Velet traduction Portugais
861 traduction parallèle
Seni gidi nankör velet.
Sua mimada ingrata.
Baksana velet.
Miúda.
Orada mısın velet?
Ainda aí estás?
- Hadi velet.
- Tudo bem.
Güzel şeytanlar ve boynuzlu velet adına!
O bom e velho Belzebu! O rapaz com o chifre!
Kapa çeneni, seni huysuz küçük velet.
Ah, cale-se, criança chata.
Buraya dağınık bir velet gibi gelmem çok aptalcaydı.
Fui estúpida em vir aqui como uma criança.
Çok kötü kavga ettik. Ona korkunç şeyler söyledim. Ve bana şımarık velet dedi!
Se ele foi tão egoísta e mesquinho planeando a nossa lua-de-mel... como será depois de casado?
Söyle artık inatçı velet!
Cabeça burra!
- Alçak velet!
- Fedelho miserável!
Koşsana sersem velet!
Despacha-te, malandro.
Seni kötü velet!
Você é um pirralho mau!
Gördüğüm en sıkıcı velet.
O rapaz mais obnóxio que jamais conheci.
Sana bahsettiğim velet bu.
Este é o famoso garoto.
Sen ne yapıyorsun velet?
O que está fazendo, pivete?
Gerizekalı velet!
Maldito pivete!
- Odada dört velet var.
- Quatro crianças nesta sala. Ç
Hey, velet, sucuk sever misin?
- Miúdo, gostas de salsichas?
Bu velet televizyon seyretmek istiyor.
Luciana! Esta menina não se cala!
Şu küçük arsız velet.
Aquela fedelha miserável!
Hayata orduda bir velet olarak başladım, değişmeye de çalışmadım.
Entrei muito cedo para o Exército e nunca tentei mudar.
Hey velet, nasıl bir araba sence bu?
Chico, gostavas de ter um carro assim?
- Hemen sinirlenme velet.
- Não sejas atrevido, asilado.
- Al şu eşyalarını pis velet.
- Aqui tens as tuas coisas, asilado.
Düşündüm ki genç bir velet bizim dükkana gelip aynısını yapsa...
Pus-me a pensar : E se um tipo chega à loja e me faz o mesmo?
- Ne dedin velet?
- Quê? Ovinho!
Beni iyi dinle mızmız velet! Ya kekelemeyi bırak, ya da defol git.
Ouve-me, pieguinhas, ou paras de gaguejar, ou ponho-te a milhas daqui.
Ama şu anda burada bir tek erkek ve bir avuç velet olduğunu düşünüyorlar.
Eles sabem que somos apenas um homem e uma data de garotos.
Gue Ana, asla aptal bir velet yetiştirmedi.
A minha mãe não criou uma criança tão tola.
Dilinizde Velet demek.
O Menino.
- Diğer velet nereye kayboldu?
- Onde se meteu o outro grande inútil?
Otur, seni velet!
Aí sentado, seu criminoso!
Daha adil bir test sistemi için bir araştırmacı grubumuz 18 ay Antarktika'da penguenler gibi yaşadı ve bunu müteakip penguenler gibi öldü, ama daha çabuk. Bu da penguenin kendi ortamında akıllı bir velet olduğunu kanıtladı.
Para conceber testes mais justos, uma equipe nossa de investigadores passou 18 meses na Antártida vivendo como pinguins e morrendo como pinguins, só que mais depressa, para provar que o pinguim é um imbecil esperto no seu meio.
Bir de ne göreyim, karşımda... altı yaşında bir velet duruyor!
E dei de caras... com um miúdo de seis anos!
Seni iğrenç küçük velet!
Sua pequena pirralha hedionda!
Velet, kapa şu ağzını!
Pirralha, cala a boca!
Koy şu tencereyi yerine, seni bacaksız velet!
Deixe essa comida, sua pivete horrorosa!
Oh, evet, sen verdin... seni sinsi, dolapcı velet!
Sei que foi sua cúmplice covarde, seu pequeno aborto!
Şımarık velet!
Gaiato intrometido!
- Kafasız velet.
- Palerma.
Bir oğlu var, koridorda sürekli top oynayan, felaket gürültü yapan bir velet.
Ela tem um rapaz, um horrível, barulhento e mimado rapaz que está sempre jogar boliche ou sabe Deus o quê no corredor.
Seni pis velet.
Miúdo mimado nojento.
Atıyorum velet.
Aí vai ela, miúdo!
Bu velet bizi pusuya düşürüyor olmasın?
Acha que este miúdo nos está a levar para uma emboscada?
Hep çocuklarla çalışmak istedim. "Velet" denilmesini sevmiyorum.
Sempre quis trabalhar com crianças.
Seni sahtekar velet!
Seu traidorzinho!
- Balığı öldürdün, şımarık velet!
- Mataste o peixe, idiota!
# Alyosha, çökmüş avare bir kedinin sırtına, İşte gidiyor, şımarık velet.
Alexei de gato, Pela mesma linha...
- Velet.
Na estepe ( veldt ).
- Velet, sen.
Garoto! Tu! - Eu?
Seni bacaksız velet!
Pequena fedelha!