English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ V ] / Vampir

Vampir traduction Portugais

4,488 traduction parallèle
Son serum deneyin başarısızlığını vampir kanının viskozitesine borçluyuz.
A culpa do falhanço do último soro deve-se à viscosidade do sangue vampírico.
Belki de vampir avlamayı bana bırakmalısın.
Talvez deva deixar comigo a caça de vampiros.
Cinsel birlikteliğine izin verdiğim sürede Grayson'la birlikteysen ve vampir olduğu ortaya çıkarsa sadece Tarikat'ın değil benim de gazabıma uğrarsın.
Se está envolvida com o Grayson e se provar que é um vampiro, não só enfrentará toda a ira da Irmandade, como também a minha.
Köken vampir. Daima takım elbise giyer.
Vampiro Original, sempre veste fato.
Vampir olan Marcel mi?
Vampiro Marcel?
Sadece vampir değildi.
Não era só um vampiro.
Sihir seni vampir yaptı ama kurt adam olarak doğmuştun.
Magia fez de ti vampiro, mas nasceste lobisomem.
Bunun çözümü buraya daha fazla vampir getirmek mi olmalıydı ;?
E a solução é trazer mais vampiros?
Onlar sıradan vampir değil Agnes.
Estes não são uns simples vampiros, Agnes.
Kara Dul bir vampir mi?
A Viúva Negra é um vampiro?
Tüm vampir ulusunun kralı oldu olalı Kont denilmesini bir aşağılama olarak görüyor.
Ele considera um insulto, já que é o rei da nação dos vampiros.
-... dediğim gibi tıpkı bir vampir.
Um vampiro, como eu disse.
Görünüşe göre vampir genetik yapısı kendisini tekrar yapılandırabiliyor.
Parece que a estrutura genética dos vampiros... se pode reconstituir.
Kara Dul gerçek bir vampir olmadan önce bu kod dizisini kesmem gerekiyor.
Só preciso de piratear os códigos de segurança, antes que a Viúva se transforme num vampiro completo.
Onun kan hücreleri milyonlarca minik güneş gibi vampir hastalığını yakarak atıyor.
As células dele são como milhões de pequenos sóis, a queimar a infecção vampírica.
Vampir virüsünü yakıp onu iyileştirecektir.
Vais queimar o vírus vampiro e curá-la.
Bir vampir miyim?
Eu sou uma vampira?
Duppy bir vampirdir insanların kanını emen ve yatağa düşüren bir vampir.
É um vampiro que suga o sangue da sua gente, derrubando-os.
"Vampir Günlükleri" nin önceki bölümlerinde...
Anteriormente...
Bunu bir vampir yapmış.
Foi um vampiro.
Bizim vampir tarafından öldürülen mine içici oda arkadaşımızın telefonunda neden babamın resmi olduğu konusunda bir şey var mı?
Alguma explicação do porquê da nossa companheira de quarto caçadora de vampiros ter uma foto do meu pai no telemóvel dela?
Boynunda vampir ısırığından ses seda yok.
Não menciona o facto de ter marcas de mordida no pescoço.
Eğer vampir olduğumuz ortaya çıkarsa hiçbir şey okuyamayacaksın!
Não vais ser nenhum drama se tivermos de nos expor como vampiras!
Vampir olduğum için değildi.
Não era por ser vampiro.
Grayson'la birlikteysen ve vampir olduğu ortaya çıkarsa Tarikat'ın gazabına mahkûm olursun.
Se estiver envolvida com o Grayson, e ele se provar vampiro, você enfrentará a ira da Irmandade.
- Londra'da bir yaşlı vampir daha var.
Há outro vampiro antigo em Londres.
Bir yaşlı vampir daha var.
Existe outro.
Doğa üstü ayinler yaptılar ve onu şimdi Zalim, Nosferatu, Efendi Vampir ve Dracula olarak tanıdığımız yaşayan şeytana dönüştürdüler.
Então, empregaram rituais ocultos, e transformaram-no no demónio vivo que agora conhecemos como o Caído, Nosferatu, o mais poderoso vampiro,
Ona yardım etmeye çalıştım fakat beni düşmanına, yani vampir Marcel'e teslim ederek bana ihanet etti.
Tentei ajudá-lo... mas traiu-me ao seu inimigo, o vampiro Marcel.
Demek Sophie, yardıma ihtiyacı olduğu zaman gizli vampir sevgilisine gitmedi. Peki ya ne yaptı?
Se a Sophie não recorreu a ti, o seu amante secreto vampiro, quando mais precisava, então o que fez?
Bölge'deki vampir üstünlüğü giderek artmaya başladı.
A presença dos vampiros no bairro continua a crescer.
Vampir ve insan grubunun arasında bir anlaşma mevcut. Tıpkı sizinle olduğu gibi.
Os vampiros e os humanos têm um acordo, tal como temos com vocês.
Yarı vampir, yarı kurt adam.
Metade vampiro, metade lobisomem.
Dövüş gecesinin ilk kuralı gecenin sonunda ayakta kalabilen vampir Demirbaşlara girmeye bir adım daha yaklaşmakla kalmayıp görmüş olduğunuz Günışığı yüzüğünü de alacak.
E a primeira regra da noite do combate é... o vampiro que permanecer em pé no fim da noite, fica a um passo do circulo restrito e a um destes. Um anel para a luz do dia.
Vampir-ninjacılık yaparım onlara.
Provavelmente dava uma de ninja vampiro neles.
Sonra da, vampir öldürmenin kendi kurallarımı çiğnemek olduğunu düşündüm.
Depois pensei, "matar um vampiro seria quebrar as minhas próprias regras".
Eğer bir Köken vampir ölürse, onun yarattığı onun soyundan gelen herkes yaratıcısıyla birlikte ölür.
Se um Original morre, todos os vampiros criados pela sua linhagem, morrem com ele.
Ben de gece kulüplerinden çıkmayan, ölüp de tekrar vampir olarak hayata dönen eşcinsel bir adamım.
E eu sou o tipo homossexual que morreu e regressou como vampiro.
Bahsettiğin o kurt kızın Klaus'un bebeğini taşıdığını ve eğer doğacak olursa vampir neslinin sonunu getireceğini söylesem?
E se te dissesse que essa miúda carrega o filho do Klaus? E que se essa criança nascer... significará o fim de toda a espécie vampira?
Laneti kırarak kurtadam özelliklerinin pasif olarak arka planda kalmasını sağladı. Yine de bunun içinde, bazı kısımlar vampir tarafına baskın geliyor.
Quebrar a maldição que adormecia a parte lobo, de alguma forma, melhorou a parte vampiro.
İyi tarafı, vampir olmanın getirdiği tüm özelliklere sahip oluyoruz.
Pelo lado bom, temos todas as vantagens de ser vampiros.
- Peki. Etrafı yerle bir edecek derecedeki vampir yeteneklerinden bir şüphem yok ama Marcel kırmızı alarm vermiş durumda.
Pois, embora não duvide dos teus dons de destruição de vampiros e tudo mais, mas o Marcel está em alerta vermelho.
Seni takip ediyorum, çünkü bir kurt adam şehrine Köken bir vampir getirdin. Diğer herkesin zamanın kaçmasının da yegâne sebebi buydu. Soy ağacındaki insanlara neler olduğunu merak ediyorsan sana kısaca özetleyeyim.
E segui-te porque trouxeste um "Original" para território lobisomem, e foi por isso que todos os outros se foram embora, e se quiseres saber o que aconteceu com aquela família, resumidamente...
Bir vampir öldürdün, T. Eğer bunu yok sayarsam beni zayıf gösterecektir.
Mataste um vampiro, T. Se deixar isso passar, vai-me fazer parecer fraco.
Vampir için mi yapacağız?
- Para o vampiro?
Eğer misk otu ile adaçayı karıştılırsa vampir koruması yapılabildiğini okudum.
Sabes, ouvi dizer que se misturares artemísia com salva, obténs um bom repelente para vampiros.
Zamanında Marcel'in benden alıp da bu hâle getirdiği yeri. Gerçek bir vampir topluluğu.
E transformou nisto... uma verdadeira comunidade de vampiros.
Vampir olduğunuzu mu?
- Que vocês são vampiros?
Burayı terk ettiğin anda vampir olduğumuz hakkında hiçbir şey hatırlamayacaksın.
Não te lembrarás de nada sobre a nossa vida como vampiros, quando saires daqui.
Oradan bakınca özel vampir harekat timi gibi mi duruyoruz?
Achas que somos uma maldita equipa vampira de resgate?
Yarı kurt adam, yarı vampir.
Uma mistura entre lobisomem e vampiro.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]