Vefat etti traduction Portugais
860 traduction parallèle
Esim geçen sene vefat etti.
A minha mulher faleceu no ano passado.
Annemin soyadı Semple'dı. Vefat etti.
A minha mãe era Semple.
Manuel Fidello - vefat etti - 310.27 ( Balıkçı Ocağı'na Bağışlanacak )
Manuel Fidello - falecido - 310,27 ( Contribuição para o Lar do Pescador )
Elbette bilemezdiniz, ama annem geçen sene vefat etti.
Não tinhas como saber, mas ela morreu há mais de um ano.
Geçen baharda kızım vefat etti.
A minha filha morreu na primavera passada.
Dört-beş sene önce vefat etti.
Faleceu há quatro ou cinco anos.
Evet, vefat etti.
Sim, ele morreu.
Merhum Bay Haze... ne zaman vefat etti?
Quando morreu o falecido Sr. Haze?
İş arkadaşımız Pietrozzi Domenico kalp krizinden bugün vefat etti.
morreu de um ataque cardíaco hoje.
Babam geçen ay vefat etti.
O meu pai morreu no mês passado.
Kocanız vefat etti Bayan Persson.
Seu marido está morto, Sra. Persson.
Bir buçuk sene önce vefat etti.
- Era? Morreu há ano e meio.
Ne yazık ki zavallı adam aklındakini söyleyemeden önce vefat etti.
Infelizmente, o pobre homem faleceu antes de transmitir o que lhe ia na cabeça.
Kısaca, bu seyahatte kaptanım olan Leo Walsh, aniden vefat etti.
Bom, basicamente, o Leo Walsh, que devia ser meu capitão na viagem, faleceu de repente.
Kocamdan boşanıyordum, ama son işlemler sonuca bağlanmadan, vefat etti.
Estava-me divorciando de meu marido mas morreu antes que chegassem os papéis.
Annem vefat etti de.
Sabe, a minha mãe acabou de morrer.
Vefat etti.
Foi desta para melhor.
Babam bir ay önce vefat etti, bana bu restoranı bıraktı.
O meu pai morreu recentemente e deixou-me o restaurante.
Evet, evet, benim. Üzgünüm efendim, ama müşteriniz, Ralph Jason... bir araba kazasında vefat etti.
- Lamento informá-lo, senhor que o seu cliente, Ralph Jason, morreu num acidente de carro.
Warren vefat etti efendim.
O Warren morreu, cavalheiro.
Çok az çalıştı. Çok erken vefat etti... O yüzden birkaç resim, birkaç çizim daha eklense... bu onun verdiği eserlere ziyan etmez.
Ele trabalhou pouco, morreu cedo, então se isso for somado a alguns quadros e alguns desenhos não vai destruir a sua obra.
Etrafa çekidüzen verip, yola koyulduk. Ancak gece boyunca can çekişen kazancı kısa bir süre sonra vefat etti.
Pusemos o barco em ordem e partimos, mas pouco depois, o maquinista, que passara a noite inteira a agonizar, morreu.
- Bn. Vermin Jones vefat etti.
- Sra. Verme Jones faleceu.
Bunu annem bile duyardı ve çoktan vefat etti.
A minha mãe teria ouvido, e está morta.
Hepsi de 60'larının başında 3 tanıdığımız... vefat etti... o yüzden tereyağını kestim, ve ne diyeceğim...
Pelo menos três já morreram este ano, todos na casa dos 60. Por isso decidi cortar a manteiga...
Goddard, 1945'te hiçbir roket Dünya'yı terk edemeden vefat etti.
Goddard morreu em 1945, antes de um foguete ter sequer saído do planeta Terra.
O... üç yıl önce vefat etti.
Ele... Ele faleceu à três anos
Kaplan gibi giyindik, çünkü 1839'da teyzesi vefat etti.
Estamos vestidos de tigre porque uma tia dele se vestiu assim em 1839.
Ne zaman vefat etti?
Quando é que faleceu?
Maalesef ki Blackadder, Kraliçenin Celladı vefat etti.
Edmundo! Tens tu de tratar deles. Sim...
O... Çok üzgünüm efendim, ama vefat etti.
Sinto muito, mas faleceu.
Annesi ve babası 1 yıl önce uçak kazasında vefat etti, sonra da yetmezmiş gibi geçen gece patronu, arabası kontrolden çıkınca öldü.
- Bem, os pais morreram-lhe num acidente de avião, há coisa de um ano, e, ainda ontem à noite, o chefe morreu num despiste de automóvel.
Ailemizin bir ferdi vefat etti.
Tivemos uma morte na família.
Dostumuz Bay George Martin çok hastaydı ve maalesef... geçen hafta hastanede vefat etti.
Lamento dizer que o nosso amigo, o Sr. George Martin, que estava doente, faleceu no hospital na semana passada.
Maalesef iltihap başladığı için yedi gün sonra vefat etti.
Infelizmente, surgiu uma peritonite e faleceu sete dias mais tarde.
Annem vefat etti.
A minha mãe faleceu.
Bildiğin gibi, Benim Azize teyzem Tuney vefat etti.
Como sabes, a santa da minha tia Tuney faleceu.
O zaman şöyle yazılırdı : "Mr Klein, ardında bir eş, iki çocuk ve üç odalı, şömineli geniş bir daire bırakarak vefat etti."
Então terias "O Sr Klein morreu, deixando mulher, dois filhos e um espaçoso apartamento de três quartos com uma lareira de lenha."
Kısa bir süre sonra, annem vefat etti. Ben de denizci oldum.
Pouco tempo depois, a minha mãe faleceu e eu tornei-me marinheiro.
Henüz tanışmadım, anne. Benim annem vefat etti.
A minha mãe morreu e o meu pai...
Yedi yıl önce vefat etti.
Morreu há sete anos.
Demek annesi de vefat etti, öyle mi?
Então a mãe dela também faleceu?
Bu is annesine yaramadi, maalesef vefat etti ama biz ona bu firsati verdik, anliyor musun?
Não funcionou para ela, ela morreu infelizmente, mas... Demos-lhe a oportunidade, sabe o que quero dizer?
Geçen yıl, vefat etti.
Morreu o ano passado.
Beş ay komada kaldıktan sonra... başkan perşembe günü saat 16 : 20'de vefat etti.
Após quase cinco meses em coma... o Presidente sucumbiu quinta-feira às 16 : 20.
Vefat etti.
Morreu.
Baban bir saat önce vefat etti.
O teu pai morreu há uma hora.
Bainek topraklarında vefat etti ; Çinliler cenazesini asla teslim etmedi!
Tinha um amigo, um querido amigo... que morreu o ano passado no oriente... na longínqua região do Bainek... os chineses não nos restituíram isso.
Bayan Green bu sabah vefat etti.
Sinto ter que dizer, a Sra. Green faleceu esta manhã. A Sra. Green faleceu esta manhã.
İşin aslı şu, Biko bir ölüm orucu tutarken vefat etti.
UMA NAÇÃO
- Geçen hafta vefat etti.
- Anthony?