Totem traduction Portugais
260 traduction parallèle
Cates totemin tepesine tırmandı ama sonra sıçradı ve orda onu yakalayacak hiç kimse yoktu. Sen bile.
Cates suprirá ao alto de um totem, e depois saltará mais ninguém amortizará a sua queda, nem mesmo você.
Ben çoktan direğindeki totemi görmek.
Já vejo o totem na vara.
Sol taraftaki kutsal yeri görüyorsunuz.
Na margem esquerda, há um totem.
Sizinle totemin arkasında konuşabilir miyim?
Posso falar convosco atrás daquele poste do Totem ali?
Bir totem görmek için garip bir yer tabi bu bir uyarı değilse.
Era um local estranho para um totem, a menos que fosse uma espécie de aviso.
Öğüdüme kulak ver. Sana bir totem vereceğim. Ne gece ne de gündüz onu hiç boynunda çıkarma.
Se está decidido a me obedecer, entregarei-lhe um fetiche que você levará no pescoço dia e noite.
Sana başka bir totem daha veriyorum. Bunu Peul diyarının ötesindeki Djigui'ye ulaştır.
Também lhe darei um objeto que entregará a seu tio Djigui, além das terras dos peul s.
Oradan izler bizi totem çemberine götürecek.
Dali, o trilho levar-nos-á até ao Círculo de Tótemes.
Pekala, sonraki durak Totem çemberi değil mi?
Muito bem, a próxima paragem é o Círculo dos Tótemes, certo?
- En azında yürüyerek ilk durağa bulabiliriz Totem Çemberi. - Çok komik.
- Engraçado.
Totem'i buldu.
Ele encontrou o tóteme.
Bu yüce Kartalın Totem'i.
Este é o tóteme da Grande Águia.
Buralarda dikilmiş totem falan yok.
Não vejo nenhuns tótemes aqui espetados.
Bu Totem çemberinden kalıntılarından olmalı.
Isto devem ser as ruínas do Círculo de Tótemes.
Ona hayvan ruhunu, totemini gösterdiler.
Eles mostraram-lhe o seu espírito animal, o seu totem.
- Totem yapıp onları boyarlarmış.
- Esculpiam, pintavam...
Kanat Ayak seni. Komik, aptal köpek. Totem direğini canlı sandı.
Este Paddlefoot é cão cómico, acha que totem estar vivo.
Kuzeyli çaylak. O totem direği çok uzun zamandır burada.
Ele novato no Árctico, o totem estar aqui desde sempre.
Büyükbabamın direği.
O Totem do meu avô.
Bir direkle anılmak büyük bir onurdur.
Ser lembrado por um Totem é uma grande honra.
Bir yılan totemi.
Um totem com uma cobra.
Totemle birçekim istiyorum.
Quero uma imagem junto ao totem.
- Bu benim totemim.
- Este é o meu totem.
Denizanaları, kalamar, yılanlar ve dev bir totem gibi altından bir uzaylı.
Medusas, lulas, cobras do mar... ... e um extraterrestre, gigantesca bola dourada?
Küçük bir Kızılderili kampı, birkaç totem direği.
Um pequeno acampamento indígena, talvez um totem.
Doğudan ve Totem'den hoşlanıyorum.
- Gostei do "Easter and the Totem".
Bu emekli duvar ustası Rusya'dan gelmiş ve çöplüklerde bulduğu parçalardan totem kuleler inşa etmeye başlamış. ... ve motosikletine bağladığı karavanında geri getirmiş.
Vindo da Rússia, este pedreiro reformado construiu torres-tótem feitas de coisas achadas que trouxe no reboque do seu ciclomotor.
Onlar sadece bebek değil, totemler.
Não é só um boneco, é um totem.
Hert insan bir inanca sahip hayvanlarla ilgili.Bir put
Todo o ser humano tem uma ligação com um animal. Um totem
Onun ne..
qual é o totem..
... totem?
... dele?
Totemimi öğrenmek istiyorum?
Gostaria de saber qual é o meu totem?
- Totem Pole Ranch'ten sola dönün.
- Viram à esquerda no Totem Pole Ranch.
Totem Pole Ranch, sola dön.
Totem Pole Ranch, vira à esquerda.
Buna totem diyorlar. Çok eğlenceli. Ama bir şey anlamadım.
Qual é a sua crença?
Mani.
Um "totem".
Peki ya hayvan? Sonunda onu görebildiniz mi?
Gostaria de saber o meu "totem"?
Birbirimizin aynısı gibiyiz.
Somos um totem.
Şimdi totem direği gibi olmuşsun.
Agora, estás com cara de pau.
- Totemimi alana kadar bekleyin.
Bem, espera até eu receber o meu totem.
O benim totemim olacak.
Será o meu Totem.
Her birimiz yetişkin olduğumuzda, büyük ruh bize yaşamlarımızda yol gösterecek totemimizi gösterir.
Quando cada um de nós chega à idade os grandes Espíritos revelam-nos... um Totem que nos ajuda a orientar, através das nossas vidas.
Seninki iyi bir totem.
É uma boa razão.
Kenai, ışıkların yere dokunduğu dağa gittim, ve büyük ruhlar bana totemini gösterdiler.
Kenai, já estive na montanha, onde as luzes tocam a Terra, e os grandes Espíritos revelaram-me o teu Totem.
Senin totemin aşk!
O teu Totem é o... Amor.
Toteminin gerçekten muhteşem olduğunu düşünüyorum.
O teu Totem... Acho que é realmente formidável.
Daha şimdiden totemiyle kaynaşmış.
Ele está já tão ligado ao seu totem.
- Hey, kemik kafa. Toteminin bilgelik olması bilge olduğunu göstermez.
Ei, "cabeça dura", só porque o seu Totem é sensato, não significa que ele o seja.
Toteminle yaşadığın zaman olacak.
Quando viveres guiado pelo teu Totem, terás.
- Ahmakların totemini almalıydın.
Devias ter recebido o Totem da "Cabeça de vento".
Bende çok dindarımdır.
Este é o meu totem.