Uyar traduction Portugais
13,312 traduction parallèle
Sinirler doğru çalışmıyor bunun sonucunda ise, bağırsaklar sinir hücrelerinin gönderdiği uyarıları alamıyor.
Os nervos não enviam estímulos correctamente por isso os intestinos não recebem as mensagens que os neurónios enviam.
En önemli etik değerlere uyarım.
Mantenho-me no maior patamar de ética.
Neyse, merkez bana uyar.
De qualquer maneira, no centro está bom.
Bunlar hikâyemize uyar.
Isso encaixa-se na nossa narrativa.
Bana uyar.
Tudo bem por mim.
Seni uyarıyorum.
Estou a avisa-lo.
İzleyicileri karar okunurken sakin kalmaları konusunda uyarıyorum.
Peço a audiência, durante a leitura dos veredictos, que mantenham a calma.
Son kez uyarıyoruz!
Este é o último aviso.
Bir uyarı olabilir diye düşündüm o da ortaya çıkıp bana saldırınca doğrulanmış oldu.
Pensei poder ser um aviso. Ela atacou-me, isso foi confirmado.
Uyar mı sana?
Parece-te bem?
Elf diyarını geçmememiz için bir uyarılar.
São um aviso para se cruzarem com os elfos.
Olur tabii bana uyar.
Claro, pode ser.
Yerel yetkililer birkaç güne kötü hava koşullarının kıyılarımızı etkileyeceği uyarısını yaptılar.
Especialistas locais informam o conselho mais uma vez sobre o clima severo a dirigir-se para a costa nos próximos dias.
Halk sel tehlikesine karşı gerekli önlemlerin alınması için uyarıIdı.
Residentes das áreas de risco de inundação são aconselhados a tomar as precauções necessárias no evento de inundação.
Bana uyar.
Você decide.
Ters uyarıcıya nasıl tepki verecek çok merak ediyorum.
Estou curioso por ver como responde a estímulos adversos.
Uyarıyorum, onların çoğu uyuşturucu bağımlısıymış ki bu da harika olur.
Fiquem avisadas, muitos tornaram-se drogados, então isso pode ser uma chatice.
Eğer dosyayı istersem onu uyarırlar. İlginç.
Se eu pedir para vê-las, podem alertá-lo.
39'uncu madde uyarınca suç tespit edilsin istiyorum.
Preciso de um formulário 39.
Sana uyar mı?
Estás de acordo?
Avery'nin nezih tayfasının şımarık mürettebata uyarı olarak kara lekeyi verdiği söylenir.
Era dito que tripulação de mulheres do Avery causavam manchas negras como aviso aos membros desobedientes da tripulação.
Uyarıyı dikkate almazsanız ona katılırsınız.
" Ignorem-na, e juntem-se a ele.
Kadınlar doğrudan klitoral uyarı isterler, Parmak veya vibratör gibi bir şey ile.
As mulheres precisam de estimulação directa no clitóris, com os dedos ou um vibrador.
Klitoris uyarımı.
À estimulação do clitóris.
Ama gerçek budur ki ve bir uyarıdır.
Mas é a verdade. E é um aviso.
- Buna memnuniyetle uyarım.
- Está bem. - Concordo com isso. Aí está ele.
Tamam. Bana uyar.
OK, alinho nisso.
İlk uyarı sadece ilk uyarı.
É só o primeiro aviso.
Üç uyarı alırlarsa kapatılırlar, değil mi?
Se elas cometerem três infracções têm de fechar, certo?
Bildiğim kadarıyla sonsuz uyarı hakları var.
No que me diz respeito, podem cometer as que quiserem.
Bu tahliye uyarısı.
Não, é um aviso de despejo autêntico.
Gerçekten tahliye uyarısı tamam mı?
Vamos mesmo ser despejadas.
Bu son uyarın olacak.
Só te aviso uma vez.
Bana uyar.
Tudo bem!
Grup davası uyarınca, ehliyetleri hakkında bilgi verebilecek tüm belgelere erişim hakkımız olduğunu söylüyorum.
Está a dizer que são incompetentes? Temos o direito a qualquer registo que ateste a competência deles quanto a...
Ya sen cekete uyarsın ya da ceket sana uyar.
Ou você se adapta ao casaco ou o casaco se adapta a si.
Öyleyse kendi başıma halletmek bana uyar.
Nesse caso, posso tratar dele sozinho.
- Sağ olun dostum. Uyarınıza kulak verip şehirden derhâl ayrılacağım.
Minha cara amiga, vou ter em atenção o seu aviso e fugir da cidade imediatamente.
Ağır silahlı olduğumuz konusunda sizi uyarıyorum.
E aviso-os, temos armamento pesado.
Uyarın için çok teşekkürler.
Muito obrigado pelo aviso.
Rosario akınlarından önce bazı uyarılar vardı. ispanyolların Richard Guthrie ve onun büyüyen korsan imparatorluğundan intikam alacağına dair fısıltılar.
Antes do ataque, já existiam avisos e boatos de que Espanha ia retaliar contra Richard Guthrie e o seu império de piratas.
Bunu hoş bir şey olarak mı düşünsem yoksa bir uyarımı bilemedim.
Não sei dizer se isto foi um aviso ou um agradecimento.
Bu uyar.
Parece-me bem.
Duyduğum kadarıyla canlandırıcı ve belli ki dahası çok uyarıcı.
Que, segundo sei, é refrescante e também muito estimulante.
Bette Davis çok iyi uyar bence.
A Bette Davis seria perfeita.
10 : 15 bana uyar.
Está bem, às 10 : 15h.
- Tamam, bana uyar. - Tamamdır.
Óptimo, muito bem.
Uyar dedim!
Avisado!
- Uyar dedim ben. - Ne fark eder?
O que é que isso muda?
Uyarılmış?
Excitado?
- Bana uyar.
Parece-me bem.