Vaşak traduction Portugais
72 traduction parallèle
Bir vaşak bizi takip etti galiba.
Imagine que me ataca um gato montês.
Örneğin bir vaşak ya da tilkiyi ele alalım. Bilirsin ki, fırsat bulur bulmaz kaçarlar.
Um lince e uma raposa, você sabe que eles correm ao vê-lo.
Mavi'deki Koca Kemer'de vaşak büyüklüğünde kunduzların olduğunu duydum.
Ouvi dizer que no Big Belt há castores do tamanho de linces.
Muhtemelen bir vaşak gibi tel çitlerin üzerinden kaçmaya çalışacak.
Provavelmente tentou trepar por cima da vedação, como o lince.
Vaşak! Vaşak anne tavşanı kaptı
O lince... capturou a mãe coelho.
O sadece bir Vaşak ve benim için sorun olmayacak
É só um lince, não será problema para mim.
Vaşak, tavşanımı yemek için öldürdü
O lince matou a coelha para comer.
Foka saldıran vaşak gibi ses çıkarıyordun.
Parecia um lince a atacar uma foca.
İnsan bu ormanlarda bir ömür geçirip, yine de bir vaşak göremeyebilir.
Poderíamos passar uma vida inteira nestas florestas sem nunca ver um lince.
Burada yaşayan hayvanları görebilmek oldukça zordur, sanki görünmez olmuşlardır. Bu vaşak bir av bulabilmek umudu ile yüzlerce mil yol kat etmiş.
À medida que o planeta se inclina em direção ao sol, Primavera aparece vinda do sul, e o boreal é revelado a partir de um manto de neve.
Birkaç yıl önce Kanada sınırında, nesli tükenmekte olan vaşak türünü avlarken yakalamıştım.
Apanhei-o a caçar, ilegalmente linces em perigo de extinção, há uns 2 anos, perto da fronteira do Canadá.
Aklıma geldi de, gönderdiğim vaşak eti kebaplar eline geçti mi Emma?
A propósito, Emma. Recebeu os espetinhos de lince que mandei?
Bir vaşak gibi mi?
Uma fera?
- Vaşak gibi bir hayvan.
- É tipo um gato selvagem.
Genetiği değiştirilmiş bir dişi vaşak.
Um lince geneticamente modificado.
Baksana, geçen haftaki vaşak değil mi bu?
Olha! Não é o Lince da semana passada?
Dişi bir vaşak geldi.
Chegou uma Lince fêmea.
Şu dişi vaşak, hayvanlar içinde en önemlisi.
aquela mulher Lynx é a nossa prioridade.
Vaşak!
LYNX?
Vaşak benim!
O lince é meu!
Her vaşak senin kadar cesur olsa soyunuzun tükenmesi söz konusu bile olamaz.
Se todos os linces fossem tão corajosos como tu és. Nem mesmo as grandes inundações poderiam torná-lo extinto.
Uğursuz bir vaşak!
É um lince corajoso!
O bir vaşak. Babamın ilk avı.
É um lince.
- Lanet olası vaşak.
Maldito lince.
Bana evcil vaşak ayarlayabilecek biri var mesela.
Eu conheço um tipo que me pode arranjar um lince de estimação.
Hayır, vaşak daha uzakta avlanıyordur.
Talvez os linces se tenham mandado.
Bak, vaşak projesi sona ermedi.
O projecto do lince não está morto.
Vaşak mı?
O lince?
Bir vaşak için biraz büyük, öyle değil mi?
Um bocado grande para um lince, não é?
Onlar... onlar vaşak izleri değil.
Essas não são de um lince.
Belki belki anne vaşak çekip gitmek zorunda kalmıştır.
Talvez... A mãe lince se tenha mudado.
Aslında vaşak için av görmedik.
Na verdade não temos visto a presa do lince.
Bu güzeldi. Ancak vaşak beslenme zincirinin tepelerinde yer alıyor tatlım.
Essa é boa, mas o lince é alto na cadeia alimentar, querida.
- Aynı şeyler, bir yürüyüşçü ve bir vaşak.
A mesma coisa, um caminhante e um lince.
- Vaşak bot giymiyordu yalnız.
Mas o lince não usava botas.
- Vaşak, hatta puma.
Uma pantera, talvez até um puma.
Vaşak Operasyonu'nda Arthur Campbell'la birlikte çalışmak için Londra'dan buraya mı geldin?
Veio de Londres para trabalhar com o Arthur Campbell, - na Operação Lynx?
Vaşak Operasyonu hakkında bilgin var mı?
Tens conhecimento sobre a operação Lynx?
Üç sene önce oluşturduğum Vaşak adlı bir programdan dolayı Jai'in soruşturma kurulu tarafından çağrıldığını öğrendim.
Soube que o Jai está a ser investigado por causa de um programa que criei há três anos chamado Lynx. Nunca ouvi falar.
Vaşak Operasyonu onun kararıydı.
Foi ele quem comandou a operação Lynx.
Vaşak adlı operasyon için sana danışmış.
Ele consultou-te sobre uma operação chamada Lynx.
Arthur, Vaşak operasyonu acaba sana zarar verir mi diye endişe ediyordu.
O Arthur estava preocupado, se a operação Lynx ia prejudicar-te.
Baksana, haberlerde onun mahallede bir vaşak görüldüğünü duymuştum.
Ouvi nas notícias que um Lince foi visto na vizinhança dela.
İki kelimenden biri vaşak.
Como? Não paras de falar nele.
Aklını biraz olsun seni rahatsız eden şeyden uzaklaştırmak istersen buralarda bir vaşak görüldüğü dedikodusu var.
Se quiseres aliviar a tua mente do que te perturba, ouvi dizer que foi avistado um Lince.
Vaşak..
O lince.
Vaşak mı?
- O Manda-Chuva?
Bir vaşak!
Oh! É um Lince!
Demek istediğim, ayılar vaşak yer mi?
Ursos comem linces?
Vaşak.
Lince.
Nedir biliyor musun? Orada hiç vaşak yok.
- Não há nada para ver.