Taro traduction Portugais
139 traduction parallèle
Bayan Taro, Dr No'nun dosyalarını getirin.
Menina Taro, os ficheiros sobre o Dr. No.
- Tamam Bayan Taro.
- Certo, Menina Taro.
Tamam Bayan Taro.
Está bem, Menina Taro.
Bazıları tarot kartlarını kullanarak müşterilerine akıl veriyor.
Alguns aconselham os seus clientes utilizando cartas de tarô.
Bütün bunları tarot kartlarıyla mı söyledi?
Ela faz isso tudo com cartas de tarô?
Taro'nun sesi, beni ıssızlığın içinden çekip aldı ve işte, sevgili oğullarım tam karşımda.
A voz do Taro fez-me despertar. Vi os meus amados filhos.
Bu nedenle, hükmüm altındaki her yerin, her şeyin üzerindeki yetkilerimi en büyük oğlum Taro'ya devrediyorum.
Eu, Hidetora, cedo toda a minha autoridade ao meu filho mais velho, Taro.
Şu andan itibaren, İchimonji hükümranlığının başı Taro'dur.
Esta é a minha vontade. De agora em diante, Taro é o representante da Casa de Ichimonji e tornar-se-á no senhor destas terras.
Ancak fiili liderlik tamamen Taro'nun olacaktır.
Mas a verdadeira chefia fica a cargo de Taro.
Birinci kaledeki Taro'ya destek olacaksınız.
Serão o reforço de Taro no Primeiro Castelo.
Yani sence Taro bana dalkavukluk mu yapıyor?
Estás a dizer que o Taro pretende lisonjear-me?
Taro zora düşüp yardıma ihtiyacı olduğunda güçlerinizi birleştirirseniz Ichimonji'nin namı da halkı da güvende olur.
Sempre que Taro não consiga defender-se sozinho, se unirem as vossas forças, a Casa de Ichimonji estará segura.
Taro'nun konumundan dolayı kıskançlık duyuyor.
Os teus irmãos? Ele deve estar com ciúmes da posição do Taro.
Kadınlarım, Taro'nun karısının önünde diz mi çöküyor?
As minhas mulheres ajoelham-se perante a esposa de Taro?
Efendi Taro'nun emri böyle!
É uma ordem do Senhor Taro!
Efendi Taro yetkilerin ona devredilmesini kutlamak üzere bir aile toplantısı düzenledi.
O Senhor Taro prepara uma reunião de família para celebrar a transferência de poder.
"Ichimonji hükümranlığının tüm yetkilerini Taro Takatora'ya devrediyorum." "Madde 2 :"
" cedo a Taro Takatora os domínios de Ichimonji.
"Taro Takatora'nın, Ichimonji ailesinin başı olduğunu kabul ediyorum."
"Em segundo lugar, " instauro-o como único governante da Casa de Ichimonji.
Babamın tuhaflaştığını söyleyip duruyor burada kalmasına izin vermek çok akıllıca olmayabilir.
A carta do meu irmão Taro diz que não é prudente acolhê-lo aqui.
Babamın danışmanı Ikoma ise ağabeyimin planlarından tek söz etmiyor.
Ikoma, o conselheiro de meu pai, é cúmplice nos planos de Taro.
Bu sert tavırlar, Efendi Taro'ya has işler değil.
Tal severidade nem parece obra do Senhor Taro.
Efendi Taro, bir zavallıdan başka bir şey değil.
O Senhor Taro é um fraco.
Aslında, bu durumu ben de pek adil bulmuyorum. Taro'dan sadece 12 ay sonra doğdum diye hayat boyu ayaklarına secde etmek zorunda kalıyorum.
Digo-vos que não acho justo ter nascido 12 meses depois de Taro e que por isso tenha de rastejar toda a vida a seus pés.
Taro kolay lokmadır ama karısı Kaede, şeytan gibidir!
Taro não constitui problema. Mas a mulher dele, a Senhora Kaeda, é outra história.
Taro beni hayalkırıklığına uğrattı, hem de nasıl!
Taro desapontou-me.
Taro sana mektup mu gönderdi?
Taro escreveu-te?
Anlıyorum senin de senin de Taro'dan farkın yok!
Finalmente compreendo. Também tu és igual a Taro.
Ichimonji ailesinin başı Efendi Taro Takatora'nın vermiş olduğu yetkiyle bu kalenin idaresine el koyuyorum.
Segundo ordens do Senhor Taro Takatora, chefe da Casa de Ichimonji, eu, Ogura, me apodero deste castelo!
Taro'nun fermanına uymaktansa, dağlara kaçmayı uygun gördüler.
Eles fugiram para não terem de obedecer ao decreto de Taro.
Ama Efendim, kale şu anda Taro'nun generalinin elinde. Ogura mı?
Mas o general de Taro já se apoderou dele.
Efendi Taro öldürüldü. - Ne?
O Senhor Taro foi morto.
Ben, koca Hidetora kendi oğullarımın saldırısına uğradım.
Eu, Hidetora, fui atacado por Taro e Jiro, os meus próprios filhos.
Üstümde olduğunu görüyorsun ve gördüğün halde neden soruyorsun?
Trago vestida a armadura de Taro. Decerto a reconheces.
Sevgili Jiro! Taro'nun ölümü, benim zerre kadar umurumda değil.
Senhor Jiro, a morte de Taro não me interessa.
- Jiro, Taro'yu öldürttü. - Ne?
O Jiro matou o Taro.
Jiro, Taro'yu katletmiş.
O Jiro matou o Taro.
Taro'yu öldürürken hain, Sue'yu kurtarırken kahraman!
Ele é o vilão que matou Taro e o herói que salvou a Sue...
Bu taro kökü.
Isso é inhame.
- Bunlar tarot kartları değil.
- Cartas de tarô, não são.
ikinci grup ise batıdan Taro geçidini geçecek.
Os outros atravessarão pelo oeste o desfiladeiro Taro.
Gulgas kökü, büyülü bir bitki.
Raiz de taro, erva mágica.
Tarot kartları mı?
- Cartas de Tarô?
Bunlar tarot kartları değil.
Isto não são cartas de Tarô.
Taro, oğlum benim!
Taro, o meu primeiro filho,
Ben de Taro gibi düşünüyorum.
Eu sinto o mesmo que Taro.
"Babası olmama rağmen..." "...
" embora eu seja pai de Taro,
Taro Takatora'nın otoritesine boyun eğmeyi... "
" devo submeter-me à sua autoridade
"Taro'dan özür dile" mi dedin?
Pedir perdão a Taro?
Ne fermanı çıkarmış Taro?
Que decreto?
İkinci grup ise batıdan Taro Geçidi'ni geçecek.
Os outros atravessarão pelo oeste o desfiladeiro Taro.
Erkek arkadaşım eksi beş derecede iyi bir ceket olmadan ortalıkta dolaşamaz.
Anda cá, precisas de um casacão ; deixo lá que um namorado meu ande por aí com este tarô sem um casacão apropriado.