Tira traduction Portugais
22,652 traduction parallèle
- Götür onu buradan.
- Tira-o daqui.
- Hayır. Çek ellerini üzerimden!
Tira as tuas mãos de mim!
Örtüyü kaldırın.
Tira o pano.
Elini çek!
Tira as patas!
- Çıkart onları.
- Tira-as.
Fotoğrafın merkezine beni koyma.
Tira-me do enquadramento.
Beni buradan götürün.
Tira-me daqui.
- Bırak şunu.
- Tira isso.
Hadi, üstündekileri çıkar.
Vá, tira a roupa.
- Birisi lütfen onun çıkışını alabilir mi?
Alguém o tira daqui?
Matarese seni hapishaneden çıkarıyor ama çölden kendin çıkmalısın.
O Matarese tira a pessoa da prisão, mas a pessoa é que tem de sair do deserto.
Naziler verir, Sinclair geri alır.
Aquilo que os que nazis dão, o Sinclair tira.
Çaldığı organlara bakarsak şüpheli bir mesaj veriyor olabilir.
Com base nos órgãos que tira, acreditamos que o suspeito está a tentar fazer uma declaração.
Bu yüzden başkalarının sevgisini alır kanlarıyla beraber ondan da beslenir.
Portanto, tira-o dos outros, alimenta-se dele, juntamente com o sangue deles.
Gitmek! Kapa çeneni! Patlat bizi!
Tira-nos daqui!
- O zaman ondan uzaklaştırın.
- Então tira-o. - Não dá.
Johnny, yamaları kapat.
Johnny, tira o adesivo.
Modlarımı soyup tekrar temel yapayım mı?
Tira-me as modificações, põe-me básica outra vez?
Çıkar o zaman.
Tira isso.
Al bir tane.
Porque não tira um?
- Çek ellerini üzerimden.
Tira as tuas mãos de cima de mim, meu!
Of Julian!
- Tira as tuas mãos de cima de mim! - Por amor de Deus, Julian!
Çek ellerini üzerimden.
Tira as mãos de cima de mim.
Ceketi çıkar?
Tira o casaco.
Sadece herkesi hemen buradan çıkart.
Apenas tira-os todos daqui.
Gücünü tüketiyor.
Tira o teu poder.
Şu paraşütü kapat.
Tira o paraquedas.
Büyükannen onun pişirdiğini sanman için kurabiyeleri kutularından çıkarıyordu.
A tua avó tira as bolachas da caixa para que penses que foi ela quem as fez.
Çıkar onu.
Tira-o daí.
Çekil yolumdan!
- Não... tira as mãos de cima de mim!
Harry, o gemileri buradan hemen gönder!
Harry, tira aqueles navios dali agora!
Bir solucan al.
Tira uma minhoca.
- Çıkar onları.
- Tira-os.
Çıkar onları, Hartley. Derhal.
Tira-os, Hartley, agora!
Beni çıkar buradan, hadi!
Tira-me daqui, então!
Çek lan ellerini üstümden!
Tira as mãos de cima de mim!
Senin nefesini kesiyor.
- Tira-te o fôlego.
Bugün izindesin. Cidden mi?
- Tira o dia de folga.
Çıkar kelepçeleri o zaman.
Tira as algemas então.
Ayrıca Danıel ıle bırlıkte hareket etmıyorsa tek başına Jessıca'yı sarıp, taşıyıp, okyanusa atamaz.
Mais, se ela não está a trabalhar com o Daniel, ela não era capaz de matar a Jessica por ela própria, tirá-la da propriedade, e depois deitá-la no oceano.
Şımdı bu suçtan ıçerde olan ıkı masum Amerıkalı var ve onları kurtarmamız gerek.
Mas agora temos dois Americanos inocentes, falsamente acusados e presos por esse crime, temos de tirá-los de lá.
Dışarda buluşurduk, üstümüz giyinikken falan, onayladığımdan değil ama.
Podemos tirá-las depois.
- Ben... onları çıkardım.
- Bem, acabei de tirá-las.
Arkadaşımı onları bizden alacak tıpkı Ronnie'yi senden aldığı gibi.
Ele vai tirá-los de nós, tal como tirou o Ronnie de ti.
Merak ettim de, bu kaset yardım derneğine gidecekken nasıl oldu da birden arka cebinden çıkarttın?
Estou curioso, porque a cassete era para ser dada para a caridade, mas de repente vejo-te a tirá-la do bolso.
Onu oradan indirmeyi.
Tirá-la do comando.
Onu oradan indirmek mi?
Tirá-la de lá?
Bir avukata ihtiyacı var. Onu en kısa sürede çıkarmamız lazım.
Precisa de um advogado e temos que tirá-lo de lá o mais rapidamente possível.
Seni bu adamın içinden çekip çıkaracağım, gör bak.
Vou tirá-lo de dentro desse homem.
Benimle konuşmak istiyorsan o maskeyi çıkar.
Se quiseres falar comigo, tira essa máscara.
Kimseyi arayamam yoksa oğlumu alırlar.
Se avisar alguém, vão tirá-lo de mim.