Tavuk traduction Portugais
5,853 traduction parallèle
Tavuk çok lezzetliydi!
A galinha estava deliciosa.
Çünkü o tavuk değildi.
Isso é porque não era galinha.
Büyürken yaptığımız gibi tavuk alıp arabada yemeğe ne dersin?
Que tal comprarmos frango e comermos no carro como fomos criados para fazer?
Sanki tavuk kemiklerinle dolu bir plastik poşeti eşeliyor gibiyim!
É como se estivesse a mexer num saco de plástico cheio de ossos de galinha!
Tavuk topluluğunda kötü bir üne sahipsin.
Não fales comigo. Tens uma má reputação na comunidade das galinhas.
Belki tavuk gibi olan kollarını biraz etlendirir.
Talvez vá por alguma carne nesses teus bracinhos. Próximo.
"sana bir tabak Hint usulü körili tavuk ikram ediyor."
"num Acura baixinho oferece-lhe um prato de frango vindaloo."
Zeytinlerimiz kavun gibi büyükler. Ve tavuk yumurtalarımız bardak kadar.
Temos azeitonas do tamanho de melões, frangos tão grandes quanto cães.
- Tavuk. Kuş.
- Frango.
- Tavuk.
Ave. - Frango.
Kim tavuk kanat yiyip deliler gibi eğlenmek ister?
Quem é que quer comer asas de galinha e divertir-se?
- Tavuk öldürmek?
- Matar uma galinha?
Lanet korkak bir tavuk olmaktan vazgeç.
Para de ser maricas.
Altın yumurtlayan tavuk mu?
Achas que é uma galinha de ovos de ouro?
Bence tavuk eti gibi koktu. Tavuk eti değil miydi?
- Não foram costeletas de touro?
Ödlek tavuk.
Sê uma cobarde.
- Nico, bir tavuk mu?
A Nico é uma galinha?
Bir tavuk maskesiyle çıka geldin!
Apareces com uma máscara de galinha!
İnsanların ben bir tavuk maskesi giyerken ve seni gıdaklayı sevişirken görmelerini mi istiyorsun?
Queres que me vejam com uma máscara de galinha e tu a cacarejar e a fornicar?
Yemekte tavuk var.
Tenho um frango.
Tavuk seviyorsan tabii.
Se você gostar de frango...
Ve tavuk severim.
E gosto de frango.
- Sakın bize tavuk deme!
- Não nos chames porcos!
Bu masada, İngiltere Kraliçesinin boğazına tavuk kemiği kaçmış.
A esta mesa, a rainha de Inglaterra engasgou-se num osso de galinha quando aqui estava.
Orda tavuk balık olmasına karar vermeliyiz!
Deve esclarecer se houver frango ou peixe,
Kafası kesilmiş tavuk kurbanlar.
Galinhas decapitadas, sacrifícios..
O tavuk değil.
Isso não é frango.
Yüzde 110 tavuk.
É 110 por cento frango.
Tavuk pişirdim.
Assei uma galinha.
- Tavuk mu?
Uma galinha?
Korkak Tavuk!
Cobarde!
Birkaç tavuk kanadı yapacağım.
Vou fazer umas asas de galinha.
Sana dana bonfile diyorum. Sana kızarmış domuz diyorum. Sana jambonlu tavuk diyorum.
Estou a falar de bifes do lombo, de pernil assado, de frango jambalaya com salsichão, porra.
Bugün tavuk var.
Hoje é galinha.
Hem sen ışık gölge tekniğini görsen tavuk iç organı sanırsın.
E tu não distinguirias chiaroscuro de miúdos de galinha.
Destansı bir aşk hikayesi... çok yakışıklı, uzun burunlu, mor bir şeyle... güzel bir tavuk arasında.
Uma história de amor épica entre uma coisa roxa nariguda muito bela e uma linda galinha.
- Hiç ayrılmazlar. - Burnuma tavuk kokusu geliyor.
Têm de se manter juntos.
Peynirli makarna, kızarmış biftek, kızarmış tavuk. Buna alışkınız.
Comemos macarrão com queijo, bifes panados, frango frito, porque é um hábito.
Acılı peynir kızartması, nachos, tavuk kızartması tüm bu şişmanlatıcı ve yağlı yemekler okulumuzu dolduruyor.
Batatas fritas com chili e queijo, nachos, frango frito... Estes alimentos calóricos e gordurosos entopem as escolas.
Bugün hamburgerleri, çizburgerleri kızarmış tavuk ve pizzaları var.
Hoje, temos hambúrgueres, pizzas e frango frito.
Biz gençlerin sağlıklı kalması zor. Çünkü arkadaşlarını bir sürü kilo aldıran cipsler, kızartmalar, çerezler ve kilo aldıran yağ dolu kızarmış tavuk ve daha bir sürü yağlı yemekler yerken görüyorsun. Onlar zayıflar ve iyi görünüyorlar.
É difícil para os jovens tentarem ser saudáveis, porque vemos os amigos a comer batatas fritas, chili, nachos, e todo aquele frango frito e comidas gordurosas, mas continuam magros e com bom aspeto.
- Tavuk dansı.
- Essa cena à galinha.
Ne, ilk tavuk veya yumurta geliyor?
O que apareceu primeiro :
Peynir, kızarmış tavuk ve şeftalili turtalı akşam yemeğimiz için çok güzel bir son olur.
Sim, queijo seria uma boa maneira de terminar o nosso jantar de frango frito e tarte de pêssego.
Biraz tavuk ister misin?
Quer frango?
Sen hep "gerekirse çiğ tavuk yerim" demez miydin?
Tu próprio disseste, o que é um peido para quem já está cagado.
Kızarmış tavuk, bezelye ve mısır ekmeğinin olduğu bir masada da.
E uma refeição com frango frito, feijão-verde e pão de milho.
Anne, tavuk mu başka bir şey mi yiyoruz?
Mãe, temos frango?
Tavuk!
Bife.
Pekâlâ. Tavuk?
- Frango?
Tavuk kanat mı?
Asas de galinha?