English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ T ] / Tumba

Tumba traduction Portugais

441 traduction parallèle
Babe Ruth ve Grant's Tomb'da bir yıldız olmadan New York'tan gitmek yok.
Mas não iremos ver ao Babe Ruth e a tumba do Grant.
Babasının mezarı.
A tumba de seu pai.
Flatiron Binası'ndaki asansör ile yukarı aşağı yapıp durduk ve haliyle de kendimizi en sonunda Grant'ın mezarında bulduk.
Andámos de cima para baixo no elevador do Edifício Flatiron. e naturalmente, terminámos na tumba de Grant.
Kendi mezarlarını kazmış olur.
Estão cavando sua própria tumba.
- Başkan Grant'in anıt mezarı gibi mi mesela?
- Como a tumba de Grant, por exemplo? - Mas "def."
Sırf, başkan Grant'in mezarını görmek için, onca adamın Albany'den gelmesi şaşırtıcı değil mi?
Não é surpreendente como os albaneses procuram a tumba de Grant?
Baksana Gloria, o nazik adamı tek başına Başkan Grant'in mezarına göndermek oldukça kaba bir şey değil miydi?
Agora, não foi um pouco rude mandar o pobre homem sozinho à tumba de Grant?
Bu aptallar kendilerini mezara kadar boyayacaklar.
Aqueles idiotas vão pintar o caminho para a tumba!
Yemek yedin mi, evlat?
É como cavar a própria tumba!
Dikkatini çekerim, mezardaki şarap kulağa iyi bir fikir gibi geliyor fakat susayacağımı nerden bileyim ki?
Porém o vinho na minha tumba parece-me uma boa ideia. Mas como eu saberei que tenho sede?
Artık geriye kalan tek şey, bunların hepsini ve bedenimi barındıracak bir mezar inşa etmek.
Agora só me falta construir uma tumba, para receber isto junto a meu corpo.
Kimsenin zarar veremeyeceği, ölümden sonraki hayatımda huzur içinde yatacağım ve tüm bunların tadını çıkaracağım bir mezar.
Uma tumba que nenhum homem possa violar, Onde possa descansar em paz, e aprecie tudo isso em minha segunda vida.
Bu sizin hazineniz efendimiz ve sizin mezarınız.
É seu tesouro, senhor, e sua tumba.
Mezara giden koridoru gizleyen bir labirent mi?
Um labirinto que oculta uma passagem que leva à tumba?
Mezarı güvende tutacaktır, böylece...
Assim a tumba ficará segura,
İçinde bir labirentin kullanıldığı en sonki mezar kadar mı güvende?
Assegura que é a ultima tumba que tenha um labirinto igual?
Bunun gibi bir mezardan, mahzeni kapadıldıktan 3 gün sonra çalınan hazineyi Mısır'a daha yeni geri getirdim.
Trouxe um tesouro para o Egipto, que foi roubado de uma tumba como esta, três noites depois que a cripta foi herméticamente fechada.
Eğer mezar zarara uğratılabilirse, bir mezarı muhafaza edecek piramit inşa etmenin mantığı nedir?
Que razão existe em construir uma pirâmide para uma tumba, que pode ser fácilmente violada?
Bunlar bir piramidin içindeki kraliyet mezarı için yapılan tasarımlar.
São projectos para uma tumba real no interior de uma pirâmide.
Fakat başarısız olduğumuz nokta, yağmaya karşı mezarı sağlama almak.
Porém temos fracassado na construção de uma tumba protegida de violação.
Az da olsa bildiğim Mısır gelenekleri bana, Eğer bunu inşa edersem kendi ölüm fermanımı imzalayacağımı söylüyor.
Para nós os costumes do Egipto, se construir a sua tumba, estarei assinando minha sentença de morte.
Benim mezarımı inşa ederken, kendininkini de inşa edebilirsin.
Enquanto constrói aminha tumba, pode construir a sua também.
Bedeniniz mezara yerleştirildikten sonra labirent kapatılacak.Mezar odasından piramidin kapısına kadar her koridor her gidiş yolu, masif taşlarla kapatılacak.
Depois de seu corpo ser colocado na tumba, O labirinto será fechado. Todas as suas passagens, todos os caminhos que conduzam à câmara mortuária, até a porta da pirâmide, serão seladas com pedras sólidas.
Ta ki tüm mezar, masif taşlarla çevrelenene kadar.
Até que a tumba inteira fique cercada de pedras sólidas.
Ölümden sonraki yaşamında bir insanı barındıracak bir mezar inşa etmek için binlerce insan, şimdiki hayatlarında acı çekiyor.
Para construir uma tumba para alojar um homem na sua segunda vida, milhares encontram a miséria nesta vida.
Mezarım bitirilip kapatıldığında da Dünya varoldukça, sonsuza dek benim olarak kalacaklar.
E quando a minha tumba estiver acabada e selada, será meu enquanto a terra existir, até o fim dos tempos.
Ta ki mezarıma, piramide taşınacağı ana kadar.
Até o tempo quando forem removidas para a pirâmide, para a minha tumba.
Mimar, mezarımın gizli bölümü olan labirent için çalışmaya başlamaya hazır olduğun haberini aldım.
Arquiteto, entendo que esteja pronto, para começar a trabalhar no interior da pirâmide, na parte secreta de minha tumba.
Bu oda, piramidin tam ortası ve mezarı kapatacak düzeneğin kilidi olacak.
Esta câmara é o centro exacto da pirâmide, e será a chave do dispositivo para lacrar a tumba.
Sen kimsin ki mezarımın sırrını bilesin?
Quem é você que conhece o segredo de minha tumba?
Daha sonra bana bir mezardan bahsetti.
Logo me falou de uma tumba.
Byblos köyünün yakınlarında bir vadideki kumların altında bulunan bir mezardan.
Uma tumba encontrada debaixo da areia de um vale, próxima da cidade de Byblos.
Mezarın çok büyük bir hazine barındırdığını, bunun ise sadece ufak bir parçası olduğunu söyledi.
Ele disse que a tumba tinha um grande tesouro, e que isto é só uma pequena parte.
- Köleye göre hala mezarın içindeymiş.
- Segundo o escravo, está ainda na tumba.
Piramidin içindeki mezarda.
A tumba da pirâmide.
Mısır'ın kanunlarına göre, Firavun'u toprağa verdiğinizde bedeni mezarın içine yerleştirildiğinde, onun olan her şeyi miras olarak devralacaksınız.
De acordo com as leis do Egipto, quando sepultar o Faraó. Quando seu corpo estiver dentro de sua tumba, herdará tudo que é seu.
Hazine mezarın içinde kalacak.
O tesouro permanecerá na sua tumba.
Sanırım Hamar Firavunla birlikte mezarın içine kapatılma niyetinde.
Acredito que Hamar pretenda ser selado na tumba com o Faraó.
Yarın, mezarı kapatacak mekanizmayı ona göstereceğim.
Amanhã, devo-lhe mostrar, o dispositivo para lacrar a tumba.
Mezar kapatıldığında, sır yok olup gidecek.
Quando a tumba for selada, O segredo se evaporará.
- Mezar kapatılıyor, Majesteleri.
A tumba está sendo selada, Sua Majestade.
Anna, Anna, kalbini mezara gömmek için henüz çok gençsin.
Anna, você é jovem demais para enterrar o coração numa tumba.
Şimdi Mısır'ın tüm kralları bana mezarlarından sesleniyor,
Agora todos os reis de Egipto me chamam da tumba,
Ölenle alay edilmez.
Não te rias da tumba.
Ölenle alay falan etmiyorum.
Não me rio da tumba nem do homem.
Yıllarca birlikte yaşadıkları evleri, bir mezar haline gelmişti
A casa que eles compartilharam juntos por tanto tempo, | se tornou uma tumba.
Oldukça sessiz, tıpkı bir mezar gibi.
Está quieto sim, como uma tumba.
Şafakla sabah arasında burası mezar gibidir.
Este lugar é como uma tumba entre a madrugada e a manhã.
Annemle babam benim yüzümden mezarlarında ters dönmüş olmalılar. Çünkü size Güneylilere özgü misafirperverliği gösteremedim.
Mamãe e papai devem estar se retorcendo em sua tumba por minha falta de hospitalidade que sei que Greenbriar pode oferecer.
40 yıl sonra otlar benim mezarımda da seninkinde olduğu gibi büyüyecek.
Daqui a 40 anos, o mato da sua tumba crescerá igualmente como na minha.
20 yıldır Ananka'nın mezarını arıyorum.
Por 20 anos venho tentando encontrar a tumba de Ananka.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]