Veneno traduction Portugais
4,479 traduction parallèle
Hem zehir onun tarzı değil.
E o veneno não é o estilo dele.
Yemeğine fare zehri koyalım.
Por que não colocamos veneno de rato na comida?
Soruşturma açarlarsa, mutfağı fareler bastığı için mutfakta fare zehri kullanmıştım derim. Ki bu da doğru zaten.
Se investigarem, digo que usei veneno na cozinha esta manhã porque estava cheia de ratos, o que é verdade...
Fare zehrinin son kullanma tarihi geçince daha çok mu zarar veriyor daha az mı?
Quando um veneno está vencido é mais ou menos forte?
- Daha fazla zehir mi ekleyelim?
- Colocar mais veneno?
Ona bilerek çarpıyor ve onu Succinylcholine denilen kalp krizine yol açan zehirli küçük bir okla vuruyor.
Esbarra com ele de propósito e atira-lhe um dardo com um veneno letal, chamado succinilcolina, induz um ataque cardíaco.
Bu Succinylcholine zehiri.
O veneno é succinilcolina.
Zehir bu.
É veneno.
Zehir...
Veneno?
- Bir pay votka, iki pay zehir?
- Uma de vodka, duas partes veneno?
Kan dolaşımımda bir tür zehir olmalı.
Deve haver algum veneno na minha corrente sanguinea.
Zehirle ilgili birşey bilmiyorum.
Não sei nada sobre nenhum veneno.
Zehirle ilgili birşey bilmiyor gibi.
Parece não saber nada sobre o veneno.
Babam kanımdaki zehir.
O meu pai é o veneno no meu sangue.
O benim kanım... zehir olan o.
É o meu sangue... Esse é o veneno.
Zehir olan babam...
Meu pai é o veneno...
Zehir hakkında bilgi almam lazım.
Preciso saber sobre o veneno.
Zehir mi?
Veneno?
Bana zehirle ilgili bilgi ver.
Fala-me sobre o veneno.
Küçük sik ölmeyi hak etti ama zehir... Zehir kadın silahıdır.
O merdinhas merecia morrer, mas veneno... isso é arma de mulher.
Benim babamı da öldürdüler, zehirle.
Eles mataram o meu pai, também, com veneno.
Seni öldürebileceğim onca yöntem arasında zehir sona kalır.
De todas as formas de te matar, o veneno seria a última que usaria.
Mantikor zehri gibi görünüyor.
A causa parece ser veneno de mantícora.
Korkunç bir zehir. Kaynağı genellikle Mantari olur.
É um veneno terrível, normalmente, com origem em Mantari.
Stoklarınızda çok sayıda zehir var.
Tendes muito veneno armazenado.
Onu öldüren kesinlikle bir zehir miydi?
Foi, sem qualquer dúvida, um veneno que o matou?
Oldukça ender ve korkunç bir zehrin kalıntıları bu kolyede bulundu.
Resíduos de um raro e terrível veneno foram descobertos no interior.
Yedi Krallık'ta birkaç kişide bulunan bir zehirdir ve tanrıların bu güzel dünyaya koyduğu en soylu çocuğu öldürmek için kullanıldı.
Um veneno que poucos possuem nos Sete Reinos. E usado para derrubar a criança mais nobre que os deuses colocaram nesta boa terra.
Baş üstadın odasından zehir çaldı ve Joffrey'nin şarabına attı.
Roubou o veneno da câmara do Grande Mestre e colocou-o no vinho do Joffrey.
Keşke hepinize yetecek kadar zehrim olsaydı.
Quem me dera ter veneno suficiente para toda a vossa matilha.
Fısıldayarak kötülük edense masumdur.
Aquele que sussurra veneno é inocente.
Davina'yı zehirlemesi için verdiğim zehir oldukça kuvvetli.
Sabes, o veneno que eu obriguei o Tim a dar-lhe, quando hipnotizado, é muito potente.
Bu zehri yavaşlatır.
Isto ira amenizar o veneno.
Zehir yeniden akıyor.
O veneno está se movendo de novo.
Yemeğindeki zehirle uzun ve boş bir koridorda kaburgalarına saplanmış bir bıçakla.
Veneno na comida, uma faca espetada nas suas costelas, num longo e vazio corredor.
sen kanıma zehir saçıyorsun.
És veneno para o meu sangue.
elinde kalıcı bir zehir olduğunu sanıyor.
Ela, às vezes, pensa que tem um estranho veneno persistente.
kızınızın ona bir akrep gibi göründüğünü, bir şekilde, kaçmayıp kurtulmasaydı, zehirleyeceğini itiraf etti.
Confessou que a sua filha era um escorpião para ela, cuja vida, não fosse a viagem ter impedido, o veneno a teria tirado.
O ilaçlar seni zehirlerdi.
Aqueles comprimidos eram um veneno.
Zehir gibisi yoktur.
O veneno é o melhor que há.
Evet, ama çalınacak fiyakan yoksa zehirleri etkili olmuyor.
Sim, mas o veneno delas não faz efeito se não houver masculinidade.
Sanırım az önce zehirli meşeye bastım.
Acho que só pisaste em Carvalho de veneno.
Bizim ihtiyar bunu zıkkımlanırdı.
Era o "veneno" do velhote.
Onun ışığı çok yanlıştı. Bizi aptal yerine koydu ve Luna'yı zehirledi.
A sua luz era falsa, ele enganou-nos, e infectou a Luna com o seu veneno.
O kurbağa solungaçlarına kadar son derece zehirli olan formaldehitle doluydu.
Esse sapo estava cheio até às guelras com formaldeído, um veneno altamente tóxico.
Ölü adamın kanı vampirler için bir zehir gibidir.
Sangue de Homem Morto - - é veneno para os vampiros.
- Ona ölümcül düzeyde ilaç verdim. Yüksek derecede toksik bir ilaç.
- Dei-lhe uma dose letal de veneno.
Bir doz arı zehri terapisi şişliği rahatlatır.
Um curso de terapia com veneno de abelha acalmaria a inflamação.
Zehir.
O veneno.
"Zehri iç."
Toma o veneno ".
Basilisk zehri dul kanı kurtboğan köpek üzümü özü tatlı uyku Lys'in gözyaşları şeytanın dansı kör göz...
Veneno de Brasílico, Sangue de Viúva, Veneno de lobo,