Upir traduction Portugais
61 traduction parallèle
Herif bir upir.
É um upir.
Bir kız kardeşi var, o upir değil.
Tem uma irmã. Ela não é upir.
Bunu bir upir yapmış olabilir mi?
Podia ter sido um upir?
Şu son derece uzun Upir dostun nerede bugün?
Onde está o teu amigo upir grandalhão?
- Peter Nicolae'nin Upir'den bu kadar korkmasının sebebini hatırlıyor musun?
Peter... Lembras-te por que motivo o Nicolae tinha tanto medo do upir?
- Upir.
Upir.
Bir upir var.
Há um upir...
Ne akla hizmet, bir upirle birlikte samimi olup iyi adam-kötü adam muhabbeti yapmaya başladın?
Por que raio é que tu e um upir têm uma conversa franca sobre tipos bons e maus?
Hayat memat meselesi bile olsa kimseye söylemeyeceğin şeyi bir upirin izlemesine izin mi verdin?
Algo que não contarias a ninguém, mesmo a andar sobre brasas, deixas um upir ver?
Üniformalar başka bir anlama geliyordu ama liderleri vampirdi.
Os uniformes diziam uma coisa mas o líder era um upir.
Gerçekleştirdiğimiz geniş çaplı genetik çalışmaların sonucunda Upir iştahını doyurmak üzere bir tür konsantre besin deposu ortaya çıkarmayı başardık.
O resultado de uma vasta gama de experiências genéticas que temos feito reunido num nutriente concentrado que permite saciar o apetite upir.
Upir'e dönüşme süreci başlarda oldukça sıkıntılı geçebiliyor.
Tornar-se upir pode começar por ser algo que desorienta.
Son zamanlarda ortaya çıkan gariplikler ; Normal insanlar gibi duygular yaşaman. - Upir metabolizmasına zıt şekilde iyileşme yeteneğinin azalması...
As anomalias que tens tido, emoções humanas normais, a taxa de cicatrização diminuta, devem-se ao metabolismo não-upir...
Upir nörotoksininin diğer bir Upir üzerindeki etkileriyle alakalı klinik verimiz yok.
Não há dados clínicos sobre o efeito das neuroxitinas de um upir em outro upir.
Ben Upir'im ve senin annenim.
Sou upir, sou a tua mãe.
Yakında Upir dünyasından ayrılıp insanların dünyasındaki yerini alacaksın.
Em breve, deixarás o mundo dos upires e assumirás o teu lugar no mundo dos homens.
Upir-ektomi yapılıyor, anlayacağın dilde.
Está a fazer uma "upirectomia", digamos.
Dr. Pryce'ın bunu Upir'lerin keyfi için ürettiğini mi sanıyorsunuz?
Pensava que o Dr. Pryce a tinha feito para a happy hour dos upires?
Bugünkü son tedavinden sonra Upir retroviral değerlerin o kadar düşük olacak ki varlığını anlayamayacağız bile.
Depois do último tratamento, hoje, a tua carga retroviral de upir será tão baixa que não a conseguiremos detetar.
Upir DNA'sı genetik eşlemeye müsait değil.
O ADN de um upir não é compatível com o sequenciamento genético.
Nesliniz kurumayacak, hâlâ bir Upir.
A tua herança está segura. Ele continuará a ser upir.
Kardeşim Upirleri öldürmenin zor olduğunu söylemişti.
A minha irmã disse-me que é difícil matar um upir.
Upir denen bir şey duydunuz mu hiç?
Já ouviram falar dos upires?
Biyolojik ürünler, upir beslenme ve metabolik ihtiyacını karşılamak için özel olarak üretildi. Ve hepsi yok edildi.
A biologia foi especificamente concebida para saciar as necessidades nutricionais e metabólicas de um upir e foi tudo destruído.
Tanıdığım tek upir benim.
Não conheço mais nenhum upir.
Kız upir.
Ela é upir.
Bunca derdimizin içinde sırf upir diye ona güvenmeli misin?
E com tudo o que temos em mãos, achas que deves confiar nela só por ser upir?
Göğüs kafesi sökülerek öldürülen ve bu morgun sahibi olan kız da bir upirdi.
A dona desta morgue, a quem rebentaram com o peito, era upir.
Evimden yaklaşık 10 km ötemde beş upir yaşıyormuş ve ben bunu bilmiyordum.
Havia outro upir a 10 km da minha casa e eu não sabia.
Ülkedeki morglarda çalışan insanların yarısı zaten upir.
Metade das pessoas que trabalha em morgues neste país é upir.
Kana olan açlığında azalma olan bir upir.
Um upir com intolerância a sangue...
Şundan emin olabiliriz ki PSL patojeni Spivak tarafından oluşturulmuş ve bu patojen tüm upir ırkının yok olmasında başlıca etken olarak öne çıkıyor.
É bastante claro que o desenvolvimento do Spivak do patogénico LPIE foi e é o catalisador primário para a exterminação de todos os upirs.
Annenin sana upir doğasını öğretmediğini sanıyordum.
Pensei que a tua mãe não te tinha falado dos hábitos upir?
Yani upirlerin korkulu rüyası.
Omul Negru, o papão upir...
Tanıdığım bir Upir var. Adı Nate.
Tenho um amigo upir, o Nate.
- Millet... -... bu Roman. - Demek yeni upir sensin.
- És o bebé upir.
Kasabamızın yaklaşık % 35'i upirlerden oluşuyor. Sayımını kendim yapmıştım.
O nosso pequeno burgo é 35 % upir, de acordo com o meu censo.
Doğu Cornwall'da yaşayan bir upir olmak istemiyor gibisin.
Não me parece que se queira ser um upir a viver em East Cornwall.
Upir olmanın hediyesi uzun süre boyunca dünyada yaşayabilmek.
A dádiva de ser upir é podermos viver muito tempo.
Genç bir upirken üzerlerinden beslendiğim onca masum insan için.
Por todas as vidas inocentes que tirei, quando era uma jovem upir.
Hiç upir tanımıyorum ki.
Não conheço nenhuns upirs.
Upir'lerden hoşlanmıyorum bile.
Nem sequer gosto de upirs.
Tarife uygun upiri nerden bulacağım?
Onde vou encontrar um upir que sirva?
Benson'ın tarzı özellikle upir'e idi.
O Benson gostava exclusivamente de mulheres upirs.
İronik bir şekilde, Ben'in o korkunç... upir çatışmasıyla alakalı toplanmaya gitmesi gerekiyordu.
Ironicamente, o Ben ia a Toronto para uma conferência de emergência sobre o aumento terrível da violência entre os upirs.
Görünüşe göre upir'lerde rastlanan bir şey değil.
Raro nos upirs, aparentemente.
Sevgili upir kardeşlerim, teşekkür ederim.
Bem, meus amigos, obrigado.
Son üç günde, Sydney'de 5 upir öldürüldü, 14 tane Tokyo'da.
Cinco upirs mortos em Sydney, na Austrália. Nos últimos três dias. 14 em Tóquio.
Upir mi?
Um upir?
Sanırım vampir olabilir.
Acho que ela deve ser um upir.
- Bir upir için beden bulmanın ne kadar önemli olduğunu anlatamıyorum. - Her ne sikim demekse bu.
- Seja lá isso o que for.