Vagon traduction Portugais
402 traduction parallèle
Son vagon, senin için.
"Tu ficas no último carro."
Geniş kuşetleri filan var, aynı yataklı vagon gibi.
Com camarotes e tudo, como um comboio.
Kırmızı vagon gibi güzel.
E bem bonita.
Bir vagon bulana kadar cesedi burada bırakmamızın sakıncası var mı acaba?
Podemos deixar aqui o corpo até trazermos uma carroça?
- Buzdan bir vagon yap, Art.
- Dava um bom camião de gelo.
Şimdi otursam gün batana kadar bir vagon dolusu şalgam yiyebilirim.
Conseguia comer um camiäo cheio de nabos entre agora e o pôr-do-sol.
- Vagon dokuz, onbirinci kompartıman, sadece kocam.
- Nono, compartimento onze.
Vagon dokuz, kompartıman onbir. Bu taraftan lütfen.
nono carro, compartimento onze. me siga, por favor.
Vagon dokuz, kompartıman onbir.Teşekkürler.
nono carro. Compartimento onze. Obrigado.
Dokuzuncu vagon, 11. kompartıman.
Carro nove, compartimento onze.
Dokuzuncu vagon, 11. kompartıman. Lafı mı olur.
Carro nove, compartimento onze. será um prazer.
Tabi vagon oldukça karanlıktı ve bana arkasını dönmeye çalışıyordu.
A plataforma estava escura e procurava me dar as costas.
İşte biletiniz, bir tane yataklı vagon için, bir tane de şekerleme için ve bir de dergi.
Aqui está o seu bilhete, e um para o vagão-cama, e alguns doces. E uma revista.
Huggins'e 10 vagon olacağını söyle.
Diga ao Huggins que serão 10 carroças.
Vagon yanmış.
A carroça foi queimada.
Yüzbaşı, bir vagon ve müfrezeyi hatları tamir edip cesetleri almaya yolla.
Capitão, mande uma carroça e material para reparar os cabos e traga os corpos.
- Kompartman B, vagon 1 21.
- Compartimento B, vagão 1 21.
Vagon bu.
É esta carruagem.
Hadi gel vagon yüklenmiş mi bakalım.
Anda, vamos para a carruagem.
Merle, bandoyu şu vagon koltuklarının arasına bir yere yerleştir.
Merle, coloca a banda entre as bancadas.
Tabii ki sen yaptın. 26 vagon dolusu cephanelik sigara gibi yandı gitti.
Claro que foi. 26 carruagens de munições foram pelos ares!
'A'kompartımanı, vagon 207.
Cabina'A', carruagem 207.
Bu doğru vagon mu?
Sera a carruagem certa?
Vagon kapıları açıldığında yere düşen cesetlerin izlerini mi?
Traços dos cadáveres que tombaram quando as portas dos vagões abriram?
Bakın Bay Stride, bu vagon sahip olduğum tek şey.
Ouça, Sr. Stride, tudo o que possuo está nessa carroça.
Vagon senin.
É a sua carroça.
Vagon altınla birlikte ne zaman buraya geliyorsa.
Quando a carroça chegar aqui com o ouro.
Vagon mu?
Carroça?
Vagon geliyor!
A carroça está a chegar!
Yemekli vagon açıldı.
O carro restaurante está aberto.
Bir sonraki vagon olmalı.
Tenho a certeza que é na próxima carruagem.
Bu vagon boş.
Esta carruagem está vazia.
Vagon amiri, gar şefi ve hamal hepsi Bayan Wilkinson'u Londra'ya giden o trene kesinlikle yerleştirecekleri için, bu seni temize çıkarır.
Desde o carregador até ao chefe da estação e ao porteiro todos afirmam que a M.na Wilkinson entrou no comboio, isso é bem evidente.
- Vagon dolu.
- As carruagens estão cheias!
- On iki vagon!
- 12 carruagens!
- 13 vagon yüklendi.
- 13 carruagens cheias!
Biraz yemeğim var ve vagon rahattır.
Tenho alguma comida e o vagão é confortável.
- Vagon burası mı?
- É esta carruagem?
Vagon 3901.
Cabine 3901.
Son beş vagon Alman ordusu için ayrılmıştır.
As cinco últimas carruagens estão reservadas para o exército alemão.
- Vagon pek matah değildi.
- A carroça näo era grande coisa.
- Vagon hazır Doc.
- A carroça está pronta, Doc.
Bu trende iki vagon dolusu atım var.
Tenho dois carregamentos de cavalos nesse comboio.
Bir vagon ya da bir sandalla başlayabiliriz.
Podiamos começar com uma carruagem ou com um barco a remos.
Ve çocuklar için de bir vagon dolusu meyve.
E um vagão carregado com fruta, para as crianças.
Şu vagon hâla demiryolunda mı?
O vagão ainda está no desvio?
Beyaz boya. Sadece ilk üç vagon.
Só as três primeiras carruagens.
- Bir vagon düştü, tekrar ediyorum düştü
Cérebro, o monocarril caiu. Repito, o monocarril caiu.
- Bir vagon suya düştü
O mono... mono... o comboio de um carril caiu no Tamisa.
Bir dakika. 10 vagon olmalı.
Espere!
Yataklı vagon, arabalı vapur!
Ferry, vagão...!