English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ V ] / Valenti

Valenti traduction Portugais

161 traduction parallèle
Orazio Valenti.
- Orazio Valenti.
Oh, Valenti, "Orijinal Amatörler" saati'nde bisiklet pompası ile müzik yapan kişi, evet.
Estava falando com Valenti, o homem que toca música com uma bomba de ar na Hora dos Amadores do Ted Mack.
Evet, şey, ben Bay Valenti ile bağlantı kurmaya çalışıyordum. Çünkü...
Sim, bom, tentei contatar com o Sr. Mack porque tentei...
Bay Valenti sadece bisiklet pompası ile "Oh, Johnny" yi... çalabildiği için sıradışı değil aynı zamanda yüksek, düz bir masada tırnak törpülüyor. Ve ayrıca elektrik süpürgesi hortumu ile müzik yapıyor!
O Sr. Valenti é incomum pelo fato não só de tocar "OH, Johnny" com uma bomba de ar mas também por limar as unhas fazendo malabarismos e também transformar em apito um aspirador nasal...
Birilerinin Bay Valenti'ye neler olduğunu haber vermesi gerek. Kendisi Three Deuces'da.
Alguém tem de ir dar notícias ao Sr. Valenti, no Three Duces.
Yani... Bay Valenti'nin.
. do Sr. Valenti.
- Adı Nick Valenti.
- Chama-se Nick Valenti.
Bay Valenti ile konuşman mümkün mü acaba?
Podias falar de mim ao Sr. Valenti?
- Bay Valenti herkesi tanır. Yapılması gerekeni bilir.
O Sr. Valenti conhece todo mundo.
Nick Valenti! David Shayne'la tanıştırayım seni.
Nick Valenti, apresento-lhe o David Shayne.
Şe Valenti denen fedai ile bu kadar çok konuşacak şeyi nasıl buldun?
Que tinhas tanto para conversar com o bandido do Valenti?
Ama sana şimdi şunu söyleyeceğim : Eğer Nick Valenti'nin kızının yanına bir kez daha yaklaşacak olursan... Silahımı boğazına sokarım ve kafanın üstünde kocaman bir delik açarım.
Mas ouve bem, chegas-te mais uma vez perto da garota do Nick Valenti e... e enfio-te a pistola na boca e abro-te um buraco no crânio.
Ellen geldi. Bay Valenti oradaydı.
A Ellen e o Sr. Valenti vieram assistir...
Nick Valenti?
Nick Valenti?
Afedersiniz Bay Valenti.
Desculpe, Sr. Valenti.
Nick Valenti olmadan da istediğimiz kadar destek bulabiliriz. Eleştiriler harika.
Não precisamos mais do Valenti com as críticas que tivemos...
- Nick Valenti'ye kazık atamazsın. - Nick Valenti.
Uma coisa que não se faz é enrolar o Nick Valenti.
Profesör Valenti. yine mi sen arıyorsun sapık?
Professor Valanti, é outra vez o senhor?
Yani Valenti Kardeşler mi?
Valenti Brothers?
Valenti.
Valenti.
Bir kaç hafta önce, Michael ve ben Şerif Valenti'nin ofisine girdik... Senin gördüğün 1959'da çekilen resmi bulmaya çalışıyorduk.
À duas semanas atrás, o Michael e eu entramos no escritório do Xerife Valenti... para tentar encontrar a fotografia que viste de 1959.
Az önce Valenti'yi Alex'le konuşurken gördüm.
Acabei de ver o Valenti a falar com o Alex.
Alex, Şerif Valenti'ye ne söylediğini bilmem gerekiyor.
Alex, preciso de saber o que disseste ao Xerife Valenti.
- Beni bu gece buraya çağırman... - Valenti'ye ne söylediğimi öğrenmek için mi?
- Trouxeste-me aqui... para descobrir o que disse ao Valenti?
Çünkü kelimesi kelimesine herşeyi Şerif Valenti'ye anlatacağım.
Eu vou contar ao Xerife Valenti tudo o que sei.
Bu yüzden Topolsky buradaydı, bu yüzden Valenti bizi tutukladı.
É por isso que a Topolsky está aqui. É por isso que o Valenti nos prendeu.
Valenti'nin seni öylece götürdüğünü gördüğüm zaman...
Quando vi o Valenti levar-te daquela maneira...
- Kyle Valenti bu tarafa geliyor.
- O Kyle Valenti vem nesta direcção.
Bu. o gece Valenti'nin ofisinde işte gördüğüm.
Isto. Foi o que eu vi naquela noite no escritótio do Valenti.
Kyle Valenti ile çıkıyor?
A namorar com o Kyle Valenti?
Şerif Valenti?
Xerife Valenti?
Tamam, Şerif Valenti'ye arkadan çarptın. iyi misin?
Então, bateste no xerife Valenti por trás. Estás bem?
Şerif Valenti!
Xerife Valenti! Xerife!
Yani yarın Valenti'yi görmeye gittiğinde iyi olacak?
Então, não haverá problema quando for falar com o Valenti, amanhã?
Herşeyi bilmeliyim. Ya da şimdi Valenti'ye gidip bildiğim herşeyi anlatırım
Preciso de saber tudo, senão, irei ter com o Valenti e dir-lhe-ei tudo o que sei.
Max, Valenti bana bu fotoğrafı gösterdi. Öldürülmüş bir ceset.
Max, o Valenti mostrou-me uma foto de um cadáver, vítima de homicídio.
Kyle el izini gördü ve Valenti kurşun deliği olan garson elbisemi buldu.
E o Valenti encontrou a minha farda de empregada de mesa com um buraco de bala.
Bu salak festivale gitmeden önce herşeyi bilmek istiyorum ve eğer bana şimdi doğruyu söylemezsen Valenti'ye gidip bildiğim herşeyi anlatırım.
Antes de ir a este Crash Festival idiota, quero saber tudo. E, se não me contares a verdade, eu mesma irei ter com o Valenti e contar-lhe-ei tudo o que sei.
Eğer hep beraber çalışırsak Valenti'den kurtulabiliriz.
Se trabalharmos juntos, talvez possamos despistar o Valenti.
Bakın, olanları değiştiremem. Ama kaçarsanız, Valenti sizin olduğunuzu bilecek.
Ouçam, não posso alterar o que aconteceu, mas, se fugirem, o Valenti saberá que são vocês.
Ben Valenti'ye doğru dönüyorum.
Vou entregar-me ao Valenti.
Valenti'nin Liz'e gösterdiği resim... 1959 burada da başkalarının da olduğunu gösteriyor.
A foto que o Valenti mostrou à Liz significa que há mais alguém. Alguém que esteve aqui em 1959.
Ajan Hart, Ben Şerif Valenti.
Agente Hart, sou o xerife Valenti.
Kyle Valenti buraya geliyor.
- O Kyle Valenti vem nesta direcção. - Neste sentido,
O dosya Valenti'nin ofisinde.
O processo tem de estar no gabinete do Valenti.
Jack Valenti ve senin gibi istedikleri bütün kadınları elde edeceklerini düşünen Hollywood züppelerinden bıktım artık.
Ouve, Gibson, estou cansado dos meninos bonitos de Hollywood como tu e o Jack Valenti que pensam que podem ter qualquer mulher que queiram.
Şimdi, beni Valenti farzet.
Vamos fazer de conta que sou o Valenti.
Tamam, Sen Michael'ı dişarı çıkar.
Vou tentar manter o Valenti longe o máximo possível.
Bende Valenti'yi ofisinden mümkün olduğu kadar uzak tutacağım.
Está bem.
Michael, hadi gidelim, şimdi.
O Valenti voltou.
Valenti geri döndü.
Vamos!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]