Teslimat traduction Portugais
2,360 traduction parallèle
Aslında Topeka, Kansas'ta bir çiçek teslimatı kamyonuydu. Yollar yine de çok kaygandı ama.
Era mais uma carrinha de entrega de flores em Topeka, no Kansas, mas as ruas ficavam escorregadias.
- Hey, Leo, özel teslimat
- Ei, Leo, entrega especial.
Adam sadece teslimat yapacaksın demiş, hepsi bu.
Disse que o homem tinha mandado fazer uma entrega.
Teslimatı sana yapıyoruz demek.
Então... Você é o caixa.
Pekala, eve çok önemli bir teslimat bekliyorum.
Está bem, estou à espera de uma encomenda muito importante aí em casa.
Geçen ay 5 kahve teslimatı parası vermiştik ama sadece 4 tane aldık.
No mês passado, pagámos cinco cargas e recebemos quatro.
Eksik teslimat mı var?
- Perdeu-se uma carga?
Bize teslimat için dört saat vaat ediyorsunuz. Ve her zaman son dakikada geliyorsunuz.
Sempre nos dão 4 horas para uma entrega e sempre aparecem no último minuto.
Duydum ki teslimat işine yarın geri dönüyormuşsun.
Quase esqueci. Ouvi que vais voltar para o teu... trabalho de entregas amanhã.
Biliyorsun, Jean. Sanırım bir teslimatın var.
Jean, acho que há uma entrega para si.
Meg Keefler teslimat konusunda bana bir şeyler öğretmeye çalışıyordu.
A Meg Keefler estava-me a treinar.
Teslimat süreci tıpkı bir zincir gibi birbirine bağlı.
A entrega obedece a protocolos rigorosos.
Önemli olan yeni ortağımızın teslimat sisteminin başarıyla test edilmesi.
O que importa é ter sido um teste bem sucedido... do sistema de entrega do nosso novo parceiro.
Şarap teslimatı 12'de burada olmalı.
A entrega do vinho devia ter chegado às 12h00.
Şarap teslimatıyla uğraşıyor, Lordum.
Está a tratar da entrega do vinho, meu senhor.
Thomas Johnson için bir teslimat var.
Olá, tenho uma encomenda para um Thomas Johnson.
Adama bir teslimatın olduğunu söyle.
Diz ao homem, que tens uma entrega.
Teslimat sonrası bombayı nasıl deaktive edeceğini sana söyleyeceğim. 30 dakikan var.
Após a entrega, eu dou-lhe as instruções sobre como desarmar a bomba. Você tem 30 minutos. - Não.
Bagaj teslimat üç kapanıyor.
A zona de descarga de malas número 3 está agora fechada.
- Bir teslimat yapıyoruz.
- Estamos a fazer uma entrega.
Avans beş bin, teslimatı istediğiniz zaman yapabiliriz.
Cinco mil dólares, e fazemos entregas a qualquer hora.
Teslimat rotası konusunda Belediye Başkanı'nın sözü dışında tüm kontratların değeri beş para etmez.
Aqueles contractos não valem nada. Com a promessa do presidente da câmara que a rota de entrega é minha.
Sonra birkaç uzak alışverişi posta ofisi adresle ilişkilendirdik ve teslimat tarihi ayarladık.
Depois ligámos uma série de compras remotas a um apartado... e estabelecemos uma data de entrega.
Ama bir teslimat yollamış.
Ele mandou um serviço de entregas.
Teslimat mı? Ne göndermiş?
- Um serviço de entregas?
Yedi yıl da sattım ve teslimat yaptım.
Cumpri mais sete por venda e distribuição.
İkisine de teslimat yapan Hugo'nun dediğine göre çeşit yokmuş, fiyatlar fazlaymış.
Isto segundo o Hugo, que é o estafeta que trabalhou com ambos. Sem seleção, preços elevados.
vay ertesi gün babam ona kumaşlar için 100bin rupi verdi oda 2 hafta içinde teslimatın yapılacağına söz verdi.
Puxa Pai dia seguinte deu 10.000 rúpias em dinheiro. Ele prometeu voltar em duas semanas.
Az önce, telefonda Big Pie'daki patronuyla konuştum. Marcus dün gece yaklaşık 1 : 30'da teslimat için çıkmış ve geri gelmemiş.
Acabei de falar ao telefone com o seu chefe no Big Pie, e ele diz que Marcus saiu para uma entrega ontem à noite por volta da 1 : 30h e nunca mais voltou.
Müsaade edersen, teslimatım var.
Desculpa, tenho de ir fazer uma entrega.
O gün içinde teslimat yapılması için para veriyordu, ben de cevap verdim.
Estavam a oferecer dinheiro para fazer uma entrega nesse dia, e eu aceitei.
Van Owen'daki teslimat ofisinde çalışıyor.
Ele trabalha no serviço de entregas, em Van Owen.
Özel bir teslimat yaptırmam gerek.
Preciso de ajuda para encontrar um item especial.
Teslimat için arka sokağı kullanacağız. Tamamen izole olacak.
Usamos a ruela para as entregas.
Hemen alabiliriz. Senin teslimat yapmana- -
Podemos comprar já e não tens de conduzir...
Ona teslimatı yapacak güvenilir birine ihtiyacım var.
E preciso de alguém de confiança para fazer a entrega.
Teslimat 8'de.
E a entrega é às 8 : 00 a. m.
Teslimatı onlar yapacak.
Eles vão fazer a entrega.
Nelson. GPS'ine, teslimatın yapılacağı yeri giriyor. Nav-guide kullanıyor.
Ela está a programar a rota para a zona de entrega no GPS dela e ela... ela está a usar um guia de navegação.
Bronx Hayvanat Bahçesi mi teslimat noktası?
O Zoo de Bronx é a zona de entrega?
Teslimat noktasına doğru yolda.
Ok, ela segue para a zona de entrega.
Bütün istediğim basit birkaç teslimat yapmandı özellikle belirttiğim kişilere ve sen içine ettin.
Só te pedi para fazeres umas simples entregas a algumas pessoas e tu falhaste.
Müzikle işiniz bitince teslimat yapacaksınız.
Temos entregas quando acabarem de tratar da música.
Saat 2'de güvenlik, Bayan Grayson'ın Manet adlı tablosunun ana kabinde yapılacak açık arttırma için teslimatını yapacak.
Ás 14h, a segurança vai trazer o Manet da Sra. Grayson para ser preparado para o leilão.
Amal'ı bu araba teslimatında basmalıyız. - Navid...
Quero que prendas o Amal pela entrega dos carros.
Bulduklarını aylık bültenler halinde veriyordu ama son teslimatını yapamadan öldürüldü.
O Mark estava a relatar todos os meses as suas descobertas, mas foi morto antes de relatar a última.
Esrar için lüks market yaratma fikri zekice. Ama evlere teslimat Manhattan'da ilk kez görülen bir şey değil.
Criar um mercado de luxo para a marijuana é inteligente, mas a entrega ao domicílio não é novidade em Manhattan.
Silas'ın cep telefonuna girdiler. Teslimatın ne zaman yapılacağını öğrendiler. Heylia'nın arabasını durdurup malı aldılar.
Piratearam o telemóvel do Silas, descobriram quando era a entrega, detiveram os motoristas da Heylia e tiraram-lhes a erva.
Çöplerine girdim ve her bir teslimat kağıdını aldım.
Fui à lixeira deles e trouxe todas as embalagens deles.
Bil bakalım bugün kime özel bir teslimat geldi!
Adivinha quem recebeu outra encomenda.
Mueller'a teslimat var.
Uma entrega para Mueller.