English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ U ] / Ustelik

Ustelik traduction Portugais

4,233 traduction parallèle
Üstelik tek parça.
Inteira.
Üstelik, onunla en uzun vakti sen geçirdin.
Tu, que a conheces há mais tempo.
Üstelik, hastalardan bir şeyler almaya iznimiz olduğunu sanmıyorum.
Além disso, não acho que estamos autorizados aceitar coisas dos pacientes.
Üstelik kimseye tecavüz etmeyi düşündüğüm de yok.
Uma vez mais, eu não tenho intenções de violar ninguém.
Üstelik bunların hiçbirinin önemi yok artık.
Além disso, estas merdas não querem dizer nada.
Üstelik, iki kat riskli.
Além disso, um duplo é arriscado.
Üstelik senin gibi genç de değildi.
E ele não era jovem como você.
Üstelik Rory'de aç.
E a Rory? Ela também tem fome.
Üstelik bu çocuk oyuncağı.
Esta é canja.
Üstelik tüm bunlar bize birbirimizi daha iyi tanıma şansı verecek.
E assim temos a hipótese de todos nos conhecermos.
- Tamam. Üstelik... Bu durumu sorgulamayacağız da.
E nós não perguntamos porque nos escolheram e não um outro jóquei reconhecido.
Üstelik sen de bilmelisin acımasız bir dünyada yaşıyoruz.
Também deveria saber... Que vivemos numa selva.
Üstelik cep telefonu da yanındaymış.
Mas o mais estranho é que ela ficou ao lado do telemóvel.
Üstelik siz bana yalnızca ona hakim olmamı söylemiştiniz.
Logo depois de me mandar ficar na minha.
Üstelik hâlâ bu ağlar hakkında bilgilendirilmedim.
E não tive informações sobre essas redes.
Üstelik güvenlik kameraları önünde.
Foi filmado pelas câmaras de segurança.
Ama KRM, dışarıdan hiçbir müdahale olmasa bile, % 40'lık bir işlem hacmine sahip. Üstelik, kural dışı hiçbir durumu da yok.
Os KRM chegam aos 40 % de todas as transacções... sem intervenção humana e estão fora de qualquer regulamentação.
Üstelik gayet makul fiyatlarla.
E por um custo razoável.
Esmer diyor ki : "Üstelik sizi ben tanıştırdım!"
A morena diz, "além do mais, fui eu que ta apresentei."
- Üstelik buna senin de ihtiyacın var.
- E tu também precisas disto.
Üstelik hiç de zor değildi.
Além disso, não foi difícil.
Üstelik hiç kimse fidye talep etmedi.
E ninguém ainda pediu resgate.
Üstelik burada memlekette iş yaratmanın mükemmel bir yolu.
Além disso, é uma óptima forma de criar empregos aqui.
Üstelik, benim uçaktan korkma lüksüm yok. Çok sık seyahat ederim.
No entanto... não me permito sentir medo porque ando de avião a toda hora.
- Tabii, ne budalayım. Üstelik o Almandı.
- Que idiota que sou.
Sana selamlarını getirdim. Üstelik nereye gideceğimiz çok daha önemli bir soru, değil mi?
Agnes cujos cumprimentos trago para si... e para onde viajamos é a questão mais importante, não lhe parece?
Üstelik asansörü son hız bırakırken ikinizin ayak altında olmasını istemem.
E não vos quero no meu caminho quando descer pelo poço do elevador, está bem?
Üstelik zeki görünüyorsun.
E tu pareces inteligente.
Üstelik bununla da kalmıyordu.
E nem é só isso.
Üstelik aynı hastalığa sahip ama farklı şirketlerden gönderilen insanları otuz kırk kere gördüğü halde.
Já pacientes de outras seguradoras, com os mesmos distúrbios... Ele via 30 ou 40 vezes.
Üstelik Kızılderili saldırısı tehdidi var.
E estamos sob a ameaça de um ataque indígena.
Üstelik sana yaptıklarımdan sonra. Gerçekten minnettarım.
Considerando todas as coisas más que te fiz, agradeço imenso.
Uçak beni almadan gitti. Üstelik tam zamanında oradaydım.
O avião partiu sem mim, e eu cheguei a horas.
Üstelik ben işimi eksiksiz yaparım.
E eu sou muito meticulosa.
Üstelik çıktığımızda hayatlarımızın geri kalanı hâlâ bizi bekliyor olacak.
E quando sairmos, ainda teremos o resto das nossas vidas pela frente.
Üstelik bayağı salakça fikirlerin olmuştu.
E olha que tens tido umas mesmo estúpidas.
Bu muhteşem! Üstelik Peter'ın haberi bile yok!
Isto é espectacular!
Üstelik boğmazsa da, o koca kuş tüyüyle bir şeyler yazarak beni uyutmuyor.
E se não me está a asfixiar, mantém-me acordada a noite toda enquanto escreve com aquela pena gigante.
Evet! Üstelik hepsini başımızda hükümet olmadan yaptık!
Sim, e fizemos isto tudo sem governo!
- Üstelik garantisi de yok.
Além disso, não há garantias.
Çünkü bir çok farklı ve tanınmış ürününüz var. Üstelik devamı da geliyor...
Porque têm uma grande linha de produtos diversos e carismáticos, e continuam a fazer mais.
Hatta tam tersini ifade ediyor. Üstelik gayet eğlenceli de.
Claramente, está a referir o contrário e é muito engraçado.
Üstelik çok ısrar etti.
E não aceitou uma nega.
Üstelik ölmeyi hak ediyorum.
E mereço morrer.
Şimdiyse sana sunuyorum. Üstelik ücret de istemeden.
Agora estou a oferecer-lhe... de graça.
Üstelik bir sürü de mesajın var.
E tenho várias mensagens para si.
Üstelik herhangi bir hastalığın ne zaman birini öldüreceğini tahmin etmek de pek mümkün değil.
E não se pode saber quanto tempo qualquer doença vai levar a causar a morte de alguém.
Üstelik sana da haksızlık yapıyorum ve bu kitaptaki en eski numara.
É desprezível, e não é justo contigo. E é o truque mais velho de todos.
Üstelik henüz kayamadık da.
E nem esquiamos.
Çiş meselesini hiç konuşmamalıydım. Üstelik senin önünde çiş yaptım.
Nunca devia ter falado em pilas e tenho mijado à tua frente e tudo.
Çok geçmeden ortalık çok sıcak olacak. Üstelik gidilecek de bir yürüyüşümüz var.
Vai ficar muito calor por muito tempo E nós temos uma viagem a fazer.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]