Vade traduction Portugais
63 traduction parallèle
Ama uzun vadeli... Eğer sonucu böyle olacaksa uzun vade umurumda değil.
Não quero saber do longo prazo se vai dar a isto.
Vade retro, Şeytan!
Vade retro, Satanás!
Artık "Vade" yada "Retro" yok.
Nem "vade", nem "retro", nem nada!
- Durun, geri çekilin.
Alto! Vade retro!
Bu işlemde vade söz konusu değildir.
É uma entrega imediata.
Nisan buğdayı kağıtlarını uzun vade tutmayı düşünüyorum ne dersin?
Estou a pensar comprar Trigo April. O que acha, Valentine?
Şuraya bir bakın! Bir sigorta paketinde hem kısa vade hem de uzun vade paketi var.
Olhem aqui, um pacote contendo apólices de vida a curto e longo prazo... num portfólio de seguros globais.
Vade doldu.
A renda está atrasada.
Şunu unutuyorsun- - uzun vade benim... ve arkadaşın da benim yolumda.
Estás a esquecer-te que... Eu sou longa perseguição... e o teu amigo está no meu caminho.
Vade.
Um prazo.
Bu işi bir ültim... bir vade olarak kullanıyorsun.
Estás a usar esta transferência como um ultim... prazo.
Belki de uzun vade falan olmaz.
Talvez não haja longo prazo.
Kısa vade de Kaliforniya ` ya yardımı dokunacak her şeyi yapmaya çalışıyoruz ama elimizden fazla bir şey gelmiyor.
Lutamos para ajudar a Califórnia no curto prazo. Não há muito que se possa fazer.
Parçaların nasıl bir araya getirileceğini anlatan Rambaldi'nin Rehberi'nin bilinen tek tercümesi sende. Öğrenmek zorundayım.
Tem a única tradução do vade mecum de Rambaldi, instruções de como as peças encaixam.
1950 model ikinci el inanılmaz arabalarda 72 ay vade yapıyoruz.
Financiamento a zero por cento durante 72 meses e uma selecção incrível de Stepsides em segunda-mão.
Vade sonumu bilirim, özür dilerim.
- Eu sei a minha data de vencimento - Desculpa.
Selam, oh aman tanrım gene mi iş, Rahat bırak beni şeytan, kork bundan.
- Olá. Céus, tanto trabalho. - Vade retro.
TELİF HAKKI VADE UZATMA KANUNU
Lei da Extensão do Período de Direitos de Autor
Evet, binayı basmak, uzun vade de Ricky'ye hiçbir fayda sağlamaz.
Acho que atacar o edifício, se calhar não é bom para o Ricky a longo prazo, Fi.
Araziyi paylaştırıp, bir kısmını kısa vade içerisinde bağa çevirmeyi düşünüyoruz.
Achamos que dividir o terreno e cultivar vinha é uma iniciativa inteligente a longo prazo.
Bu kısa vadeli tavır uzun vade için sorumluluk alma iradesinin yoksunluğu sorunları çözmenin arkadan geleceklere kalacağını bilmek neo-liberal çağın en karakteristik özelliğidir.
Esta atitude a curto-prazo, a falta de vontade de tomar responsabilidade a longo prazo, sabendo que serão outros que vão ter que resolver os problemas mais tarde, é tipico da Era Neo-Liberal.
Bana 60 günlük vade uzatma süresi tanıdın.
Deste-me mais 60 dias de prazo.
Senin gerçekliğine göre, uzun vade nedir?
- Vamos falar num tom realista.
Uzun vade.
A longo prazo.
Vade retro!
Vai-te satanás!
Tefe için senet, vade çeki falan gerekmez.
Ou queria discrição. Os agiotas dispensam a papelada, historial de crédito.
Yatak dükkanında nasıl vade yaptırıyorsun?
Como é que tens descontos nas lojas de colchões?
Vade doluyor, farkında değil mi?
Ele sabe que o tempo é curto, certo?
- Vade derken mecaz yapmadım.
- Mas curto mesmo.
Vade yaparlar ama şu sıralar daha fazla borca giremem.
Posso pagar em prestações mas não quero arranjar mais dívidas, pelo menos, para já.
Fakat Bay Durant, anladığım kadarıyla vade bitimi ileri alınmış.
Mas Sr. Durant, se percebi bem, o prazo para construção foi reduzido.
% 0 masrafla, % 3 vade farkı gibi bir şey.
Como 0 % para baixo, 3 % financiado ou coisa do género.
Benden uzak dur, Şeytan! Uzak dur!
Vade retro, Satanás!
Uzak dur, Şeytan!
Vade retro, Satanás!
Vade herkesi öldürüyor uykularında bile,
O prazo Dá cabo de todo mundo Mesmo durante o sono
- Bugün mü? - Çok kısa bir vade olduğunu biliyorum. Ama onunla konuşmam gereken çok önemli bir konu var.
- Sei que é repentino, mas tenho uma coisa importante para falar com ela.
En azından vade dilen devrimi görüyorum.
Vejo finalmente a revolução que tanto nos prometeram.
Vade, daemonia.
"Vade, daemonia."
- Vade retro satanas!
- Vá de reto satanas. - O quê?
Uzun vade efektlerini bilmiyoruz.
São conhecemos os efeitos a longo prazo.
Birisi 6 ay avantajlı, öbüründe ise 6 ay vade var.
Há seis meses de avanço numa e seis meses de atraso na outra.
Hesaplarınızın süresinde 2 kez vade Uzatmasına gittiğimizin farkındasınız.
Bem, está ciente que já extendeu as contas duas vezes,
Vade günleri açısından düşünmeye eğilimliyim.
Costumo pensar em termos de mercadorias.
Halkla ilişkiler adamı, bizi Haziran'daki vade gününe çevirerek ücretlendirecek kişi.
Um relações públicas que nos vai cobrar para tornar junho numa mercadoria.
Ve etrafa saçılmış 50,000 dolarımız olmadığı için vade almaya çalışıyoruz.
E já que não temos 50 mil dólares a sobrar, estamos a pensar em pedir um empréstimo.
3 hafta önce, balık pulu için size 2 milyon dolar ödedim vade günü Ve birden Salazar ortadan kayboluyor.
Há três semanas atrás, eu paguei 2 milhões de dólares por um carregamento de "fishscale", com vencimento hoje, e, de repente, o Salazar desaparece.
Benim gibi adamlar için vade falan yoktur.
Não há apostas, para homens como eu.
- Git artık.
- Vade, nada digais.
Uzun vade mi?
Como que em última instância?
Uzak dur!
Vade retro!
Uzun vade efekt filan yok.
Não existem efeitos a longo prazo.