Twin traduction Portugais
236 traduction parallèle
Sudrow Wells'e Twin Forks üzerinden gideriz.
Evitemo-los. Aproximamo-nos de Sudro Wells por Twin Forks.
- Twin Buttes'ın güneyinde iki günlük yolda.
- A meio dia de cavalo de Twin Buttes.
Mrs. Lowe, Mr. Lane, aldığım emir Twin Buttes'in çevresini temizlemektir.
Sra. Lowe, Sr. Lane, as minhas ordens são para patrulhar até Twin Buttes.
Yarın Twin Buttes'a doğru yola çıkacağız... Yarın akşam geri dönüp sizi ve oğlunuzu güvenli bir şekilde götüreceğiz.
Amanhã partiremos para Twin Buttes... e voltamos amanhã à noite para a levar a si e ao seu filho em segurança.
Twin Buttes'e kadar bizimle gelmenizi istiyorum.
Quero que nos acompanhe até Twin Buttes.
Burayla Twin Buttes arasında sadece bir aile var... ve sizin gecikmeniz onları etkiliyor.
Só há uma família daqui até Twin Buttes, e já está muito atrasado para os ajudar.
- Bildiğin gibi, Lucky Pick'den yük alıp Twin Falls'a götürür
Como sabe Decker tem que levar o seu carregamento até Twin Falls. - E então?
... Twin Falls'a sevkiyata başladılar.
Decidimos fazer uma remessa até Twin Falls.
Twin Falls'a.
- A Twin Falls.
Ed Crockett ve Twin Falls Sheriff'ine benziyor.
- Acho que é o Ed Crockett, Xerife de Twin Falls.
- Ed. - Posta arabasının Twin Falls'a gelmesi iki saat gecikti.
A diligência tem duas horas de atraso em Twin Falls.
- Twin Falls'dan biraz ağır malzeme alacağız.
Vamos buscar uns equipamentos pesados a Twin Falls.
Bu Twin Beech.
É um bimotor!
Sabah onu burada gördüm. Kimin Twin Beech'i var?
Havia um aqui hoje!
George Kellerman, 1174 Willow Tree Lane, Twin Oaks, Ohio.
George Kellerman, 1174 Willow Tree Lane, Ohio.
Twin Oaks, Ohio, 1174 Kellerman Lane.
Twin Oaks, Ohio, Kellerman Lane. 1174.
Bay ve Bayan Kellerman, Twin Oaks, Ohio'dan.
Sr. E Sra. Kellerman, de Twin Oaks, Ohio.
- Twin Oaks, Ohio.
- Em Twin Oaks, Ohio.
- Ohio'dan geldik.
- Do Ohio. De Twin Oaks.
Biz Twin Oaks, Ohio'luyuz!
Somos de Twin Oaks, Ohio!
- nerede? - biraz daha batıda ikiz Rock Pass Julesberg de - emin misin?
- Um pouco a Oeste daqui... perto do desfiladeiro de Twin Rock.
Burası Twin Beach Uçağı.
Daqui fala Twin Beach Craft
Twin Falls ya da daha büyük bir şehre doğru yola çıkmış olabilir, ama burada olduğu sürece şansımı deneyeceğim.
Podia ir a caminho de Twin Falls ou de uma cidade maior mas enquanto ele aqui estiver, vou tentar apanhá-lo.
Bekle. Twin Pines'de bir güç trafosu var.
Existe uma subestação eléctrica em Twin Pines.
Twin Pines, 100 millik bir çevredeki tek hastanenin gücünü karşılıyor.
Twin Pines fornece energia ao único hospital num raio de 160 km.
Twin Pines güç trafosu onay verdi. Hazır olduğumuzda gücü kesmeye hazırlar.
A central eléctrica de Twin Pines confirma que cortará a energia logo que quisermos.
Burada, İkiz Tepeler'de sağlık ve endüstri el ele ilerliyor.
Portanto aqui em Twin Peaks, a saúde e a indústria andam de mãos dadas.
İkiz Tepeler Kasabası'na giriyorum.
Estou a entrar na cidade de Twin Peaks.
Diane, İkiz Tepeler Morgu'nda, kurbanın cesedinin yanındayım.
Diane, estou na Morgue Distrital de Twin Peaks com o corpo da vítima.
Dharma'nın Kral Ho-Ho-Ho'ya erişme öyküsünü duymak için sabırsızlanıyorum,... ama şu anda burada, Twin Peaks'deki acil sorunlara yoğunlaşmaya çalışıyorum.
Agente Cooper, estou comovido que o Dharma veio para o rei Ho-Ho-Ho, realmente estou, mas no momento estou a tentar concentrar-me nos problemas mais imediatos do nosso século aqui em Twin Peaks.
Alo, Twin Peaks karakolu.
Estou, escritório do Xerife de Twin Peaks.
- Twin Peaks'in en görkemlisi.
- Estarão lá os melhores de Twin Peaks.
Buraya Laura'nın cenazesi için gelmiştim.
Vim para Twin Peaks para o funeral da Laura.
Twin Peaks'e geldiğinden beri ona sonsuz saygı duyuyorum.
Tenho todo o respeito por ele, desde que chegou a Twin Peaks.
M. T. Wentz Twin Peaks'e geliyor.
M. T. Wents está a vir para Twin Peaks.
M. T. Wentz Twin Peaks'e geliyormuş.
M. T. Wents está a vir para Twin Peaks.
Yine de, çoğu yerde Twin Peaks'dekinden daha zordur.
Mesmo assim, é mais dura em outros lugares do que em Twin Peaks.
Tüm Twin Peaks halkı adına... Ghostwood projesine katılımınızdan ne kadar memnun olduğumuzu... anlatamayız.
Falando por toda a comunidade de Twin Peaks não tenho como expressar o quão lisonjeados estamos ao dar-te as boas-vindas ao projeto de Ghostwood.
Evet, Twin Peaks.
Sim, de Twin Peaks.
Twin Peaks Karakolu, nasıl yardım edebilirim?
Gabinete do Xerife de Twin Peaks, posso ajudar?
- Ona nasıl yardım edeceksiniz? - Twin Peaks'te restoran işletiyorum. Ona iş verebilirim.
Feridas nítidas encontradas no pescoço e ombro da Laura parecem marcas de garras, dentadas.
- Doktor Lydecker kuşlarla ilgileniyor mu? - Şey, evet, tabi ki. Biliyorsun, Twin Peaks'te bir sürü veteriner vardır.
Com o teu comportamento para com esta boa gente, tens sorte que eu não apresente um relatório que te enterraria tanto em Washington que nem verias o sol.
Ben Madeleine Ferguson.
Alguém anda a trazer drogas do outro lado da fronteira para Twin Peaks.
Çocukken Twin Peaks'e gelirdik.
- Obrigado, Norma. - Bom apetite.
Dördümüzün de burada, Twin Peaks'de gördüğü adam.
Um homem que foi visto por quatro pessoas em Twin Peaks.
- Twin Peaks'te restoran işletiyorum.
- Tenho um restaurante em Twin Peaks.
Biliyorsun, Twin Peaks'te bir sürü veteriner vardır.
Sabe? Há mais veterinários em Twin Peaks.
Çocukken Twin Peaks'e gelirdik.
- Acho. Costumávamos vir a Twin Peaks quando eu era miúda.
"İKİZ TEPELER"
TWIN PEAKS
- Buralıyız.
- Daqui, de Twin Peaks.
Merhaba Hawk.
Estou em Twin Peaks há pouco.