Uyusturucudan traduction Portugais
588 traduction parallèle
Rocky Aoki'ye ait uyusturucudan gelen bir parayi açik deniz tekne yarisinda aklamasi ile alakali bir olay. Benihana'nin mucidi iste.
Algo sobre lavagem de dinheiro de drogas para um gajo chamado Rocky Aoki, o fundador do Benihana.
Kardeşini uyuşturucudan yakalamıştınız.
Você prendeu o irmão dele por causa das drogas.
Uyuşturucudan hiç söz etmedi.
Ele nunca falou em narcóticos.
1950.. Uyuşturucudan 12 ay.
1950 : 12 meses por tráfico de drogas.
Ben uyuşturucudan içerideydim.
Não sei. Fui preso por droga.
Lou Boca, çeteden ve uyuşturucudan suçlu bulundu.
Lou Boca, culpado de conluio e posse de narcóticos.
- Uyuşturucudan ölüyorum.
- 20 dólares!
Kızımın uyuşturucudan kurtulmasına yardım etmişti.
Ajudou a minha filha a largar a droga.
Uyuşturucudan tutukladık.
Prendemo-lo por drogas.
Uyuşturucudan uzak dur, ve çok başarılı ol. Peki. Sağ ol.
- Não se meta na droga e irá longe.
Bu uyuşturucudan kurtulmam lazım.
Tem calma, meu! Eu tenho que fazer desaparecer isto!
Hey, bu bir polis arabası! İyi ya işte, bunlar çok hızlı. Uyuşturucu kaçakçıları, uyuşturucudan beyni bulanmış kaçakçılar.
mas esse é o carro da polícia bom ele é muito rápido ladrões de carros, ladrões de carros especializados essa é a única coisa que poderiam ser você ficara a salvo aqui ha não, eu quero a história inteira
Uyuşturucudan kurtardı.
Desintoxiquei-me.
Uyuşturucudan uzak durabilseydi... bir şansı olabilirdi
Se ele pudesse parar com as drogas... talvez tenha alguma chance.
Kim uyuşturucudan zevk almaz.
Nunca ninguém aprecia estas coisas.
Biri uyuşturucudan, ikisi de adam kaçırmadan.
Uma por drogas e duas por assalto à mão armada.
- Uyuşturucudan nasıl eminsin?
- Como estás certo de que é droga?
Daha önce uyuşturucudan ve kavgadan dolayı tutuklanmış.
Tipo músico, preso por distúrbios, erva...
Uyuşturucudan öylesine zom olmuşşsun ki, onu bile tanıyamamışsın.
Em tal estado que ele nem te reconheceu.
Albert 10 dakika içinde polisi arayacak ve onlara bir eroin hikayesi anlatacak. Uyuşturucudan sabıkalı tenis oyuncusunun Mustang'inde.
Dentro de 10 minutos, o Albert vai chamar a policia e contar-Ihes uma história de heroina, Mustangs de 1970 velhos profissionais de ténis com cadastro de drogas.
Evet, bahçede herkes uyuşturucudan bahsediyor.
Bom, no pátio diz-se que negocia drogas.
- Sen niye buradasın? - Uyuşturucudan.
- Por que estás aqui?
Uyuşturucudan uzak duruyorum.
Já não tomo drogas há um ano.
Sana borcum olan para seks ve uyuşturucudan geliyor.
O dinheiro que lhe devo é sujo. Vem principalmente de sexo e drogas.
- Uyuşturucudan ölmüş birini görmek istiyorsunuz sanırım,
Só quer ver os tipos relacionados com droga, certo? Correcto.
Gangısterler savaşı başladı. Pezevenklikten, çocuk pornosundan, uyuşturucudan cinayetten sayısız kere tutuklanmıştır.
Inúmeras detenções por envolvimento em prostituição... pornografia infantil, tráfico de drogas, assassinato.
Polis ve uyuşturucudan haberim yok.
Não sei nada de drogas nem de polícia.
Neden hep uyuşturucudan zencilerden, eşcinsellerden, Yahudilerden bahsedip duruyorsun?
Porque falas sempre de drogas e negros... bichas e judeus? Não sabes falar de outra coisa?
Sorun şu ki, çoğu zaman içki ve uyuşturucudan yarı deli halde olduklarından, gördükleri pek güvenilir olmuyor.
O problema é que na maior parte do tempo andam no álcool e na droga por isso o que eles vêem não é assim muito fiável.
Uyuşturucudan dolara, sonra Kruger altınına.
Ou droga, dólares e Kruggerands.
Bu çocukları uyuşturucudan uzak tutmak için çok uğraşıyoruz.
Estamos a tentar tanto manter essas crianças longe das drogas.
Uyuşturucudan uzak dur.
- Mantenha-se longe dessa droga.
Beni uyuşturucudan o kurtardı.
Ele encontrou-me e me tirou-me das drogas.
Sonra af çıktı ve Amerika'yı uyuşturucudan korumada Manule Noriega'ya yardım etmek için Panama'ya tayin edildi.
Foi agraciado, promovido e enviado para o Panamá, para ajudar Manuel Noriega a manter as drogas longe dos EEU U.
Ramon Cota, Seni uyuşturucudan tutukluyorum...
Ramon Cota, você está sob prisão por tráfico de...
Onları avluya soktuk ve yüksek bir doz o uyuşturucudan verdik.
E pusémo-los num pátio. E alimentamo-los com grandes doses dessa coisa.
Bu gece burada bela istemiyorum, Belki de bir süre uyuşturucudan uzak durmalısın.
Pois, mas como não quero sariIhos era melhor parares com isso por uns tempos.
Demek ki aşırı alkol ve uyuşturucudan sızdı. Minibüse mi taşıdınız?
Então, ele caiu, bêbado e drogado, e você ajudou-o a entrar na carrinha?
Ve kafası her zaman uyuşturucudan uçmuş halde.
Anda sempre a cair de drogado.
İslam, suç ve uyuşturucudan tek çıkıştır,... ve işsizlik, fahişelik, alkol,... kumar... zina, ahlaksızlık.
Islam é o único modo fora de drogas, e crime, e..... desemprego, prostituição, álcool,..... jogando e... adultério, fornicação.
Ne zaman Amerika'daki Zenciler, - "Zenci" denilenler - Tanrı'nın tarafına geçer,... Hz. Elijah Muhammed'in öğretilerini dinlerlerse,... uyuşturucudan uzaklaşmak isteyecek.
Quando o Negro, o denominado Negro na América embarca no lado do Deus,..... e escute os ensinos do Elijah Muhammad Ilustre,..... ele quererá sair de drogas.
Hayır! Ben uyuşturucudan hüküm giymedim hiç!
Nunca fui condenado por drogas.
"Özgür irademle yemin ederim ki, alkol ve uyuşturucudan ve de diğer suçlardan, 1976 yılı şampiyonasına katılmak olan hedefimizi tehlikeye düşürmemek için vazgeçiyorum."
"Por minha própria vontade, concordo não consumir álcool, drogas... Nem realizar qualquer outra actividade ilegal que possa ameaçar os anos de treino e compromisso o campeonato de 1976".
- Biz biraz uyuşturucudan içip, biraz evlilik öncesi seks yaptıktan sonra... kan dökme konusunda endişelenme.
Fumaremos maconha, faremos um pouco de sexo..... sem nos preocuparmos de ser assassinados.
İyi ki geldin baba, ben de onlara uyuşturucudan ve toplumdan bahsediyordum.
Eu vi que está tentando esconder esse esquema.
Hangi uyuşturucudan konuşuyoruz, Gene?
De quem é o crack ( rachadura ) do qual falamos, Gene?
Mattie Tombstone'u terk ettikten kısa bir süre sonra aşırı dozda uyuşturucudan öldü.
Mattie morreu de overdose de drogas, pouco depois de deixar Tombstone.
Uyuşturucudan olmadığı kesin.
Não foram drogas.
Cepten konuşurken uyuşturucudan bahsediyordun.
! A falar de droga num telemóvel!
Angola Lousiana'da tecavüz ve uyuşturucudan yatmış.
Esteve preso em Angola no Louisiana por estupro, narcóticos.
Korkunç bir şekilde tedavi olmak zorunda kaldım ve mahkumiyetim boyunca uyuşturucudan uzak durdum.
Aguentei uma cura horrorosa... e mantive-me limpo de drogas.