Unutmus traduction Portugais
1,934 traduction parallèle
- Evet, unutmuş değilim.
- Pois, eu lembro-me.
Ah, adımı söylemeyi unutmuş muyum?
Esqueci-me de deixar o meu nome?
Unutmuş muyum?
- Eu esqueci-me?
İnsanlar cinsel olarak en hassas bölgelerinin beyinleri olduğunu unutmuş.
Sabes, as pessoas esquecem-se que o cérebro é a maior zona erógena.
Unutmuş olmalıyım.
Devo ter esquecido.
Takıldığım gerzek bir çocuk unutmuş. Tamamı Meksikaca.
Um tipo amaricado com quem andei deixou-o cá.
Benim evimde unutmuş.
Ele deixou-o lá em casa.
Seni unutmuş gibi yapmanın ne kadar zor olduğunu biliyor musun?
Sabes como é difícil tentar fingir que não te conheço?
Bu gece haplarımı almayı unutmuş olmalıyım.
Se calhar, esqueci-me de tomar o comprimido.
Düşmeyi mi unutmuş?
Esqueceu-se de cair?
Çantasını burada unutmuş.
Ele deixou a mala cá.
Hafızası beni unutmuş olabilir ama seni hatırlıyordur.
A memória dela pode ter-me deixado no altar, mas... pode ser que ela ainda se lembre de ti.
Bazen unutmuş olmayı istemez miydin?
Às vezes, desejarias ter esquecido?
Şimdiye kadar bunu unutmuş olması gerekirdi.
Seria de pensar que ele já tivesse ultrapassado isso, a esta altura.
Ama görünüşe bakılırsa ikisi de seks için para verdiklerini unutmuş.
Mas esquecem-se que pagaram pelo sexo.
İkisiyle de birlikte oldum ama ikisi de para ödediğini unutmuş gibi.
Já tive ambos, mas o que parecem ter esquecido é que ambos pagaram pelo sexo.
Çok hızlı olduğundan, tuzakları yoklamayı unutmuş olmalısın.
Foste tão rápido que te esqueceste de ver se havia armadilhas.
Bart bunu unutmuş efendim.
senhor.
Bildiklerinizi sabaha unutmuş olacaksınız.
Escrevam-nos!
Hepiniz Jean'in kayıp olduğunu unutmuş olabilirsiniz ama ben unutmadım.
Talvez tenham esquecido que Jean está desaparecida, mas eu não.
Normalde bronzlaşma sonrasında bunları çıkarıyorlar. Ama suçlu, çıkarmayı unutmuş ve tesadüfen kurbanın üstüne aktarmış olabilir.
Normalmente, tira-se depois do bronzeamento, mas o nosso criminoso talvez se tenha esquecido e acidentalmente transferiu-o para a vítima.
Teselli edecekse, sanırım seni tamamen unutmuş.
E se te serve de consolação, acho que ela excluiu-te do sistema.
Her şeyi unutmuş olamazsın, Moss?
Como podes esquecer tudo sobre computadores, Moss?
Uyku şapkasını unutmuş, biliyorsun.
Ele esqueceu-se do seu boné, sabias?
Cursi topu sürüyor. Rudo topu unutmuş gibi. Son dakika, 60 saniye demek!
E o último minuto também tem 60 segundos!
İnsanlar... İnsanlar Tanrıları unutmuş, dünyayı mahvetmiş.
Os humanos esqueceram os deuses.
Tıpkı gözlerini ileri dikmiş ama kuyruğunu unutmuş bir kaplan gibi.
É como um tigre que só olha para a frente mas esquece-se da retaguarda.
Bütün parayı FBI'ya köstebeklik yapan şu piç kurusuna verdiğini unutmuş.
Esqueceu-se que deu uma pipa de massa àquele sacana do FBI.
Seninle evlenme sebebimin para olmadığını unutmuş gibisin.
Acho que te esqueces que casei contigo pelos teus dotes não financeiros.
- Unutmuş.
Esqueceste. Aposto que se esqueceu.
Beni de unutmuş olmalısın!
Você deve ter esquecido de mim também!
Bazılarınız unutmuş olabilir, fakat biz porsuklar iyi hatırlarız ki Narnia bir ademoğlunun kral olduğu dönem dışında gün yüzü görmedi.
Há quem se tenha esquecido, mas os Texugos lembram-se bem de que Nárnia só viveu em paz quando um Filho de Adão foi rei.
Afedersiniz memur bey, arkadaşım bırakmayı unutmuş olmalı.
Me desculpe por isso, oficial. Meu amigo parece ter jogado eles fora.
Bayan Honeycutt bunu teknede unutmuş.
A Senhorita Honeycutt, ela deixou isso no barco.
Carla'nın unutmuş olabileceğiniz başka eski dostları var mıydı?
A Carla tinha alguns amigos mais velhos que possa ter esquecido?
Duş alıyordum ve iki çocuk evime girdi. Tuvaletini yapıyordu bir tanesi. Bunu unutmuş...
Estava no duche, quando dois rapazes entraram pela minha casa dentro em cuecas... usaram a casa de banho e... deixaram isto... e diz "C. Mollison", aqui na etiqueta.
Görünüşe göre birileri görevini tamamen unutmuş.
Alguém esqueceu a conversão.
- Sunakta unutmuş.
- Ele deixou-a na sacristia.
Görünüşe göre, bunu herkes unutmuş.
Parece que se esqueceram todos disso.
Dicky beslenme çantasını unutmuş.
Mas hoje o Dicky esqueceu a sua lancheira.
Todd, sanırım Ron telefonunu unutmuş.
Ooh, Todd. Olha como Ron Esqueceu o seu telefone.
Beni unutmuş.
Ele esqueceu-me.
Görünen o ki tanrı işini özensiz yapıyormuş çünkü Haklar Bildirgesi'ni 17 defa değiştirmek zorunda kaldık. Demek ki tanrı birkaç şeyi unutmuş, mesela "kölelik" gibi.
E aparentemente o trabalho de Deus essa semana foi desleixado porque, tivemos que alterar a Carta dos Direitos mais 17 vezes, pois Deus esqueceu-se de umas coisas, como escravatura!
Mutlu olmanın nasıl bir şey olduğunu unutmuş.
Ele já não sabe o que é ser feliz.
Birkaç haftaya İrlanda'dan dönerim, o zaman unutmuş olur.
Em duas semanas volto da Irlanda e estará desesperada por mim.
İnsan Hakları Beyannamemi evde unutmuş olmalıyım.
Devo ter-me esquecido da minha carta de direitos em casa.
Unutmuş olabilirsin.
Não? Talvez tenha esquecido.
Çünkü kalemini geri vermek zorundaydım. Bu kalemi geri vermek zorundaydım. Geçen sefer unutmuş.
Porque tenho que devolver a sua... caneta, ele esqueceu-se.
- Unutmuş musun?
- Esqueceste?
Kilitlemeyi unutmuş olmalısın.
Talvez te tenhas esquecido.
Hayır. Onu unutmuş.
Não, ela esqueceu-se.
unutmuşum 444
unutmuştum 37
unutmayın 637
unutmayacağım 56
unutmadım 116
unutma 1527
unutmam 161
unutma bunu 38
unutma ki 32
unutmadan 76
unutmuştum 37
unutmayın 637
unutmayacağım 56
unutmadım 116
unutma 1527
unutmam 161
unutma bunu 38
unutma ki 32
unutmadan 76