Tetris traduction Portugais
38 traduction parallèle
- Ben de kızkardeşimle tetris oynayacağım.
- Eu brinquei com as minhas irmãs.
Uzak durun. İçerde adamın biri dünya tetris rekorunu kırmak üzere.
Está ali um tipo a tentar bater o recorde mundial de Tetris.
Yoncayı ararken canımız sıkılırsa, bu şeyde Tetris de var.
Bem, se nos chatearmos a procurar o trevo, eu tenho Tetris nesta coisa.
Genelde Tetris oynamak için başkasının bilgisayarına giderim.
- Costumo ir jogar Tetris no computador de outra pessoa.
Yok ben tetris oynuyordum.
Fui jogar Tetris
O kadar tetrisi biz bu günler için oynadık.
Foi para isso que passei todas aquelas horas a jogar Tetris.
Tatlım, buradan Irak harekatını yönetip bir yandan da tetris turnuvası yapabilirim.
Amorzinho... Eu posso fazer conferências daqui e ainda estar em torneios de tetris ao mesmo tempo.
Biraz önce patronumu arayacaktım ama tetris oynamaya başladım ve bir türlü de bırakamadım.
Ia ligar à minha chefe mas comecei a jogar "Tetris" e não consigo parar.
Mark Wiggum, şişman bir çocuk, sürekli tetris oynar.
Mark Wiggum, um miúdo gordo, joga muito Tetris.
Tetris
Tetris
Düşman pimimizi çekmiş. Üstüne Johnson'ın USO Cadılar Bayramı törenine Bayan Pac-Man olarak gideceğini öğrendiğimde yeni bir kostüm bulmak için 24 saatten az bir sürem vardı.
O inimigo cercava-nos e eu tinha descoberto que o Johnson ia ao Carnaval da OSU vestido de Tetris, isso queria dizer que eu tinha menos de 24 horas para arranjar um disfarce diferente.
Bir ajan beni kemeraltında tetris oynarken gördü.
Um agente viu-me a jogar Tetris numa máquina.
Bilek güreşinin fiziksel gücüyle, Tetris'in zihinsel çevikliğinin buluştuğu bir spor dalı.
- Combina a força do braço-de-ferro com a agilidade mental do Tetris no desporto derradeiro.
Sen Tetris'te beni yeniyorsun ancak kolların bir Keebler Elfi ile aynı güçte.
Estás a vencer-me no Tetris, mas tens a força de um duende.
Buna Kappa Tau-tetris diyorum.
Chama-se Kappa Tau-tris.
Sanki Tetris gibi, fakat şekiller evdeki şeylere ait.
É como o Tetris, mas as formas são todo o tipo de coisas da casa.
Kappa Tau-tetris oynayana kadar bekle.
Esperem até eles terem jogado Kappa Tau-tris.
İyi ki ölmeden Tetris oyununu indirmişim.
Ainda bem que fiz o download do Tetris antes de ir.
Tamam, ama sakın tetrisimi başlatma.
Está bem, mas não reinicies o meu Tetris.
Bu arada haberin olsun, tetriste parçayı yanlış yere koydum ve oyunu bitirdim.
Para tua informação, pus a peça do Tetris no sítio errado e terminei o jogo.
- Tetrus hidrojen.
- Tetris hidrogénio. - Tetrodotoxina.
Hiç tetris oynamadın mı?
Nunca jogaste tetris?
Ben gidip Tetris falan var mı bakayım.
Eu vou ver se eles têm o Tetris ou algo assim.
Bir sürü. Zelda, Tetris.
Bem, jogo Zelda, Tetris.
Quicken 95, Lotus 1-2-3, WordPerfect, Tetris.
Quicken 95, Lotus 1-2-3, WordPerfect, Tetris.
Hiçbir peynirin, boşluğu dolduramayacağı şekilli açlık tetrisi oynamak gibiydi.
Foi como jogar um jogo de tetris de perda em que nenhuma forma de queijo cabia.
Tetris yarışması diye bir şeyin olduğunu kim bilirdi?
Quem iria imaginar, que existiam competições de Tetris?
Bu da, dünya ekonomisine tek katkısı Tetris ve siparişle gönderilen gelin olan bir ülkede yaşanacak.
E a partir de um país cujo contributo para a economia global foi o Tetris e as noivas por encomenda.
Eşyalarını büyük bir meziyetle hazırlamış kişi olarak da sizlere Tetris hassasiyetinde nasıl toparlanacağınızı anlatacağım.
E como empacotador com destreza e mérito, vou dizer-vos como empacotar com uma precisão tipo Tetris.
Ya da yeniden tetrisin canına okumama imkân tanıyacak.
Ou deixar-me arrebentar em'tetris'outra vez.
- Girelim, Tetris oyunu gibi.
- Está na hora de entrar como no "Tetris".
"Tetris" olmuş olabilir!
Ele pode ter apanhado Tetris!
Tetris gibi.
É como o Tetris.
Dur tahmin edeyim, Tetris karşılaştırması senin fikrindi?
Essa comparação foi uma ideia tua?
Biri Tetris mi dedi?
Alguém mencionou o Tetris?
Test etmeliyim fakat bana çoktan oymuş gibi geliyor.
Digo, ainda tenho que fazer uns testes posteriores, mas parece-me ser "Tetris" para mim.
Tetris.
Tetris.