Ute traduction Portugais
36 traduction parallèle
Senin barışçıI dediğin Ute'ler bunlar olamaz.
Isso não aconteceria se os índios fossem pacíficos como diz!
- Ute'ler yakaladıysa onu öldürürler.
- Se o apanharam, vão matá-lo!
Ute Yerlileri ile savaş olmaz U.S. Ordusu da gelmez ve Uteleri rezervasyona götürmez ve rezervasyon hazırlıkları yapan Denver'daki dostların hükümet ile sözleşme yapamaz.
Não haverá guerra por aqui. O Exército não levará os índios para uma reserva, e os homens de Denver permanecerão sem contratos com o governo de suprimentos para a reserva.
Bu Ute Yerlilerin adaleti, benim değil.
Essa justiça serviu para os índios, não para mim!
Ute'ler her çalının arkasındaydı.
Os arbustos estavam repletos de índios!
Yanlış bir şey yaparsan, evlat Ute'ler tüm Crown City'i yakarsa, onları kim suçlayabilir?
Filho, se eu não fizer alguma coisa, Os índios vão queimar Crown City inteira, - e quem os pode culpar?
- Adamlar Ute Yerlileri ile savaşa gidiyor.
Os homens iam lutar com os índios!
Daha fazla kazanç hırsın için Ute'lerle savaş çıkarmana izin vermeyeceğim.
Talvez eu não permita uma guerra com os índios por mais que você tente.
Ama, kendi iyiliği için, bu Ute'ler konusunda umarım haklısındır.
Mas para seu bem, garoto, espero que esteja certo sobre esses índios.
İşte hikayemiz : Brannon'ın Ute Yerlileri ile bir anlaşma yaptığını duydunuz.
Aqui está o nosso assunto Les, você acaba de ouvir... que os Brannon concluíram um contrato particular com os índios.
Ute Yerlileri ile sorun olmadığını gören insanlar..
Começámos a pensar que possa ter razão sobre os índios.
Ute Yerlileri.
Índios!
- Ute Yerlilerinin ne yapacağını kimse bilmiyor.
- Ninguém sabe o que índios podem fazer.
Gary, Ute'lar barış istiyor diye söz vermişti.
O Gary jurou que os índios queriam a paz.
Washington'dan emir gelmiş ve yakında Ute'leri rezevasyonda toplayacaklar dediler.
Eles dizem que Washington ordenou... que retirassem os índios para a reserva.
Van ve ben olay yerine gitiğimizde arabanın yakıIdığı yerde Ute'ların izlerini gördüm.
Van e eu visitámos o local e vimos mais do que traços de índios... onde a diligência foi queimada.
Dave diyor ki : Gary Brannon yük arabasıyla yolu kapatmıştı Ute'ler pusu kurmuşlardı, arabaya saldırdılar.
Dave diz que Gary Brannon bloqueou a estrada com a carroça para que os índios pudessem atacar a diligência!
Ute'lerin de.
- Então quem foi?
Indians bir şans yakalıyor, med två män ute. Dorn sayesinde.
E os Indians têm um corredor com dois homens fora, e um bom lançamento, para a esquerda por Dorn.
Tamam, şimdi sıra büyük adam Cerrano'da, den stora mannen med 2 ute och han är den kvitterande löparen.
Cerrano vai entrar, o grandalhão, com dois foras e a possibilidade de empatar.
Bu, tam olarak 100 yıl öncesine asil ve içten Ute Kızılderililerinin, bu topraklarda yaşadığı zamana dayanır.
Começou há mais de cem anos, quando os nobres e generosos Índios Ute viviam neste território.
Altyazı Ute Friedsam
Legendas Cristina Krippahl
Hala kasabanın dışındaki kızılderili arazisinde yaşadığını duydum.
Eu ouvi que ele ainda vive na reserva Ute na periferia da cidade.
Neden.. .... Gosiute'ler, Ute'ler, Crow'lar ya da Shoshone'ler değil?
Por que não... os Gosiutes ou os Utes ou os Crow ou os Shoshone?
Crow veya Ute Kızılderilileri ile anlaşırsak Dobie bir çocuğun görmemesi gereken şeyleri görebilir.
Se forem Crow ou Ute... Dobie verá coisas que um menino não devia ver.
Babam Ute kabilesinin onlarla savaştığını söyledi,... ama Ute kabilesi beyazlar kadar kötüymüş yardımları dokunmamış.
Meu pai disse que os Utes lutaram contra eles. Mas os Utes são tão maus como os brancos.
Burası Utelerin bölgesi.
Aqui é território Ute.
Ute mısınız?
Você é Ute?
Üzgünüm, Ute Ausgartner.
Desculpe, Ute Ausgatner.
= Ute Ausgartner Evi Münih, Almanya = Bu da ne?
Casa de Ute Ausgatner.
Adım Ute..
Meu nome é Ute.
Bunun için H.Y.B.'i bulmaya çalıştım.
Revistei a UTE.
Annem Utah Yerlisi'ydi.
A minha mãe era uma Indígena Ute.
Kızılderili savaşçılar hareket halinde.
Os Guerreiros Ute estão a chegar.
- Dave hiç Ute Yerlisi gördün mü?
Dave não viu índios.
Ute Kızılderilileri onları öldürmeyi biliyormuş.
Eles não vão ajudar. Índios Ute sabem como matá-los.