.
Aynı satıra iki tane 9 yazmış.
Ele tem dois noves na mesma linha.
Bunları al. Bir fiyatına iki tane almıştım.
Toma, comprei dois pelo preço de um.
Hem de üç tane yaşı geçkin beyin Williamsburg tasarruf bankasından 2.3 milyon dolar çaldığı saatlerde.
À mesma hora em que três idosos roubaram 2,3 milhões de dólares ao Williamsburg Savings Bank.
- Bir tane daha var.
- Há outro.
- Evet, başka bir tane var.
- Sim, há outro.
Bir tane alabilir miyim?
Pode dar-me um daqueles?
Haydi. O zaman indir bir tane, şerefsiz.
Vá lá, bate lá, meu larilas!
Salla lanet bir tane. Yap şunu.
Dá-me um soco, vá!
Facebook, Twitter, Snapchat, Instagram seç ve hiç tanımadığın insanlara öfke kusmak için bin tane değişik şeyi.
Escolhe o Facebook, o Twitter, o Snapchat, o Instagram e mil outras formas de despejar veneno sobre pessoas que nunca viste.
- Bir tane daha?
- Mais uma?
Bir tane şey verir misin...
Me dê uma...
O halde bir tane daha getireceğim.
Então, vou trazer outra.
Bir tane yeterli değil mi?
Já não basta uma?
Ben bir tane için ebediyen lanetlendim.
Eu recebi a condenação eterna por uma.
Şanslı hissediyorsan, senin için de bir tane var.
Também levo uma para ti, caso te sintas com sorte.
- Başka bir tane daha var.
há outro.
Sadece bir tane.
- Só tem um.
Kız kartı açar, ağacın dallarında on tane on sent görür.
A miúda abre o cartão e tem moedas de dez cêntimos.
Sen kaç tane yazdın?
O que já tens?
Bugün en az 12 tane kamyonda gördüm onu.
Deve ter visto isso em 12 camiões hoje.
Kaç tane kedin var?
Quantos gatos tem?
Kaç tane balık yakaladın?
Quantos peixes apanhaste?
Bir tane daha iç.
Toma outra.
- Bir tane daha?
- Queres outra?
O bayanlar ne içiyorsa birer tane daha ver.
Serve às senhoras outra rodada do que estão a beber.
- Üç tane ver.
- Sim, dá-me três.
Kaç tane devirdi?
Com quantos terminaste?
İyi bir tane yaparsan olur.
Só tens de criar uma boa.
- Tamam. - Sanki bir tane...
Eu tenho um momen...
Ben onu terk ettikten sonra üç tane karısı oldu.
Ele teve três esposas desde que eu o deixei.
Sadece bugün 30 tane işten çıkarma toplantım var.
Só hoje tenho 30 reuniões de cessação.
- Evet, bir tane daha alacağım.
- Sim, preciso de outro.
Tamam, Neil. Bana sekiz tane ekstazi ya da her neyse sat.
Quero um oitavo de ecstasy ou seja lá o que for.
Ama şimdi vücudunda bir tane bile sağlam kemik bırakmayacağım.
Agora, acho que te vou partir os ossos todos.
Hayır, doktor. Ödünç bir gözlükle görmesini istemiyorum. Bir tane istiyorum.
Eu não quero que ele tenha uma visão emprestada mas uma sem dever nada.
- Sadece bir tane.
- Só uma.
Bir tane bile içmedim.
Não tomei nenhuma.
Saçlarından bir tane baş belası kızı ve zenginleştin mi?
Menos uma miúda para te chatear e ficas rico?
Kaç tane olduğumuzu biliyordu, nerede olduğumuzu bile biliyordu.
Ele sabia quem nós eramos, e até sabia onde nós estávamos.
Altı tane mi?
Seis?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]