Triangle traduction Portugais
26 traduction parallèle
Şerif Noonan ve Triangle Bar'dan bir sürü adam.
E imagina só quem lá estava? O Xerife Noonan e uma dúzia do Bar Triângulo.
- Triangle Hofbrau.
- O Triangle Hofbrau.
RESEARCH TRIANGLE KUZEY CAROLINA
CAROLINA DO NORTE
Genç, yeni 20'sine basmış kişiler, güzel ve hepsi de Research Triangle'ın içinden. Hepsi de pusuya düşürülmüş. Görgü tanığı yok.
jovens, à volta dos 20 anos, atraentes, todas provenientes de Research Triangle e todas caíram numa emboscada.
Dün Altın Üçgen'de biri onu öldürdü.
Alguém a matou na noite passada no Golden Triangle.
Orada meth sattığın için hapis yatmışsın.
Percebo que conseguiu algum tempo para ir vender droga para o Golden Triangle.
Virginia, Triangle bölgesindeler.
Certo, eles estão no Triângulo de Virgínia.
Üçgen'den Sahil Güvenlik'e, tamam.
Triangle para guarda costeira, escuto.
Yani "Üçgen." Üçgen geri dönecek.
O iate, o Triangle... Acho que vai voltar.
Sun Hong, Altın Üçgen'den eroin kaçırmasıyla bilinir insan kaçakçılığıyla değil.
Sun Hong era conhecido por fazer contrabando de heroína da Golden Triangle, não por traficar pessoas.
Triangle çalıyorum ben.
Eu toco ferrinhos.
Onu al ve benimle saat 10 : 30'da Altın Üçgen'de buluş.
Leva-a para fora e encontra-me no Golden Triangle às 10 : 30.
Altın Üçgen'e inelim.
Aterra em Golden Triangle.
Bütün kara birimleri Altın Üçgen'e gidin.
Todas as unidades para Golden Triangle.
Şüpheli tarafından kaçırılan helikopter yön değiştirerek Altın Üçgen'e yöneldi.
O helicóptero seqüestrado pelos suspeitos já mudou de direção vai em direcção a Golden Triangle.
Sean Altın Üçgen'deyiz.
Sean, nós estamos no Golden Triangle.
Federal üçgendeki metro istasyonundayım da ondan.
Estou na estação de metro do Federal Triangle.
Peki ya derin bir tarih geçmişi olan "Triangle Gömlek Fabrikası" yangını?
E a longa história do incêndio na fábrica da Triangle Shirtwaist?
Golden Triangle'de terörist öldürmekle ilgili hiç ikinci kez düşünmedim.
Nunca pensei duas vezes ao matar terroristas no Triângulo Dourado.
South Williamsburg'daki Sobel Triangle'da birisiyle buluşuyor.
Foi escontrar-se com alguém no Sobel, no sul de Williamsburg.
Bu sabah Classon Triangle yakınında bir araba çarpmış.
Que foi atropelado por um carro perto esta manhã no triângulo classon.
Kırmızı biber.
Pimento vermelho. Supermercado Triangle
- Triangle'da imkansız.
Não na região de Triangle.
Çaylakken bunları geçmiştim. Şirket herşeyi bilir. Hiç sır yoktur.
Arranjou um emprego na fábrica da'Triangle Shirtwaist'colocando forros em chapéus.
- 10 yaşındayken ve triangle çaldım. - Tabii.
- Certo.