Uçları traduction Portugais
1,413 traduction parallèle
Alev, sinir uçlarını hemen yakar onları öldürür.
A chama laqueia e destrói... as terminações nervosas.
- Meme uçlarımı da.
- E os mamilos? - Cala-te!
Diyelim sen orada öyle dururken, sana şöyle parmak uçlarımla dokundum... Hoşuna gitti mi?
Digamos que está aí em pé e que eu lhe toco... assim com as pontas dos dedos.
Motorun titreşimlerini parmak uçlarında hissetmelisin.
Sente a vibração do motor nas pontas dos teus dedos.
Bunun içinde çamaşır bile giymedim ve meme uçlarım görünüyor.
Não encho um biquíni. Nem sequer uso soutien. Aquelas mamas não são minhas.
Hayır, meme uçlarım fazla hassas.
Não, os meus mamilos são sensíveis.
Meme uçlarının nesi var?
E o que se passa com os teus mamilos?
Soğukta uçları sertleşiyor.
Quando está frio, os mamilos endurecem.
Onun sinir uçlarını aldım böylece acı hissetmiyor.
Tirei-Ihe os neuroreceptores para que não sinta dor.
Parmak uçlarına basmayı unutmayın.
Lembrem-se de usar as bolas dos pés.
Kinsey, orta yaşının bazı uçları yumuşatmadığını gördüğüme sevindim.
Ah, Kinsey, que bom que a meia-idade não o afetou. Sra. Kinsey.
Hemen hemen sinir uçlarından yoksun.
Praticamente sem sensibilidade nervosa.
Ayak uçlarını kullan.
Usa o teus dedinhos.
Evet. Meme uçlarımı inek gibi sıkmayı unutma.
Isso, não te esqueças de apertar os meus peitos.
Meme uçlarıma bak, asker gibi dimdikler.
Olha-me os mamilos, hirtos que nem soldadinhos.
Vücudunda beş farklı basınç noktasına parmak uçlarıyla vurur sonra da çekip gitmene izin verir.
Atinge-te com a ponta dos dedos em 5 pontos diferentes de pressão no teu corpo....... e depois deixa-te ires embora.
Elimizde ip uçları olduğuna göre onları takip edelim ve daha büyük bir ödüle ulaşalım.
Já que não temos quaisquer pistas vamos segui-la para obter uma recompensa maior.
Bağımsız hareket etme dersek... Onun gördüğünün kesik sinir uçlarında kalan bilgiyi işlediğini söylerdim.
Quanto à acção autónoma, eu diria que é uma ordem residual nas pontas dos nervos cortados.
Meme uçlarım da kanamaya başladı.
Os meus mamilos já estão a sangrar.
Meme uçlarında 4 cm'lik bir yara izi,.. ... iki göğüste de sönmüş lifli kapsüller var.
Tem uma cicatriz de quatro centímetros na extremidade das auréolas... cápsulas fibrosas colapsadas, em ambos os peitos.
Sinüs kemikleri tek ayırt edici kemik uçlarına sahiptirler.
As cavidades nasais são únicas. Elas têm arestas recortadas distintas.
Uçlarında üvey annenin kanı, sapındaysa senin parmak izin var.
O sangue da tua madrasta está nas pontas, e as tuas impressões digitais estão na pega.
Doğu ve batı uçlarına barikat kurduralım.
Está bem, então vamos bloquear isto, a este e a oeste. O nosso tipo está aqui.
Parmak uçları yanmış. Diş kayıtlarını kullanmak zorundayım. Tamam.
Temos que usar os registos dentários.
O kadar sıkı mücadele etmiş ve tırmalamış ki, parmak uçları şişmiş.
Ela resistiu e debateu-se tanto que ficou com as pontas dos dedos com bolhas.
Evet, üzgünüm, ama Eddie Falcon çıkmak istiyorsanız, ben asılı hakkında herhangi bir gevşek uçları terk edemez.
Lamento, mas para conseguir roubar o Falcão ao Eddie, não posso deixar por aí nenhuma ponta solta.
Nasıl değişiyor? Göğüs uçlarım hareketlendi.
Os meus mamilos activaram-se.
Göğüs uçlarımın kontrolünü kaybettim!
Perdi o controlo dos meus mamilos! Ao homem que veio para jantar.
Panik yapıyorsun ve "canlı göğüs uçları günü" geçiriyorsun.
Estás a entrar em pânico e a ter um... dia animado nos teus mamilos.
Göğüs uçlarını.
Mamas.
Evet, ama kuaför olayıyla ilgili kadınsı ip uçları da taşıyor.
Mas é muito heterossexual no penteado.
büyüleyici meme uçlarınızı izlemek oldukça hoş olabilirdi.
Ver os teus seios fantásticos seria bom.
Bu meme uçları yüzünden.
É por causa dos mamilos dela.
Meme uçları yüzünden de ne demek?
Que queres dizer com isso?
çünkü bu kasabadaki en güzel meme uçlarına sahip. bununda farkında
Tem os melhores mamilos da cidade e sabe disso.
Size L.A'ın en güzel meme uçlarına dair bir hikaye anlatsam mı diye merak ediyorum. Oh, çok iyi olurdu.
Será que consigo vender uma história dos melhores mamilos de L.A.
İkisi de parmak uçlarında.
Ambos estão atentos.
Sazlar. Ama uçları tırnaklarının altına sokulduğu zaman etkileri aynıdır.
Mas o efeito é o mesmo quando se enfiam debaixo das unhas.
Göğüs uçlarım normalden biraz daha büyüktür, ve uyarıldığında şapka gibi dikilir.
Os meus mamilos são ligeiramente maiores do que os da média e levantam-se como cartolas quando estou excitada.
Nerede olduğunu bilmiyorsan eğer, Ann Taylor'un kataloğunda, sayfa 37'de hani hep istediğin ve ince olduğu için göğüs uçlarının pembeleşmiş hallerinin görünmesinden korktuğun için sipariş edemediğin somon tel-örgü süveterin hemen yanında.
Se precisar, estão na página 37 do catálogo "Ann Taylor" mesmo ao lado daquela camisola de malha cor salmão que sempre quis mas nunca teve coragem para encomendar. Está preocupado que a malha seja tão fina que os seus mamilos possam espreitar para fora com aquelas cabeças rosadinhas.
- Meme uçlarınla oynanması hoşuna gider mi?
- Gostas que brinque com os mamilos?
Evet. Ya da parmak uçlarıyla küçük kasırgalar yaratıyordu. 5 şiddetinde. En güçlü kasırga bu.
Sim, ou lança pequenos tornados dos dedos com a força de um F5, o tornado mais forte que há.
Bütün ip uçları "Meşale" ye gelecektir.
Quaisquer pistas vão passar pelo escritório do Torch.
En etkili savunmamız 28. seviyenin doğu ve güney uçlarını mühürlemek.
A nossa defesa mais eficaz será fechar os extremos Este e Sul do nível 28.
Wraith silahı gerekli şeyleri sağlayan sinir uçlarının gidişini engelleyerek...
A arma dos wraith faz uma descarga de neurónios...
Fransız uçların modası geçti.
A francesa já não está na moda.
Ben endişeli değilim, ip uçları yataktaki sigara külü gibidir, er yada geç duman çıkmaya başlar.
Não estou preocupado. As pistas são como cinza de cigarro na cama. Mais cedo ou mais tarde, há fumo.
Birbirlerinin göğüs uçlarını yalıyorlardı.
Elas estavam a lamber a tarte das mamas uma da outra.
Oh, Tanrım. Meme uçlarım ne kadar da sert.
Oh, meu Deus, os meus mamilos estão tão duros!
Köpek yavrusu aşk içinde tökezliyor hafifçe görünüyor Çalılıklarından arkasında gizleniyor Gizlice parmak uçlarında
Puppy love is tripping lightly into view a esconder-se nos hedgerows a vasculhar nas pontas dos dedos o primeiro beijo de amor é muito abeçoado quase a apanhar-te por ali, wafting close amor esta mais próximo do que tu podes supor
Şimdi, göğüs uçları.
Está bem?