Uretim traduction Portugais
205 traduction parallèle
Üretim hızı düşer.
Isso diminuirá o ritmo de produção.
Üretim her geçen gün artıyor.
A produção aumenta de dia para dia.
Üretim faaliyeti.
Estão produzindo...
Üretim Tasarım :
Cenários
Üretim için bir şirketten haber bekliyorum.
Grandes empresas lutarão por ela.
- Üretim mücadelesinden.
- E da luta pela produção.
Üretim mi yoksa hizmet sektöründe miydi?
¿ De productos ou servicos?
Üretim.
De productos.
Üretim nedeni olan işle bağı kesildiği için.
É como um motor a se desfazer por falta de conexão com o trabalho para que foi fabricado.
Üretim öncesi model.
É um protótipo.
Üretim haziranda en üst seviyeye ulaşmıştı. Sonraları, çalışanların yorulmasıyla bu seviye düştü.
A produção subiu em Junho e desceu devido ao cansaço.
Lastik tekerleklerin satışını yasaklamaya da yetkili değildik. Yine de bir emir hazırladık. Genç bir çocuk yazdığımız emri Üretim Yönetimi Bürosu'nda elden ele dolaştırdı.
A nossa Agência não tinha poder para parar a venda de pneus de borracha, mas emitimos uma ordem à mesma e mandamos um anonimo difundi-la, por todos os gabinetes da Secretaria de Gestão da Produção, que tinham de livrar-se do papel, já havia muita burocracia.
Üretim müdürü eski, çok eski arkadaşıydı.
O gestor de produção era um velho amigo.
1942'nin ilk aylarında, Beaverbrook yeni işinde iki haftanın ardından, öfkelenip işi bıraktı. savaş endüstrisinin patronu, Üretim Bakanı.
No início de 1942, Beaverbrook demitiu-se, após duas semanas como Ministro da Produção.
Üretim sürmeli, ama satışlar düşüyor.
A produção deve continuar, mas as vendas caíram.
İmalat : Pittsburgh Üretim A.Ş.
Fabricados pela Pittsburgh Manufacturing Corporation Inc.
Üretim ne sıklıkta kontrol ediliyor? Ayda bir kez.
Qual é a frequência do vosso controle de produção?
Üretim biriminde iki teknik müdür birden çalıştıramayız çünkü, ne de olsa küçük bir birim.
Percebe que não podemos manter dois directores técnicos numa unidade de produção relativamente pequena.
Üretim tarihi, 2016.
Data de fabrico, 2016.
Üretim tarihi, yaşam süresi...
A data de activaçäo? A longevidade?
Kayıtlara göre... Gaines Üretim Firması, bu kasaba çevresinde 100.000 dönümlük araziye sahip Sobaco Eyaleti toplamındaysa 200.000 dönüm.
Os registos da empresa indicam que a Gaines Development Company possui 25.000 acres de terreno, mesmo á volta da cidade.
Üretim sorumlusu sendin ya?
Querias ser director de produção.
- Üretim nasıl gidiyor?
- Que tal a produção?
OTO ÜRETİM SERİSİ
SEQUÊNCIA AUTOMÁTICA DE PRODUÇÃO
Üretim için.
Para reprodução.
Üretim için P2P maddesine ihtiyaçları var.
E esse P2P é preciso para fabricar speed.
Üretim seviyesini yukarıda tutmak için insanları işten çıkarttıktan sonra bizi iki vardiya çalışmaya zorluyorlar.
Não é justo. Despedem as pessoas e depois fazem-nos trabalhar em dois turnos... - para manterem a produção elevada.
Üretim o tatilde iken sadece yükselişe geçti.
E o nosso nível de vendas é alto, tal como quando ele estava de férias.
Shelbyville's Nükleer Güç Üretim Merkezinin sahibi.
Dono da estação nuclear de Shelbyville.
ÜRETİM FAZLASI SATlŞ MAĞAZASI
VENDA DE SALDOS
Ted üretim yöneticisidir. Üretim yönetici asistanı.
Assitente do gerente.
Üretim konusunun buradaki subaylardan bazılarının... umurunda bile olmadığını anlamalısın.
Tem de compreender que alguns dos oficiais... estão-se nas tintas para a produção.
Size tanıştırmak istediğim biri var. Tom Sanders. Üretim Bölümü Başkanı.
Deixem-me apresentar-vos o Tom Sanders, responsável pela Produção.
Siz Üretim Bölümü Başkanısınız.
Você não é o chefe da Produção?
Üretim hatası mı?
É o fabrico?
Tom Sanders Üretim Departmanı'nın başkanlığını yapıyor.
O Tom Sanders lidera o departamento de produção.
Üretim maliyetleri yarım puan düşerse... isviçre frangı, lire karşısında değer kazanacak. Sonra hepimizin başı dertte olacak.
Se o custo da mão-de-obra cair meio ponto percentual... o franco suíço vai desvalorizar a lira e ficaremos em apuros.
Üretim kısmındaki düşüş ve- -
Com as perdas da nossa divisão industrial esta precisará- -
20? 23? - Üretim sistemi tamamen gelişmiş.
O seu sistema reprodutor já deve estar desenvolvido.
Üretim araçlarını o kontrol ediyor.
- Pode, pode. Controla os meios de produção.
Üretim tarihi yani : [br] 1936.
Isto foi manufaturado no ano de 1936.
Seattle Üretim Departmanı'nın merkezde kullandığı bir laboratuvar'a gönderilmişler.
Foram mandadas para um laboratório que a Polícia usa na baixa.
Chomsky'nin Üretim Anlaşması'ndan daha iyidir.
Melhor que "Fabricando Consentimento", do Chomsky?
Görüyor musun? Üretim budur işte.
Isto é produzir.
Üretim budur işte.
Ser produtor é isso.
Üretim, samuray savaşçısı olmaktır.
O produtor é como um guerreiro samurai.
Üretim budur.
Isso é produzir.
Hikaye gibi küçük ekstralara yatırım yapamıyoruz... Üretim değeri, ve hislere yapamadığımız gibi... Bilirsin, insanlar,
Agora, que competimos com amadores, não podemos investir em extras, como história, valor de produção, sentimentos.
Üretim standartlarımıza göre bunu nasıl açıklayacaksınız?
Tem uma explicação?
Üretim yerinde Alfa'lar için çalıştığını hayal etsene.
Imagine os Alphas que trabalham na fronteira onde foi concebido.
Üretim Tarihi : 51472.
Data de lançamento 51472.