Tutun traduction Portugais
7,296 traduction parallèle
Oğlumun katilini de bu kanunlara tabii tutun.
Responsabilizai o assassino do meu filho, segundo essas mesmas leis.
Winnie kabalık yapsın diye yetiştirilmedi. Yerimi tutun.
Winnie the Bish não é mal-educado.
Tutun onu!
Segurem-no, segurem-no!
Barbara, tutun!
Barbara, segura-te!
"Mumu her iki elinizle tutun ve sonra sihrinizle mumu yakın."
" Segura na vela com ambas as mãos e usa a tua magia para a acender.
İstihbarat yetkileri altında tutun.
Manter sob a autoridade, da Inteligência. A respeito?
-... ellerinizi görebileceğim yerde tutun.
Afaste-se do bar e ponha as mãos onde eu possa vê-las. Claro que sim.
Jake'i Adalet Bakanlığı yargılamasının dışında mı tutun?
Tiraste o Jake das mãos, do Dept. de Justiça?
Kilitleyin ve ben gelene kadar gözetim altında tutun.
Tranca-o e vigia-o até que eu regresse.
Tamam. Bütün termal ve yer radarı görüntülemeyi ön planda tutun.
Deem prioridade às imagens térmicas e que penetrem o solo.
Elini tutun ve "Heyecanlıyım." deyin.
Pegue em sua mão e digam : "Estou excitado!"
Sıkı tutun!
Aguenta! - Estás bem?
- Elini tutun.
- Pegue a mão dele.
Sıkı tutun.
Segura-te firme.
Tut şunu. Tutun dedim!
Segura-o.
Thor ve Hulk, onları kasadan uzak tutun.
Thor e Hulk, mantenham-nos longe do cofre.
Geride tutun bunu.
Mantenham a distância para dar cobertura.
Tutun onu, tutun onu!
Segurai-a, segurai-a!
Sıkı tutun Walter!
Segure firme, Walter!
Tamam, Crane... Hadi bin ve sıkı tutun.
- Crane, sobe e segura-te.
Geri kalanınız, kadınları ve çocukları arabaların gerisinde tutun.
Os restantes, levem as mulheres e as crianças para atrás das carroças!
- Onları hazır durumda tutun. Harekete geçmeden önce bundan kimin sorumlu olduğunu mutlaka öğrenmeliyiz. AnlaşıIdı mı?
- Mantenha-os em alerta, mas vamos precisar da confirmação dos responsáveis antes de fazer alguma coisa, percebido?
Meşalelerinizi uzak tutun.
Afastai as vossas tochas.
Onları içeride tutun.
Mantenham-nos cercados.
Arttirilmis güvenlige bagli olarak kimliginizi hazirda tutun.
Devido ao reforço na segurança, tenha a sua identificação à mão.
Sen uçağı tutun demiştin.
Disseste... o avião?
Bana ulaşamazlarsa, Phillip'e tutun.
Agarra-te ao Phillip, se eles não me conseguirem apanhar.
- Sıkı tutun!
- Aguente-se!
İpi tutun.
Peguem nas correias!
Sıkı tutun!
Segure-se!
- Sıkı tutun!
Segure-se!
Bana tutun!
Agarre-se a mim.
"Sıkı sıkıya tutun egona" derken ne demek istiyorsun?
"Agarra-te ao teu ego." O que queres dizer com isso?
- Evet, "sıkı sıkıya tutun egona".
- Sim. "Agarra-te ao teu ego."
O kahrolası su aygırını uzak tutun benden.
Afastem a porcaria dos hipopótamos.
Halatı sıkıca tutun!
Agarrem a corda!
Tutun.
Aguenta.
Sıkı tutun!
Agarra-te!
Kapıyı tutun!
Fecha aquela porta!
- Kapıyı tutun.
Aguentem essa porta.
Sırayı düz tutun! Sırayı düz tutun!
Em fila indiana!
SBU, siz nöbet tutun.
UP, ficas de vigia.
Bay Cole, Bay Chappel, Demiri hazır tutun!
Sr. Cole, Sr. Chappel, permaneçam no mastro.
Tutun Bay Joy!
O senhor, está bem?
Kapağı açık tutun.
Mantenham a escotilha aberta.
Onu uyanık tutun.
Mantém-na acordada.
Tutun!
O Ford está a deslizar. Segurem-no!
Kilit altında tutun onu.
Mantende-a presa e vigiada.
-... yani gözlerinizi açık tutun. - Anlaşıldı.
Entendido.
İpi tutun, çabuk!
Rápido, agarrem a corda, agora!
- Tutun!
Segura-te!