Usulca traduction Portugais
239 traduction parallèle
Usulca içeriye girer umarım. Hadi Bebek.
Baby, entra para ali.
Lütfen usulca aşağı in.
Desce as escadas com calma.
İşim bitince usulca ineceğim David ama önce bir şeyi öğrenmek istiyorum.
Quando descer, desço com calma. Primeiro quero saber uma coisa.
Yavaş ve usulca yap.
Bem devagar.
Bu beni korkuttu, ben de kalkıp usulca kapından baktım iyi olduğuna emin olmak için.
Assustou-me, por isso, levantei-me, fui até à tua porta e espreitei, para ver se estavas bem.
Hafif bir rüzgâr bizi usulca enginin güvenli alanına sürükledi.
Uma ligeira brisa levou-nos silenciosamente... para a segurança do alto mar.
Sabah olunca ihtiyar adam kapısından artık solmakta olan aya bakarak yatağından usulca kalktı ve pantolonunu düzeltip giydi.
Ao amanhecer, | o velho simplesmente acordou... olhou para a porta e | para a lua moribunda... desenrolou as calças e vestiu-as.
Jules neşesine kapılarak hemen kendi ayakkabilarını çıkardı. Jim'in ayakları bir süre Catherine'in bir ayağına yapışık kaldı. Sonra Catherine usulca ayağını çekti.
Levado pela alegria, Jules retirou rapidamente os seus, os de Jim ficaram por um momento encostados a um pé da Catherine que afastou delicadamente o seu.
... bombayla usulca uğraşırsanız, karşınıza bir çok kablo çıkar, kilidi kurcalarsanız anında, gecikme olmadan patlar.
Se abrirem o aparelho, mexerem nos fios, tentarem forçar o cadeado de imediato, e sem demora bum.
Kuyruk pervanesini vurup bizi usulca inmeye zorluyor.
Quer atingir o rotor da cauda. Cairemos facilmente.
Usulca öp beni Gerçekten sev
Portanto, beija-me devagar Ama-me verdadeiramente
Usulca çevresini sardık...
Matámos um porco! Caímos-lhe em cima!
usulca maymun yakalayacağız.
com uma ratoeira.
Ben kara faresiyim, denizin geminin yanlarına usulca çarpması güzel bir kitap okumak...
É que eu adoro terra firme e ouvir o mar bater suavemente na parte lateral do navio, estar anichada com um bom livro...
Sessizce, usulca...
Em silêncio... em silêncio...
Ellerimi usulca ona yaklaştırıp dokunmaya cesaret edebildim...
"avanço um pouco as mãos " ouso... pela direita
Şimdi pencere açılıyor. Yavaş yavaş açılıyor ve gece usulca içeri giriyor.
E agora a janela se abre lentamente e a noite penetra aos poucos.
Onlardan hiçbiri... saygın da değildir... Usulca, usulca, - mutsuz da...
Nem um deles é respeitável... ou infeliz...
Elini usulca yukarıya doğru kaydır.
Deixe sua mão lentamente deslizar para cima.
Kollarını ona dola ve usulca göğüslerini okşa.
Envolva seu braço ao redor dela e levemente acaricie os seus seios.
" Giderken Julia'm sanki ipekler içinde O an düşünürüm usulca akışını uçuşan elbisesinde.
" Quando em sedas a minha Julia vai, então... então parece-me quão docemente flui o fluído das suas roupas.
Yaz günleri, dönüşürken usulca
Os dias arrastavam-se
Uygarlıklar eğer her zaman radyoastronominin bulunmasının ardından kendilerini yok etmiyorlarsa,... belki gökler usulca vızıldıyordur, yıldızlardan gelen mesajlarla,... ve bizden çok daha ihtiyar ve alim uygarlıklardan gelen sinyallerle.
Se as civilizações nem sempre se destroem a si próprias, pouco depois de descobrirem a radioastronomia, então talvez o céu esteja a palpitar e a vibrar, com mensagens vindas das estrelas, com sinais vindos de civilizações muito antigas, e mais sábias que a nossa.
Usulca yaklaş ve sonra biz yavaş yavaş...
Fazem uma aproximação em volta e logo depois desaparecem...
Şimdi, usulca yolcuları salona topla.
Agora, tão discreta quanto possível, mude os passageiros para o salão.
Şimdi ayağını oluktan usulca çıkar.
- Agora tira o pé da sarjeta, devagar.
Usulca, usulca.
Cuidado, com cuidado. Cuidado.
Ortaklarının onu ne için kullanacaklarını anlayınca onlardan geri almaya çalıştı ve onu usulca öldürdüler.
Quando se apercebeu o uso que os sócios lhe queriam dar, tentou recuperá-lo e eles mataram-no, discretamente.
Usulca.
Devagarinho.
Müziğimi usulca.
E a minha música desvanecendo-se.
Çadır altında usulca oynayan iki tane gergedan gibi.
Parecem dois rinocerontes a brincar debaixo de um oleado.
"Usulca bas, bastığın yerde düşlerim yatar"
"Caminha suavemente porque caminhas sobre os meus sonhos"
Yani bütün gece usulca gezen birinin... beni öldürmesine izin verecek değilim.
Quero dizer, não passo horas a treinar para que um agressor de sonhos me derrote.
Uyuşturucu damarıma girdikten sonra ılık bir kaşıntı başlıyor ve beynim onu tüketiyor, sonra ensemde usulca bir patlama oluyor ve büyük bir zevkle bütün dünyanın yumuşadığını,.. ... nazik ve keyifli bir yere dönüştüğünü hissediyordum.
Quando entrava na minha veia sentia uma onda de comichão quente que ia crescendo até que o cérebro a consumia numa gentil explosão que começava atrás do pescoço e subia rapidamente e eu sentia tanto prazer que o mundo simpatizava e mostrava um encanto nobre e suave.
Çek, çek kürekleri Akıntıya karşı usulca
"Rema, rema, rema o barco Suavemente, rio abaixo..."
Akıntıya karşı usulca
" Suavemente, rio abaixo...
Hayat tam bir rüya Akıntıya karşı usulca
A vida é apenas um sonho. "
Bu etkiyi yaratmak için, kremayı usulca hafifçe okşayarak ve sıkarak...
Consigo este efeito... batendo suavemente... e apertando...
Çimenliğin ilerisinde... iki saf kum kapanı ve zambaklarla dolu gölet zümrüt yeşili geçide açılıyor. Yaz rüzgârı deliği çimenlerin üzerinden usulca gölede doğru taşıyor adeta. Yeşillik giderek daha da genişliyor.
Além dos campos verdejantes, duas armadilhas de areia imaculadamente brancas e um lago cheio de lírios bocejam em direcção a um liso campo esmeralda... o buraco parece lentamente arrastar-se pelo relvado... até o lago, carregado pela brisa de Verão... o relvado cresce cada vez mais...
ve... akşam usulca yaklaşırken.
"E a noite se avizinha"
" Gökte güneş batarken ve akşam usulca yaklaşırken...
" Quando o sol se põe E a noite se avizinha
"Gökte güneş batarken ve akşam usulca yaklaşırken... "...
" Quando o sol se põe E a noite se avizinha
"Usulca bas, bastığın zira rüyalarımdır."
Pisa gentilmente pois Sobre meus sonhos caminhas
Kırlarda usulca dolaştığını gördüm.
Eu via-a andar pelos campos, que se moviam delicadamente.
Benimle usulca konuş, çocuğu üzmeni istemiyorum.
Se queres falar comigo fá-lo com calma, não quero que a criança se enerve.
Deminki gibi usulca değil sertçe.
Não com meiguice, como antes... ... mas à bruta.
"Aniden bir tıkırtı geldi, Sanki biri usulca vurdu vurdu kapısına odamın."
"Subitamente ouvi uma pancada, como se alguém, batesse suavemente à minha porta."
Usulca.
Cuidadosamente.
Sanki bedenimin içinde usulca bir el kapanıyor.
Como se dentro do corpo uma mão se fechasse devagar.
Usulca dökülen kelimeler tuhaftı. "
As minhas palavras saíam lentas e estranhas.
Usulca.
Calminha.