Tertemiz traduction Portugais
865 traduction parallèle
Bu şemsiye örneğin, tertemiz.
Este chapéu de chuva, por exemplo, não tem marcas nenhumas.
Güzel, tertemiz deniz balığı onlar.
É peixe salgado, do bom.
Vay canına, burası tertemiz olmuş!
Foi tudo limpo!
Tüm koltukları çıkardım, onu tertemiz ettim.
Tirei os bancos todos, ficou vazio.
Sekiz gün, resmen tertemiz.
Oito dias. Praticamente reabilitada.
Tertemiz hava yayan bolca ağaç vardı
AS árvores tinham de lutar para alcançar as alturas.
Etrafı tertemiz edip, eyerleri parlatın,... bir süre dışarının işleri ile ben ilgileneceğim. Belki de yapamayacağın tek şey bu.
Vão montar uma sela o dia todo, já estou cuidando disso.
Tertemiz olurmuş geceler, ne yıldızlar ne cinler çarparmış insanı ne de cadıların büyüsü tutarmış.
As noites são seguras, não chocam planetas, as fadas e as bruxas não lançam feitiços,
Buranın beş mil etrafını tertemiz etmek bir avcının bir haftasını almaz.
Em menos de uma semana, um caçador... mataria toda a caça num raio de 8 quilómetros.
Onu bu vahşi hayvan kılığına hapseden büyü bozulur. Artık tertemiz kalbi olan, hassas kültürlü ve yakışıklı bir şövalyedir ve Güzel'den aldığı her öpücük onu daha muhteşem erdemlerle donatır.
O feitiço que o mantinha nessa pele selvagem quebra-se, o Monstro converte-se num cavaleiro de coração puro, sensível e culto.
Yüzünü sevdim. Tertemiz. Anlatabiliyor muyum?
Eu gosto do seu rosto, é sincero, entende?
Anında tertemiz banknotlarla ödeme yapar.
Ele paga logo em notas boas e limpas.
Ama sizinle, iş her zaman zevkten önce gelir, bütün çamaşırlarını yıka, tertemiz yıkan, bütün tamiratları yap, ve sonra, ancak o zaman oturup güzel bir kitapla saatlerini geçir...
Mas com você, negócio antes do prazer todo o tempo. Lave toda sua roupa pessoal, faça isto palmo a palmo... saia tudo bem feito, e então, só então... sente-se por uma hora agradável com um bom livro.
Tertemiz.
Limpinha.
İşte, bak temizledim, tertemiz oldu.
Já está! Veja agora.
Kommandant tüm koğuşların tertemiz olmasını istiyor.
O Kommandant quer as casernas bem arrumadas e também limpas.
Burada sözkonusu olan bir subayın tertemiz olan sicilidir.
Está em causa a carreira de um oficial com uma folha impecável.
Tertemiz lekesiz bir kasabadan daha azını kabul etmeyeceğiz
Não nos contentaremos com menos Do que uma cidade pura e imaculada
Onu tertemiz ve bilimsel olarak yetiştiriyorlardı.
Criaram-no de uma maneira puro e científico.
Kemikler tertemiz, muzun kabuğunu soyar gibi.
Apenas ossos, tão limpos como se descasca uma banana.
Çok geç oldu. Eğer bu konuda konuşmazsanız yarın sabah Harry'i tertemiz gömeriz. En akıllıca olanı bu.
Além disso, é muito tarde, por isso fique calado em relação a isto e amanhã de manhã voltamos a lá pôr o Harry direitinho.
Ne kurşun yarası, ne kuşku, tertemiz.
Nada de feridas de bala, de suspeitas, totalmente limpo.
Evet, orada içerisinde tertemiz ve güzel çamaşırlar olan büyük sepetler var.
Sim, estão lá cestos bons, grandes e cheios de roupas limpas.
Kolay bir iş, tertemiz bir iş.
Não é nada de mais. É tudo muito bom e limpo.
Tertemiz.
Bem limpinhas.
Bu tertemiz ülkeye gelip de yağlı saçlarınızla ve, ipek takımlar giyerek, saygın Amerikalı geçinmeniz hoşuma gitmiyor.
Não gosto de os ver chegar a este país limpo com cabelos oleosos, e vestidos com esses fatos de seda, a tentarem passar por americanos decentes.
... tekrar tekrar söylediğim gibi,.. ... Tarih birgün 9.cu alay ve bizden bahsederken,.. ... hepimizin tertemiz olduğumuzu söyleyecekler.
Vocês são do 9º Regimento, e como disse, repetidas vezes... o 9º Regimento tem uma reputação que falará por nós algum dia... e falará claramente.
Onun nasıI tertemiz, sıfırdan başlamaya hazır bir hâlde geldiğini gördün.
Você viu como ele estava, limpo, pronto para começar tudo outra vez.
Peki o zaman bu dünyada yaşamaya değecek... tertemiz ve dosdoğru bir şey var mı?
Há algo de tão claro e justo ao mundo que tenha direito a viver?
O'nun yabası elindedir. Harman yerini tertemiz edecek. Buğdayını toplayıp ambara yığacak,..
Tem na mão a pá, limpará sua eira e recolherá... o trigo ao celeiro.
Tamam, yıkanıp üzerimi değişeyim. Sonra, tertemiz.
Vou refrescar-me e vêmo-nos no bar todos frescos e lavadinhos.
Eger... eger bir mucize olsaydi da... yarin sabah buradan elimizi kolumuzu sallayarak çikip... her seye bastan baslayabilseydik ne yapardin? Tertemiz...
Que farias se... acontecesse um milagre... e pudéssemos sair daqui amanhã de manhã... começar tudo do princípio.
Şimdi balık tutmaya gidiyorum, döndüğümde burayı tertemiz ve kokusuz görmek istiyorum.
Vou pescar, quando eu voltar, quero este lugar... limpo e bem cheiroso.
Zihnim hâlâ tertemiz.
Sei o que se passa comigo mas nâo posso evitá-lo.
Herşey tertemiz, yeni yıkanmış gibi.
Tudo estava limpo, parecia recentemente lavado. Embora o Sr. Lannier tenha bebido muito naquela noite.
Tertemiz, yakışıklı bir çocuk.
Um rapaz com bom aspecto.
Burası tertemiz.
Este lugar está impecável.
Tertemiz oldu!
Bom e limpo!
İsterseniz, siz banyonuzu alırken Mordecai onları götürsün... Bayan peekins onları kaynatarak tertemiz yıkar.
A não ser que queira que o Mordecai as ponha lá fora enquanto está de molho... a Sra. Peekins faz uma bela barrela.
Ama tavan arası tertemiz.
Mas o sótão foi limpo.
O zaman tertemiz farelerimiz var.
Devem ser ratos limpos...
Ruha sanki merhemdi tertemiz havası!
Essa atmosfera imaculada, era um bálsamo para a alma!
Ahlakım gibi tertemiz.
Bem limpinha, como a minha consciência.
Yüzünüzü tertemiz eder...
Ajuda a secar borbulhas e pontos negros...
Herşey tertemiz ve parıldıyor.
- Está tudo tão brilhante.
Willy, tertemiz halıyı ne hale getirdiğine bakar mısın?
Willy... veja o que você fez no meu chão limpinho.
- Tertemiz!
- Muito!
Ama adam şu anda tertemiz sıyırdı.
Desta maneira, o tipo sai limpo.
- Tertemiz olacaksın.
- Vamos deixá-lo limpinho.
Giysileri veriyorsun ve tertemiz çıkıyorlar!
Põe-se a roupa aqui e logo...
"Onyegin, tertemiz vicdanını olanca saflığıyla sergileyen şairin yürekten iç döküşünü, ciddi bir havayla dinliyordu."
- Oriégouine. "... Com um ar sério,