Unutursun traduction Portugais
323 traduction parallèle
O şirin küçücük evi meraklı kapıcıyı o küçük tuhaf odayı nasıl unutursun?
Tomávamos chá e muffins diante da lareira vendo as sombras a saltitar no tecto. E aqueles longos passeios até ao rio pela rua empedrada.
Aşağılık davrandım ; önce kendime bağladım unutursun diye bırakıp gittim.
Fui um grosseirão ao fazê-Ia gostar de mim e me esquecer.
Kendiniz olduğunuzu unutursun.
Esquecemo-nos de nós.
Ölürsen, beni unutursun. Ben hatırlanmak istiyorum.
Se morresses, esquecer-me-ias, e eu quero ser recordado.
Reggie'yi nasıl bu kadar kolay unutursun?
Como podes esquecer o Reggie tão fácilmente?
Sana iyilik yaptım, Lucy, utanma hiç. olanları hemen unutursun.
Eu fiz-lhe um favor e não tardará muito em superar essa vergonha.
Böyle bir şeyi nasıl unutursun?
Como esquecer algo assim.
- Beni unutursun.
- Vais esquecer-me.
Aksi taktirde, yarısını unutursun ya da yanlış şeyi getirirsin.
Se não, ou esqueces metade ou trazes as coisas erradas.
Burada her şeyi unutursun. Soğuk ve açlık hariç.
Aqui se esquece de tudo, menos o frio e a fome.
Zavallı Nadiacık çok yakında onu da unutursun tıpkı diğerleri gibi.
Pobre Nádia. Pouco a pouco irás esquecer. Tudo passa.
Her şeyi unutursun.
Refrescar a tua cabeça.
Sen de unutursun.
E de ti também não.
Sana anlatacaklarımı duyana kadar bekle, işi falan unutursun.
Quando ouvir o que tenho para dizer, vai esquecer o trabalho.
Kendini aşka teslim edersen ne olduğunu, kim olduğunu ve ne istediğini unutursun.
Entrega-te ao amor e entregar-te-ás ao esquecimento do que és e de quem és e do que queres.
Nasıl unutursun?
Não te lembras?
Birinci aydan veya sonrası, zamanı unutursun.
Após o primeiro mês você esquece o tempo.
Şimdi al istersen yoksa unutursun.
Não, toma agora senão vais-te esquecer.
içki verin, bol keseden olsun cimriliğin alemi yok... zordur didinmek, yine de hoşuma gider hayat bir şans oyunu gibidir... neşe içinde dans etmekten hiçbir zaman bıkmam... eğer gözün yükseklerde değilse hayat güzeldir... her günün mutlu geçmese de hayat güzeldir... eğer sevdiğin biri varsa bütün dertlerini unutursun... bizim için kim ne derse desin herkes bizi küçümsese de hayat güzeldir...
uns gins bem servidos que não vale roubar! labuto, mas gosto, a vida é um jogo de azar e nunca me canso p'ra poder dançar p'ra quem está bem sem nada é uma rica vida embora não sejam só rosas é uma rica vida se se tem a quem amar esquecem-se as ralações que o mundo nos volte as costas é uma rica vida
Kim olduğunu bile unutursun.
Logo, nem saberá quem é.
" Dünyayı unutursun.
Pode pagar uma escapadela "gay".
Bir haftada unutursun onu.
Em uma semana você o esquece.
Okur, açlığını unutursun.
Enquanto o lês, esqueces-te que tens fome.
Ya beş dakikada kahvaltı masasında olursun, yada bu hafta top oynamayı unutursun.
Ou tomas o pequeno-almoço dentro de cinco minutos ou não jogas esta semana.
Kendini savunmaya öyle alışırsın ki, orada olduklarını bile unutursun, ta ki bir şey ya da biri çıkar, ve seni onları göz kapalıyken gören biri haline getirir.
Então, habitua-se às defesas e esquece que estão ali até que algo ou alguém aparece e faz-nos olhar com atenção.
Konuşacaksın Henson, yoksa o kadar uzun süre hapse girersin ki... konuşmayı unutursun.
Vai falar, ou mando-o para a prisäo militar, durante tanto tempo, que perderá a fala.
Akşam yemeği zamanı hep unutursun!
- Esquece-se sempre á hora de comer.
Sen unutursun.
Tu esqueceste.
- Artık bana hiç ilgi göstermiyorsun. Bu akşam sinemaya gidersek belki sorunlarını bir süre unutursun diye düşündüm. Benim sorunlarımı boşver.
Se formos ao cinema hoje à noite... pode esquecer seus problemas um pouco.
- Biliyor musun aslında uzun zamandır koymak istiyordum... - Ancak bilirsin bazen birkaç iş üstüste gelir ve unutursun...
Eu tenho planeado colocar uma lá, mas sabes como é, uma pessoa ocupa-se com uma coisa e depois com outra...
- Nasıl unutursun?
- Como pudeste esquecer-te?
Sadece nasıl kullanılacağını unutursun.
Esqueceste apenas como usar.
Eve dönerken unutursun, geçer.
A viagem de regresso a casa ajuda-te a curar isso.
Yoksa bana uydu antenini kurmakta yardım etmeyi unutursun.
Ou já te esqueceste que me vais ajudar a montar a parabólica?
Cüzdani nasil unutursun?
Como é que esqueceu a carteira?
Hep unutursun!
Sempre.
5 dakika sonra takili oldugunu bile unutursun.
Após 5 minutos vai esquecer-se que o usa
- İnan bana, unutursun.
- Acredita, isso passa.
Hey, ahbap üzerine buz koy, o zaman birkaç biradan sonra unutursun.
Hei meu... Coloca aí gelo para aliviar. Depois disso, nada melhor que umas cervejas para curar umas ripadas.
İnan bana onu 1 ayda unutursun.
Acredita, irás esquecê-lo num mês.
- Evet, zamanla unutursun.
- Isso passa-te.
Nasıl olurda ütüyü kapatmayı unutursun?
Como te esqueceste de desligar o ferro de engomar?
Sen unutursun ama ben hatırlarım.
Vocês esquecem-se, mas eu lembro-me.
Devam etmen istenir ama seni yaşamda ilerleten şeyi unutursun, kimse anımsamaz, sen bile.
Devíamos mudar também, mas esquecemo-nos do que nos inspirava, pois em tanto tempo, ninguém nos perguntou, nem mesmo nós...
Zaman geçince, unutursun.
depois esquece com o tempo.
Önce, çenesini unutursun, sonra burnunu ve bir süre sonra gözlerinin rengini hatırlamakta zorlanırsın.
Primeiro esquece o queixo dele, e depois o nariz, e depois terá dificuldade em se lembrar da cor dos olhos dele.
- Ya konuşurum, ya da bu işi unutursun.
- Ou eu falo ou você é que esquece.
Sen de unutursun.
Também vais superar.
Gider gitmez beni unutursun.
Assim que partires, vais esquecer-me.
Nasıl unutursun?
Como pudeste?
Böylece ağrıyı unutursun, beni anladın mı?
Assim esquecerá a dor, entendeu?