English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ U ] / Uyumlu

Uyumlu traduction Portugais

1,910 traduction parallèle
El yazısı tam uyumlu ve aynı hatalarla dolu.
A caligrafia está tal e qual e cheia dos mesmos erros.
6 ay için birbirimize çok uyumlu bir çift olabilirdik ama ya 60 sene için?
Seríamos o par perfeito por seis meses mas 60 anos?
Yani, ışık, gölgeler, her şey çok uyumlu.
A luz, as sombras, tudo condiz perfeitamente.
Ayakkabı renkleriyle uyumlu sallanıp duran bir yumru.
Fios pendurados que combinam com os sapatos.
Şarapnel parçası örnekleri birçok intihar bombasıyla uyumlu.
O padrão dos estilhaços da granada é igual ao da maioria dos bombistas.
Uyumlu kıyafetler giyecek misiniz?
Vocês vão usar todos roupas iguais?
İkinci kurbanın tırnaklarında bulunan kanın katille uyumlu olmasını umuyorduk.
Estávamos à espera que o sangue encontrado debaixo das unhas da segunda vítima fosse uma pista para o assassino.
Evet ve bildiğimiz tek uyumlu omurilik sıvısı, benimkisi.
Sim, e a única medula espinal que sabemos que de facto é compatível, é a minha.
- Yine eskisi gibi uyumlu olmamız lazım.
- Temos de reencontrar-nos.
Saç bantlarımızı cübbelerimizle uyumlu takacağımızı sanıyordum.
Pensei que íamos usar bandoletes a condizer por baixo dos chapéus.
Bak, uyumlu giyinmişiz. Menekşe rengi.
- Olha, estamos a condizer.
MS'le uyumlu.
- É coerente com EM.
ROTC'un hafif silahlarıyla uyumlu.
Que é consistente com as armas pequenas do ROTC.
Silah yarasıyla uyumlu olmalı.
Isso é consistente com o ferimento de uma bala.
Nematodlar, Yassı Kurtlar, Kopepodlar, falan filan tümü kafanın bulunduğu bataklıkla uyumlu.
Nematodes, Turbellaria, Copepods, blá, blá, blá... todas apontam para o pântano onde a cabeça foi encontrada.
Tırtıklar, kemikte oluşan izlerle uyumlu.
As marcas das serras são consistentes com as marcas encontradas no osso.
KAFATASI YARASI UYUMLU
- FERIDA NO CÉREBRO CORRESPONDE
Peki, senin bıçağın Nettles'ın sağ kolundaki yara ile uyumlu.
Muito bem, a tua faca condiz com os cortes no braço direito do Nettles.
Hayır, hayır, olmaz, bu diğer kumaşlarla uyumlu değil.
Não, não combina com os panos.
Görebildiğim kırıklar, balyalama makinesiyle uyumlu.
As fracturas que vejo são consistentes com a máquina de enfardar.
Angela ile cinsel yönden uyumlu olmamanız mı?
Tu e a Angela não eram sexualmente compatíveis? Não se trata de sexo.
Kafatasındaki çok yönlü kırıklar tekerleğin aşağı doğru dikey gücüyle uyumlu.
As fracturas multi-direccionais no crânio são consistentes com a força vertical descendente de um pneu.
Diz kapağı darbe noktasıyla uyumlu.
Consistente com o ponto de impacto na rótula.
Ve dış enerjiler, onların da uyumlu olmaları gerekiyor.
E as energias externas, têm de estar alinhadas.
ve işte birbirleriyle ve diğer taşlarla iç içe geçen mükemmel uyumlu devasa taşlarla... yapılmış bir yapı.
Se pensar em si mesmo como um Deus-Rei, e quiser ter uma estrutura que dure milhares de anos, é melhor fazê-la com pedras de encaixe perfeito, sem argamassa, que se degrada, apodrece e requer manutenção.
Fakat aynı zamanda antik astronot teorisyenlerini heyecanlandıran şey, Tikal piramitlerinin düzeninin gökyüzü haritasındaki Plaides Orion bölgesiyle mükemmel uyumlu olmasıdır.
Pelo alinhamento dos lados, no topo das estruturas, os antigos astrônomos conseguiam determinar as datas mais importantes do ano, como um equinócio, ou um solstício.
Bu son derece uyumlu bir yaratık, hayatta kalanlardan biri olmak için gerekli donanıma, dayanma gücüne ve şansa sahip mi?
É uma criatura muito adaptável, mas teve as ferramentas, força e sorte de sobreviver sendo um náufrago?
Mavi, cidden gözlerinle uyumlu olurdu.
O azul combinava com os teus olhos.
Bak, sayılar gemininki ile uyumlu değil.
Olha, estes números não sincronizam com os da nave.
- EVE WELLER SHAW 8'İ DE UYUMLU
- Eve Weller Shaw.
Ve ben sadece... Uyumlu davrandim.
E eu simplesmente... alinhei nisso.
Açıktaki vites kolunun göğüs kafesini deldiğinde oluşan travma, vücudun yüzüstü şekliyle uyumlu.
O traumatismo indica que o corpo esteve virado para cima, enquanto uma alavanca o prendia pelo esterno.
Az önce bir hastanın beyin ölümü onaylandı 18 yaşında bayan hasta çok araçlı trafik kazası, bu akşam erken saatte, kafa kafaya çarpışma dokuları Kelsey ile uyumlu organ bağış servisini aradım bana doğrudan bağış için onay verdiler.
Acabei de confirmar, morte cerebral de uma rapariga de 18 anos, envolvida num choque frontal esta noite. É compatível com a Kelsey. Telefonei para a UNOS e deram-me autorização para uma doação directa.
Dr. Grey'in test sonuçlarını yetiştirdik. Uyumlu değil.
Estivemos a ver as análises da Dra. Grey e ela não é compatível.
- Küçük Grey uyumlu değil miymiş?
- Espera, a Greyzinha não é compatível?
İlk randevuda ilk yüzümü gösteririm ; komik tutkulu, etkileyici, doğal, uyumlu.
Quero dizer, eu levo o meu melhor. Divertida. Namoradeira, charmosa, espontanea, gostosa.
Omurga nakli için uyumlu doku bulmak bile daha kolay olabilir.
Talvez seja mais fácil encontrar um novo baterista para os "Spinal Tap".
Sen ve Emily'nin kan grubu Tucker'a uyumlu değil.
Nem você nem a Emily tem o tipo sanguíneo compatível.
Kan grubu uyumlu.
- Tipos sanguíneos compatíveis.
Belki sana uyumlu davranmazsam derinlerdeki sorunlarını yüzeysel çözümlerle çözemeyeceğini anlarsın.
Talvez, apenas talvez, se eu não alinhar, tu vais perceber que não podes resolver um problema mais profundo com uma solução superficial.
- Oluşan morluk ve sertleşme ile uyumlu.
Coerente com a lividez e a rigor do cadáver.
Ne kadar da kolay ve uyumlu birisin.
- Mas que simpático e prestável.
Bana bütün davalardaki DNA ile uyumlu olduğu söylendi.
Eles disseram-me que o ADN coincidiu com todos os casos.
belki Hodgins uyumlu bir şey bulabilir çok iyi Bay Fisher.
Talvez o Hodgins consiga encontrar algo que corresponda. Muito bem, Sr. Fisher.
Tam uyumlu değil ama yine de en iyi...
Não são totalmente compatíveis, mas é o melhor que...
Üç yıl önce kısmi uyumlu olduğum belirlendi.
Fui dada como parcialmente compatível há três anos atrás.
Siz uyumlu böbrek beklerken Sarah üç acı dolu yıl hayatta kalmak için savaştı.
A Sarah lutou para sobreviver durante três horríveis anos, enquanto esperavam por um doador compatível.
Üç yıl önce de tam uyumlu değildi ama organ reddi önleyici ilaçlardaki ilerlemeden sonra hallederiz.
Não era uma boa compatibilidade há três anos atrás, mas com os progressos da medicação anti-rejeição, vamos conseguir.
Ulusal Böbrek Kayıt Dairesini aradım ama üç yıldır uyumlu böbrek bekliyordu. Ellerinde yok.
Consultei os registos da lista de espera e há três anos que ela aguarda um doador compatível.
- Uyumlu yok. Yakın bile değil.
- Não há nenhum compatível.
Uyumlu olun biraz.
É isso, estamos em harmonia.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]