Unuttuk traduction Portugais
438 traduction parallèle
Tabii ki hayır. Bunu unuttuk.
Claro que não, esquecemo-nos.
- Sormayı unuttuk.
- Näo perguntàmos.
Ocakta pişen yemeği unuttuk. Bize biraz izin verir misin Jonathan?
Não podemos deixar o que está ao lume ferver por fora.
Tamamen unuttuk.
Esquecemo-nos.
Yeri söylemeyi unuttuk.
Nós esquecemos de dizer onde.
Kızlarla nasıl konuşulduğunu unuttuk.
Esquecemo-nos de como se fala com uma rapariga.
Konuşmayı unuttuk, bağırarak anlaşıyoruz.
Já ninguém sabe falar, resmungam uns com os outros.
Esmie'yi unuttuk. Esmeralda, hadi.
Falta a Esmeralda?
- Rahibi getirmeyi unuttuk!
- Esquecemo-nos de trazer o vigário!
Ben ve küçük Eli, unuttuk.
Little Eli e eu tínhamos esquecido.
- Tamamen unuttuk.
- Esquecemo-nos.
Bir şeyi unuttuk.
Acho que nos esquecemos duma coisa.
Peki Hastings, bütün nefretim geçmişte kaldı ben de, ailem de, unuttuk her şeyi.
Aqui a tendes, Hastings. Não mais terei memória do nosso antigo ódio, Pela minha felicidade e a dos demais.
Narkozu unuttuk.
Esquecemo-nos da anestesia.
- Bir şey unuttuk mu?
- Esquecemos alguma coisa?
Anne, desteyi bölmeyi unuttuk.
Mãe, esquecemo-nos de cortar as cartas.
Krallığın şanına yaptığın şeyi ne unuttuk ne de affettik. Ancak tehlike başgösterdiği zaman bir kralın görevi, verdiği kişisel hükümleri bir kenara bırakmak olmalıdır.
Não esquecemos o mal que fizeram ao rei, mas ante o perigo, o dever do rei é pensar no bem de seus vassalos.
Neredeyse onu unuttuk.
Quase que me esquecia dela.
- Ne oldu? Laetitia. Onu unuttuk.
Esquecemos a Letizia...
Geçen gece seni unuttuk evet ama...
Esquecemos de te pegar essa noite e gostaríamos de explicar que... Ah!
Bunu Fransa'da unuttuk.
Isso é algo esquecido em França.
Kısa seferimiz o kadar uzatıldı ki, zamanı unuttuk.
O cruzeiro se estendeu tanto, que perdemos a noção do tempo.
Hediyelerin üzerine etiket koymayı unuttuk.
Oh, Senhor!
Bir şey unuttuk.
Esquecemo-nos de uma coisa.
Çok acelemiz vardı ve test farelerinin otopsilerini unuttuk.
Estamos com tanta pressa... que nos esquecemos de ver a autópsia dos ratos testados.
Anesteziyi unuttuk!
Esquecemo-nos da anestesia!
Küçük bir ayrıntıyı unuttuk.
Esquemo-nos de um pormenor.
İnsanları unuttuk.
Não há pessoas.
- Onu tutuklamayı unuttuk.
- Esquecemo-nos de o prender.
Steven ve Angela'ya kadeh kaldırmayı unuttuk.
Hey, sabes, esquecemo-nos de fazer um brinde pelo Steven e a Angela.
Zaman tutmayi unuttuk.
Esquecemo-nos de medir a velocidade.
Kilitler. Kilitleri unuttuk- -
Espera, esquecemo-nos de trancar a porta...
- Sayfa 35'i unuttuk!
- Falhámos a página 35!
- Birşey unuttuk mu?
Vamos. - Esquecemo-nos de alguma coisa?
Biraz sandviç almıştım yanıma ama teknede unuttuk sanırım.
Embrulhei algumas sanduiches.
Hediyeleri unuttuk.
Esquecemos os presentes.
Antrenmanı unuttuk.
Esquecemos de practicar.
Senin doğum gününü unuttuk.
Esquecemo-nos dos teus anos.
Dündü ve hepimiz unuttuk.
Foi ontem. Esquecemo-nos.
Bunu söylemeyi unuttuk.
Sabia que me tinha esquecido de te dizer uma coisa.
- Bebeğe bağlanmayı unuttuk.
- Não ligámos a boneca.
Hapisteki herifleri tamamıyla unuttuk, değil mi?
Esquecemos completamente aqueles dois na prisão, não foi?
Biralarla sosisleri unuttuk.
Esquecemo-nos da cerveja e das salsichas.
Sanırım bir şey unuttuk.
Que é da secção de entretenimento?
Ne unuttuk?
Que esquecemos?
Biliyor musun, sanki bir şeyi unuttuk gibi.
Tenho a estranha sensação de que esquecemos qualquer coisa.
Oh, el kitabımızı unuttuk.
Não trouxemos o manual.
- Bir şey unuttuk mu?
- Esqueci-me de alguma coisa?
- Hey Vince seni unuttuk sanma dostum.
Estou. Vince, não nos esquecemos de ti.
Pencereyi kapatmayı unuttuk.
Esquecemo-nos de fechar a porta.
Dur, ışığı unuttuk, en son sen ayaktaydın.
A luz! É a tua vez.