Ugradı traduction Portugais
8,335 traduction parallèle
Bir buçuk saat önce iki ajan geçen yıldan beri 10 cinayetin sorumlusu olan... -... adam tarafından saldırıya uğradı.
Há hora e meia atrás, dois agentes foram atacados por um homem que nós acreditamos ser responsável por dez homicídios no último ano.
Austin'e uğradığın için de teşekkürler.
E obrigado por me possibilitares a vinda a Austin.
dün gece dairesine uğradım kapıyı açmadı ama
Eu passei pelo apartamento dela ontem. E ela não atendeu mas...
tamam şey, seni görmek harikaydı uğradığın için sağol
Está bem. Bem, foi optimo estar com vocês. Obrigado por passares por aqui.
- Bunun için uğradım.
Só passei para devolver isso.
Cemaat yüce İsa'nın ihanete uğradığı o gece kuruldu İsa son yemeği olacağı sofraya oturdu...
A comunhão foi instituída, na mesma noite em que Nosso Senhor Jesus, foi traído. Ele sentou-se numa mesa para o que ia ser a última ceia.
- Henüz yok, sadece kontrol için uğradım...
- Alguma novidade? - Ainda não. Passei para a ver.
Beni zorla damgaladılar! Saldırıya uğradım!
Fui marcado contra a minha vontade!
Papazım saldırıya uğradı!
O meu clérigo foi atacado!
Bunu söylemekte sakınca görmüyorum, biraz hayal kırıklığına uğradım,... çünkü cevap verme nezaketinde bile bulunmadı.
Não me importo de dizer que foi decepcionante, ele não foi educado o suficiente para responder.
Bu sersemi tanımıyorum. Fakat Henrik'in kızı genç Gracie, bana uğradı.
Esse idiota não conheço, mas a filha, a Gracie, ela passou por aqui.
- Kagel'in iki kadın tarafından... -... saldırıya uğradığını duydun mu?
Sabias que o Kagel foi atacado pelas duas miúdas?
İhanete uğradım!
Traído!
Bu şekilde uğradığım için özür dilerim.
Desculpa aparecer assim.
Evet, Dekan Snyder kampüse uğradığınızdan bahsetmişti.
Sim, o Dean Snyder mencionou que passaste pelo campus.
Doktorun bu sabah otoparkta saldırıya uğradı.
A sua cirurgiã foi morta no parque de estacionamento esta manhã.
Çocukların tacize uğradıkları ve kötü şartlar altında yaşadıkları konusunda şikayetleri üzerine eyalet müfettişleri çağrılmış.
Bem, os investigadores estatais foram chamados devido a queixas relacionadas com o abuso de crianças, que viviam em condições horríveis.
- Kim uğradı diyeyim?
Quer que lhe diga que passou cá?
Birkaç kez uğradım ve evrakları doldurmasına yardım ettim.
Passei lá, umas vezes, e ajudei com a papelada.
Bir böceğin tecavüzüne uğradım.
Fui violado por um insecto.
Pemberton, Connor'ın tahliye olduğunu duyunca uğradı.
Quando o Pemberton soube que o Connor tinha sido solto, veio aqui.
Burada, Hemlock'da bile. Işığı gördükleri an neye uğradıklarını şaşırıyorlar.
Aqui, em Hemlock também, liguei a luz lá fora, ficaram lixados.
Bir karışıklık olduğunu düşündüğüm için morga uğradım.
Pensei que devia haver um erro e fui à morgue.
Bu savaşta sadece senin evinin yıkıma uğradığını mı düşünüyorsun?
Achas que o teu lar foi o único destruido por esta guerra?
Buraya yaramaz çocukların uğradığını duymuştum.
Ouvi dizer que há muita rapaziada malcomportada por aqui.
İki saat önce Tunus, Sfaks'taki elçillik saldırıya uğradık diye mesaj yolladı. Jones.
Há duas horas atrás, o consulado em Sfax, Tunísia, enviou uma mensagem grave de que estavam sob ataque.
İnsanlar başkalarının yanına uğradıklarında şarap götürürler.
Só queria fazer uma visita, e, às vezes, as pessoas levam vinho quando visitam outra pessoa.
Biyolojiden anlamam ama radyo frekanslarını, ne kadar yükseğe çıkarsan sinyalin o kadar az kesintiye uğradığını falan bilirim.
Não percebo de biologia, mas sei que em rádio-frequência quanto maior a altitude, menor é a interferência no sinal.
Biliyorsun Charlie, en son uğradığında eski zamanlar hakkında konuşmuştuk.
Sabes, Charlie, acho que desenterramos todos os esqueletos da última vez que vieste cá.
Saldırıya mı uğradın?
Não compreendo. Foi atacado?
- Bir şey tarafından fiziksel saldırıya uğradım.
Fui atacado por alguma coisa.
Nasıl gidiyor dostum, geçiyordum uğradım.
- Como vão as coisas, meu? Estava na zona.
Uğradığın için sağol.
Obrigado por vires.
Tecavüze uğradım.
Eu fui violada.
Yine hayal kırıklığına uğradık.
Vamos desapontá-lo novamente.
- Sanırım biraz dumura uğradılar.
Acho que estão um pouco...
Sabah aceleyle çıkarken unuttuğun şeyi vermek için uğradım.
Estou aqui para devolver uma coisa que deixaste na minha casa quando fugiste esta manhã.
Crystal City'deki hotele uğradım.
Eu passei pelo Hotel em Crystal City.
Silverhöjd, terör saldırısına mı uğradı?
Está Silverhöjd debaixo de um ataque terrorista?
Bakan Yardımcısı Kitahara bir suikasta uğradı. Yarbay Nada'nın durumu da belirsizliğini koruyor.
A Vice-Ministra Kitahara foi assassinada, e o estado do Coronel Nada ainda é desconhecido.
Dr. Greider uğradı mı?
O Dr. Greider veio cá?
Barakana uğradım, ama orada değildin.
Fui até à sua caravana, mas não estava lá.
Bu sabahtan beridir uğradığını görmedim.
Não a vi passar por aqui desde esta manhã.
Peder daha evvel evine uğradı da.
O Reverendo veio à tua casa de manhã.
Saldırıya uğradık.
Estamos sob ataque.
Tekrar ediyorum, saldırıya uğradık.
Repito, estamos sob ataque.
İstasyon küle dönmediği için biraz hayal kırıklığına uğradım.
Estou um pouco desapontado por a estação de comboios não ser um monte de cinzas.
Hayal kırıklığına uğradım ve kalbim kırıldı.
Agora, eu estava desiludido... e de coração partido.
Fotoğraf 24 sene önce çekilmiş. Saldırıya uğradığı gece.
A foto é de há 24 anos, na noite do ataque.
Sonra o da Benedict Arnold'ın isyancıları tarafından saldırıya uğradı.
Depois, ele foi atacado pelos rebeldes do Benedict Arnold.
Aramayı denedim. Evine uğradım ve çoktan kaybolmuştu bile.
Tentei ligar-lhe, fui a casa dele, já tinha desaparecido de novo.