Uyusuk traduction Portugais
355 traduction parallèle
Nokta. Düzensiz kesikli harflerle yazıyor olması ise.. .. tembel ve hatta uyuşuk bir karaktere sahip..
" O estilo interrompido e incerto das suas outras letras representam, na minha interpretação, uma forma de agir que se pode manifestar externamente como indolência ou mesmo letargia.
Şimdi, uyuşuk olma, Sezar.
Agora, Giddap, Caesar. Vamos.
Ceza vermeye mi geldin uyuşuk oğluna? Vaktini, kafasını kötü kötü kullanıp yüce buyruğunu geciktiriyor, değil mi oğlun?
Vindes repreender o vosso filho indolente, perdido no tempo e na paixão, desprezando o cumprimento das vossas temíveis ordens?
Bu sabah biraz uyuşuk gibi. Onun bu halini seviyorum.
Ele está um pouco tonto, esta manhã.
Benim greyfurt soymam, senin yarı uykulu, uyuşuk halde orada oturman gibi.
Eu a descascar toranja e tu aí, apalermada, meia a dormir.
Hadi gel uyuşuk.
Anda lá, palerma.
Kuru mevsimde, nehrin su seviyesinin düşük olduğu zamanda, uyuşuk mandalar, bahçe duvarımızın hemen dibinde otlardı.
Na estação seca, quando o rio ia baixo, búfalos indolentes pastavam junto ao muro do jardim da nossa casa.
Guy Haines sakin bir oyuncu neredeyse uyuşuk.
Guy Haines é um jogador calmo, metódico quase indiferente.
Uyuşuk dünya hayal kurarken...
"Enquanto o adormecido mundo sonha..."
Ayaklan hadi, uyuşuk herif.
Desce daí, pastor.
Böyle uyuşuk gidersek pek şansımız olmaz.
Para fugir da morte não temos muitas chances.
Kirli işlere bulaşmış, uyuşuk polissin!
Um polícia indecente e mentiroso.
Sizi uyuşuk hödükler!
Seus rústicos preguiçosos!
İşe başlayın, sizi tembel, işe yaramaz uyuşuk herifler!
Ao trabalho, sua cambada de imprestáveis preguiçosos!
Ayıp yani! Bu Hastings de çok uyuşuk, bir türlü haber veremedi, gelecekler mi gelmeyecekler mi öğrenemedim.
Anda, que lesma é esse Hastings... que não vem para nos dizer se vieram ou não.
Seni uyuşuk yaşlı.
Bem, velho Mummy.
Kalk bakalım uyuşuk herif! Haydi toparlan!
Levante-se, seu preguiçoso, vista-se e, rápido.
O zamandan beri, uyuşuk, hissiz, sanki kalbime uyuşturucu vurulmuş gibi.
Desde aí, sem sentimentos, como se o coração tivesse tomado Novocaína.
Haydi seni uyuşuk şey kalk artık!
Simone, anda! Olha a neve, olha!
Uyuşuk yaşlı herif.
Um velho imbecil
İşte bu yüzden o yaşlı, uyuşuk herif hırtın teki.
É o que ele é um velho imbecil, um desgraçado.
Bu Meksikalı uyuşuk için yeterli olduğunu mu düşünüyorsun?
Achas que este rapazola Mexicano já levou o suficiente?
Uyuşuk görünümleri için kusura bakmamanızı rica ediyorum ancak onları koşullandırdım ya da, Amerikalıların yeni tabiriyle, beyinlerini yıkadım... Öyle ki, şu an New Jersey'de bir otelin lobisinde,.. ... Kadınlar Bahçecilik Kulübü toplantısı sürerken dışarıdaki fırtınanın geçmesini beklediklerine inanıyorlar.
Peço-vos que lhes perdoem os seus modos algo descontraídos, mas eu condicionei-os, ou lavei-lhes o cérebro, que, creio, é a nova expressão americana, para acreditarem que estão à espera de uma tempestade no átrio de um pequeno hotel, em Nova Jersey,
Kes artık şu uyuşuk güneyli müziğini çalmayı.
Pare de tocar essa droga de musica sulista.
Haydi Courtney, seni tembel uyuşuk!
Vá, seu mandrião.
"Bomboş tarlalarda uyuşuk..."
"como se eu estivesse a aproximar-me de uma região gelada..."
Şu aptal, uyuşuk orman serserisi.
Aquele indolente e idiota vagabundo da selva.
Ama önümüzdeki altı ay, bu uyuşuk tatil kasabası soğuk ve karlı Güney Kutbuna dönüşecek.
Durante os próximos seis meses, a estância pacata de Devonshire vai transformar-se nas estepes geladas do Pólo Sul.
Kımıldasanıza! Uyuşuk şeyler!
Movam-se, seus preguiçosos arrogantes!
Kendini uyuşuk hissettiğin zaman...
Adormecerás.
Kendimi hiç uyuşuk hissetmiyorum. Beni uyuşturacak hiçbir şeyim yok ki!
E não terás mais pesadelos.
Şimdi, uyuşuk!
Já, preguiçoso!
Sence bunu nasıl başaracaksın, uyuşuk, kasabadaki yüksek okula giderek mi?
Como vai fazer isso, no J.C.?
Seni uyuşuk orospu çocuğu!
Seu filho da mãe aparvalhado.
Şuna bak... Tam bir uyuşuk...
Olha para ela... completamente paralítica...
Hep uyuşuk. Buyrun.
Está sempre a dormir.
Koşsana uyuşuk piç!
Corre, estupor!
Neden şırıngayla kulağındaki lokmaları çıkarıp... fare labirentinin altına gizlediğin... o uyuşuk organa biraz şuur aşılamıyorsun?
Por que não tiras a cera dos ouvidos e deixas arejar o órgão dormente que tens escondido debaixo desse ninho de ratos?
Onlar uyuşuk kötürümler.
São uns lorpas, moles como as papas.
Uyuşuk Budala!
"Colhões adormecidos"!
Başkalarının Bacak Mermi Kurabiye gibi isimleri varken onunki Uyuşuk Budalaydı!
Tinham apelidos como pernas, balas e biscoito. O dele era colhões adormecidos.
Başarısız olursanız... Mesih'in yumuşak koynunda... sonsuza kadar uyuşuk bir şekilde kalırsınız.
Se falharem, vocês serão condenados a uma eternidade entorpecida, no seio flácido do Cristo.
Hep uyuşuk olsun, gerekirse de öldürürsünüz
Mantem-no drogado e mata-o se for necessário.
Yıllar geçtikçe daha yavaş ve uyuşuk olmaya başlıyorsun.
Quanto mais tempo estamos casados mais estúpida ficas.
Uyuşuk sıcak pipi.
Minhoca dorminhoca.
Ve bu dünya için onun babasını bu gece uyuşuk tutabilirsin.
E mantém o pai dela a dormir o resto da noite. Amém.
Seni uyuşuk, nankör şey - Haydi. İn.
Bebo Bud pela manhã E dos Cubs sou fã
Bununla çok içki alabilirdin uyuşuk.
Podes comprar muita bebida com isto, "punhos de ferro".
İngiliz yatakhanesi çok uyuşuk. Beni bırakacak mısın?
Mas o dormitório dos ingleses é tão mortiço!
Uyan, Bay Uyuşuk.
Acorde, dorminhoco.
Tamamen uyuşuk mu?
Completamente insensível?