Vazgeç traduction Portugais
1,741 traduction parallèle
Seni onaylamamı beklemekten vazgeç. Artık buna ihtiyacın olmamalı.
Não esperes pela minha aprovação, já não devias precisar dela.
Bak, vazgeç, Coop... burada düşünmem gereken bir tanık var.
Vamos encontrá-lo de novo. É assim que funciona?
Ben, sana hayatından vazgeç demiyorum!
Eu não te pedi para prescindires da tua vida!
- Vazgeç.
- Desiste.
Tanrım, bebeğim... bu insanları dinlemekten vazgeç.
Meu deus, querida, tens de parar de ouvir essas pessoas.
Ondan vazgeç, Pompey!
Renuncie a ele, Pompeu!
Sezar'dan vazgeç!
Renuncie a César!
Vazgeç artık. Bu çok zor.
Desisto, isto é muito difícil.
Beni övmekten vazgeç.
- Estás a dar cabo de mim.
Sana bir şans daha veriyorum. Bay Rooks hakkında şikayetinden vazgeç.
Tens mais uma hipótese de desistires da queixa contra o Sr. Rooks.
Bulut yok, rüzgar yok, hiçbir şey yok. Yani vazgeç seni "dırdırcı karı".
Não há nuvens, não há vento, não há nada, por isso pára de refilar mulher.
Vazgeç bu işten, evlat.
Deixa-te disso, filho.
Eğer yaşamak istiyorsan bizi aramaktan vazgeç.
Pare de fazer telefonemas se quiser continuar a viver.
- Vazgeç... ya da hepimiz ölürüz!
Desista ou morremos!
Denemekten vazgeç.
- Então, pare de tentar.
O yüzden vazgeç.
Por isso, nem tentes...
SENİ ZENCİ AŞIĞI, ETRAFTA FİNK ATMAKTAN VAZGEÇ
Seu amante de negros, tens de parar de mexer com a maneira como as coisas devem ser e de jogar com negros de streetball.
Vazgeç Ernie, burası kediler girmesin diye yapıImış.
Esquece, Ernie, este sítio foi construído à prova de gatos.
Hayatımı mahvetmekten vazgeç!
Devias agradecer-me.
Elliot, bana yardımdan vazgeç.
Elliot, pára de me ajudar.
Beni gözlerinle soymaktan vazgeç çünkü beni asla yatağa atamazsın.
Deixa de me despir com os olhos... porque não vais poder levar-me para a cama.
Vazgeç!
Desiste!
Vazgeç Zack.
Desiste, moço dos caixotes.
Suçlama oyunundan vazgeç artık!
Pare com o jogo de culpa, está bem?
Bu senaryodan vazgeç!
Pare com essa fantasia, Martijn.
- Söylediklerimi tekrar etmekten vazgeç.
Pára de repetir tudo que eu digo.
- Vazgeç artık.
- Desiste.
Bundan vazgeç.
Precisa parar com isso.
Bazen uğraştırıcı olduğu için vazgeç.
Desistir só porque, por vezes, é demasiado exigente.
Vazgeç.
Esquece!
Bahane bulmaktan vazgeç.
Pára de te desculpares.
Kendini kanıtlamak zorunda olmadığına dair bahane uydurmaktan vazgeç.
Deixa-te de desculpas, como se não tivesses de prestar provas.
Sadece vazgeç, yavaş ve kolayca.
Terminar isto, calma e sossegadamente.
Öyle davranmaktan vazgeç o hâlde.
Então pára de agir como um.
Bir tür filmdeymişsin gibi konuşmaktan vazgeç.
Pare de falar como se você estivesse em um filme. Não consigo.
Onunla buluşmak yerine gerçek aşkını oynayacak oyuncu bulmaktan vazgeç.
Pare de tentar inventar o seu amor ao invés de conhecê-lo.
Artık vazgeç, dostum.
Desiste, meu!
- Baba, kaba davranmaktan vazgeç artık.
Paizinho, tens de deixar de ser tão mauzinho.
Bak, sorun çıkarmaktan vazgeç, Sidney.
Olha, pára de causar problemas, Sidney.
Bu paranoyak düşünceleri kafama sokmaktan vazgeç!
Pára de colocar esses pensamentos paranóicos na minha cabeça!
Keenan, yapma. Çok geç. Vazgeç, onlar için umut yok.
- Keenan, é tarde demais, eles já eram!
Müziği değiştirmekten vazgeç Miles. Nora'yı geriyorsun.
Quando vais parar de trocar de música?
Küçük kız kardeşim, kendini kandırmaktan vazgeç.
Pequena irmã... pare de se enganar. Você não está no coração dele.
VAZGEÇ TATLlM...
Desiste, meu... Ela não vem.
Sana yalvarıyorum kendi iyiliğin için lütfen bundan vazgeç.
Não o faça. Não tem de o fazer. Peço-lhe.
Bunu söylemekten vazgeç, tamam mı?
Pára de dizer isso.
- Herşeyden vazgeç ve benimle gel.
- Deixa tudo e vem comigo.
Bana bir sandık satmaya çalışmaktan vazgeç.
Pára de tentar vender-me uma caixa.
Adaylıktan vazgeç, adamın serbest kalsın.
Desiste de candidatar-te à eleição,... e libertaremos a tua fonte de ingressos.
Çorba.. ve bana leydim demekten de vazgeç
E pare de chamar-me de "Minha Senhora".
VAZGEÇ.
Não faças isso, ela tem dois filhos.