English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ T ] / Trump

Trump traduction Portugais

226 traduction parallèle
Malları Trump Tower'ı satın almak için topladıysa bile umurumda değil.
Não me interessa que ele estivesse a planear hipotecar esses fundos para comprar a Torre Trump.
Hugh Kares. Trump'ın orada tanışmıştık.
Nos conhecemos no Trumps.
Bayan Rivkin son 20 yılını kocasının yemeklerini yakmakla geçirmiş... şimdi de kurabiye sektörünün Donald Trump'ı olmak istediğine... karar vermiş. Sen!
A sra. Rivkin passou 20 anos a a queimar o jantar do marido, mas agora quer ser o Donald Trump da culinária.
Neredeyiz, Trump Kulesinde mi?
Onde estamos, na Trump Tower?
Dizi için fikir : Hayallerinin peşinde koşan varlıklı bir müteahhitin öyküsü. Donald Trumph tarzı.
Ideia para uma série : construtor rico, que tenta realizar grandes sonhos... tipo Donald Trump.
İçine bir iki piket at Bay Trump.
- Os canudos, Sr. Trump? - Mas é claro.
Senin yüzünden Trump'larla bir yemek daha kaçırırsam bunun acısını hizmetçilerden çıkaracağım.
Bom, se faltar a outro jantar com os Trumps, vou culpar a ajuda.
A : Günde 1 milyar dolar kazanıp Trump Kulesi'nde seks yapanlar.
A : pessoas que fazem um milhão todos os dias e dormem na Trump Tower!
Kim olduğunu umurumda değil Donald Trump, ya da her kimsen yaratıcıIık olmadan hayatın olmadan. ve gerçekten şeytanın kıçına gidemeyecek durumdasındır.
Sejas lá quem fores, até o Donald Trump, se não tiveres criatividade ou apetência pela vida, sobes directamente pelo cu do Diabo acima.
Bir New Yorklu'ya Trump'ı hiç duydun mu demek gibi bir şey bu.
Um nova-iorquino sabe quem é o Donald Trump?
Taç Mahal, esrarkeşler için Trump Kuleleri gibi bir yerdir.
- O Taj Mahal é... é como a Trump Tower para os agarrados da zona.
Hazırlık olarak Trump, Wall Street Journal ve "Zincirli Zengin Fıstıklar" adında bir dergi okudum.
Para nos prepararmos, li Trump, o The Wall Street Journal, e uma revista chamada Apanhar Miúdas Ricas.
Beni Trump Towers'ın orada bırak.
Deixa-me aqui nas Torres do Trump.
Donald Trump? Hayır.
Donald Trump?
Donald Trump bir binadan atlamış, Madonna'nın üstüne düşmüş.
O Donald Trump saltou dum edifício e caiu em cima da Madonna.
Gidip Donald Trump ile evleneceğim.
E eu caso com o Donald Trump.
D. Trump'la öğle yemeğimi iptal ettim.
Tive de cancelar um almoço com um bilionário.
Geçen gece, Don King'i Donald Tramp'le el sıkışırken gördüm.
Na outra noite vi o Don King a apertar a mão de Donald Trump.
King ile Trump'ın bir anlaşma yaptıklarını düşünebiliyor musun?
Epah, consegues imaginar o Rei e o Trump a fechar um negócio?
Lanet olası Donald Trump.
- Estou a foder o Donald Trump.
Lanet olası Donald Trump!
Não tenho estado a foder o Donald Trump!
Donald Trump'la polo oynarken, tamam mı?
A jogar pólo com o Donald Trump.
Donald Trump da gelecekti, ama acil bir işi çıkmış.
O Donald Trump era para vir, mas teve um problema de negócios.
Babasının kim olduğunu biliyoruz, çok zengin.
Estás doido? O pai dela é mais rico que o Donald Trump.
Trump nerede?
Onde está o Trump?
- lvana Trump'ın metroya binişi gibi.
É como encontrar a Ivana Trump no metro.
Dışişleri Bakanıyla dalgalı bir nehirde yüzmek, Donald Trump'la beraber bir çam ağacının dibine işemek.
Nadar no Russian River com um secretário de estado, mijar num pau-brasil ao lado do Donald Trump...
Donald Trump.
Quais são os seus planos?
Donald Trump ile Macarena dansı yaparak mı?
A fazer o quê? A dançar a "Macarena" com o Donald Trump?
Bilmiyorum ama Donald Trump mavi ceketini geri estiyormuş.
Não sei, mas o Donald Trump quer o blazer azul voltado.
Hayır, Donald Trump'ı asansör beklerken gördüm.
Não, cheguei a ver o Donald Trump à espera de elevador.
Kongrede Donald Trump'ı görmüşsün.
Ouvi dizer que viste o Donald Trump na convenção.
Kendisi bir sonraki Donald Trump olacak.
É o próximo Donald Trump.
Listede, Donald Trump ve Belediye Başkanıyla birlikte siz de varsınız.
E você està na lista, junto com Donald Trump e o Mayor.
Samantha, Cosmopolitan ve Donald Trump.
A Samantha, um Cosmopolitan e o Donald Trump.
Trump Kule'sinde ofisin olacak.
Estarei na torre Trump, no meu escritório.
Güzelliğiniz aklımı başımdan aldı Mr. Trump'ın yeni projesini finanse etmeye karar verdim.
A sua beleza distraiu-me tanto, que concordei em financiar o novo projecto do Sr. Trump.
- Şu Tramp'ın arabası değil mi?
- É o carro do Donald Trump?
Tanrım, şu İvana Tramp mı?
Aquela é a Ivana Trump?
Gece yarısından dakikalar önce, burada Jade Park Hotel-Hong Kong'da bir star olayı, dedikleri gibi Asya'nın Donald Trump'ı, David Chan.
Apenas a minutos da meia-noite, aqui no Jade Park Hotel, em Hong Kong, um evento repleto de estrelas, típico do homem a quem chamam o "Donald Trump da Ásia", David Chan.
Baban Donald Trump gibi davranıyor ve sahilde bulduğu her gayrımenkulu alıyor.
O teu pai anda por aí como o Donald Trump a agarrar cada bocadinho de terra a que pode deitar as mãos.
Bildiğiniz gibi başkan Trump'tan büyük bir bütçe açığı devraldık.
Como sabem, herdámos um grande buraco no orçamento do Presidente Trump.
Adi Donald Trump'a ait olduğunu söyleme.
Diz-me que não é o Donald Trump.
Donald Trump ve Marlo Thomas'ı garanti ederim.
Posso garantir o Donald Trump e o Marlo Thomas.
Donald Trump mısın?
Algum ricalhaço?
Donald Trump ve Ted Turner ne yapardı diye düşündüm.
Pensei no que teriam feito Donald Trump ou Ted Turner :
Albert Trump falan mı?
O Albert Trump?
Trump Pizzacısı.
- Trump's Pizza.
O duyduğun Trump Plaza.
- É Trump's Plaza.
"Donald Trump * bunu almak ancak." Biraz pahalı olduğunu söyledi.
Disseram que era carote.
Bakın kim var burada.
Vejam quem está aqui! Donald Trump!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]