Unutamam traduction Portugais
375 traduction parallèle
" Yüzünüzü asIa unutamam.
" A vossa cara jamais esqueceria.
Şimdi Bıçak Mack olsam da seni asla unutamam, Jenny.
Apesar de agora ser o Mac da Naifa nunca te esquecerei, Jenny.
Senin geri dönmen bana dünyaları verse bile Tarzan'ın seni kaybedeceğini anladığı anki bakışını asla unutamam.
E mesmo que o regresso significasse que eu herdaria o mundo... não poderia esquecer os olhos de Tarzan quando julgou perder-te.
Karısının ölümünü hâlâ unutamamış sanırım.
Acho que ele não superou a morte da esposa.
Karısının ölümünü hâlâ unutamamış sanırım.
Ainda não conseguiu superar a morte da mulher.
Sizi, Kiki'yi oynarken izlediğimde nasıl güldüğümü hayatta unutamam.
Nunca esquecerei como ri quando fez de Kiki.
- Onu asla unutamam. Büyük bir olasılıkla o senin hayatını kurtardı değil mi?
É possível que lhe tenha salvo a vida?
Yarın ölebileceğimi unutamam.
Não posso esquecer que posso morrer amanhã.
- Asla unutamam. O aslanın gücü onu hayvanlar kralı yapar.
A força do leão faz dele rei das bestas.
Onu bu halde görene dek unutamamıştın.
Até que você o viu assim, desta maneira, Você não o conseguia esquecer.
Mesela, geçen kış notaları bırakmak Stig'e uğradığımda gördüğüm sahneyi hiç unutamam.
Nunca esquecerei o episódio do Inverno passado, quando fui deixar uma partitura ao Stig.
Onu unutamam.
Não posso esquecer.
Babamın çitlerini yıktıklarını, onu mahvetmeye çalıştıklarını unutamam..
Destruíram as cercas do meu pai e tentaram arrasá-lo.
Unutamam.
Não consigo.
Unutamam.
Não posso.
- Unutamam, Tate.
- Não posso, Tate.
Bunu unutamam.
Não me esqueço disso.
Belki sen Arthur'u unutabilirsin ama ben unutamam ne de polis.
Talvez tu possas esquecer o Arthur mas eu não posso e nem a polícia pode.
Onu unutamam.
Não a consigo esquecer.
Terlemiş ve çamur içinde bekleyişimiz, orada olanları asla unutamam.
Nunca me irei esquecer do que foi estar ali, suado, coberto de lama, à espera.
- Ben seni unutamam.
- Não consigo esquecer-te.
G.W.'yu eve bıraktığı günü asla unutamam.
Nunca esquecerei quando ele trouxe o G.W. para casa.
Bunu bir çırpıda unutamam.
Não posso esquecer isto simplesmente.
O O benim amirim ve bunu unutamam
Ele... é o meu comandante e não me esqueço disso.
Uzun zaman önceydi, ama bunu unutamam.
Foi há muito tempo, mas não esqueci.
Eski güzel günleri unutamam.
Nada supera os velhos tempos.
- Unutamam güzel Rahibem.
- Não posso, minha bela irmã.
General George Armstrong Custer'ı ilk gördüğüm anı asla unutamam.
Nunca esquecerei a primeira vez em que pus a vista em cima do George Armstrong Custer.
Hiç unutamam İtalya'yı.
Porque não posso esquecer a Itália.
- Onu asla unutamam.
Nunca o esquecerei.
Dediğiniz doğru da olsa, ben unutamam.
Mesmo que assim seja, eu não me vou esquecer.
Dediğiniz doğru da olsa ben unutamam.
Mesmo que assim seja, eu não me vou esquecer.
Unutamam, asla unutmayacağım.
Bem, não consigo esquecer, e nunca irei esquecer.
Bunu unutamam.
Isto não fica assim.
Mahkemede bana yapılan hakaretleri unutamam. O gün bana soysuz sadist diye hitap etmiştin.
Nunca esquecerei que chamou-me de um mestiço sádico.
Onu istesem de unutamam.
Eu não poderia esquecer, mesmo que eu quisesse.
Macho Grande'yi bombaladığımız o geceyi unutamam.
Nunca esquecerei a noite em que bombardeámos Macho Grande.
Asla unutamam.
Nunca me esquecerei.
- Ben unutamam.
- Eu não posso esquecer.
O kurtulma duygusunu unutamam.
Nunca esquecerei o alivio que senti.
Bunu asla unutamam.
Nunca me esquecerei novamente.
Onu unutamam, sen de unutamazsın.
Näo consigo esquecê-Io, nem tu.
Unutamam. Denedim, ama olmadı.
Tentei, mas não consigo.
O suratı asla unutamam.
Nunca poderia esquecer essa cara.
Kore'deki hamamböceği sorunumuzu asla unutamam.
Nunca vou me esquecer do problema que tivemos com as baratas na Korea.
O günü asla unutamam.
Um dia que não esquecerei.
O zaman birine rastlamış ve onu unutamamış olabilir mi?
É possível que ela tenha conhecido alguém nessa altura em quem tenha estado pensando?
Şalgam Caddesi, Darülaceze sakinleri harikaydı, asla unutamam.
O poder da casa pobre da rua do nabo... foi óptimo, nunca o vou esquecer.
Bayan Inglethorp'un odasına girdiğimizde yüzünde oluşan ifadeyi asla unutamam.
Nunca hei-de esquecer a cara dele quando entrámos no quarto da Sra. Inglethorp.
O ölümcül kelime, beynimin içinde dönmeye başladığı zaman lenf bezlerimi donduran o tarif edilemez korkuyu asla unutamam.
Nunca vou esquecer o horror a gelar a linfa das minhas glândulas, quando a palavra funesta cicatrizou no meu cérebro vertiginoso :
Ernst Janning'in onu nasıl bozduğunu unutamam.
Nunca esquecerei o modo como Ernst Janning o repreendeu.