Vermiştim traduction Portugais
2,975 traduction parallèle
Evet, sana söz vermiştim.
Pois foi, tinha-te prometido.
Bu kutuyu ona ben vermiştim.
Eu dei-lhe esta caixa.
Halama söz vermiştim.
Prometi à minha Tia.
Yani aslında vermiştim ama şimdi öğrendiklerimden sonra...
- Perante o que acabei de descobrir... - Tuck.
Neredeyse gelmemeye karar vermiştim.
Quase que decidi não vir.
Evlenirken hastalıkta, sağlıkta beraber olacağız diye söz vermiştim.
Eu disse que ficaria com ele na saúde e na doença.
Kendilerini mutlu etmek için özgürlük savaşçıları adı altında... toplanmalarına ve ana sermaye elde etmeleri için söz vermiştim.
Todos disseram que tinham muito gosto em desistir da independência, quando prometi dividir os lucros do petróleo com eles.
Tanrıya Eğer bebeğim konuşursa içkiyi bırakacağıma söz vermiştim.
Eu disse ao Senhor que parava de beber se a minha bebé voltasse a falar.
... bir balık gibi içini açarak, kanını içmeye bir son vermiştim.
Abro alguém ao meio, como um peixe, e bebo-lhe o sangue.
- Dostum olduğunu sanıyordum- -... sorduğunda sana ne cevap vermiştim hatırlıyor musun?
-... aplicar metade dos teus bens no raio de uma mina de cobre? O que é que eu te disse?
İkinci bir şans vermiştim, değil mi?
Estava prestes a dar-te uma segunda oportunidade.
Ama tatilde torunumla kamp yapmaya söz vermiştim.
Mas prometi ao meu neto ir com ele ao acampamento no inicio da Primavera.
Bekle, bekle. Neyin sözünü vermiştim?
Espera, espera, espera.
- Sana 500 vermiştim.
Dei-te 500 dólares.
Daha geçen ona bir çek vermiştim.
Mas eu dei-lhe o cheque.
Komutanım benimle evlenme kararı verdi. Çünkü önceden kızlığımı ona vermiştim. Savaşta insanları AK-47 ile öldürdüğü oldu.
O meu comandante casou comigo porque a menina com quem ele dormia foi morta por uma "kalach".
Bu fotoğrafı Agnes'a vermiştim.
Dei esta fotografia à Agnes.
Agnes'a bu fotoğrafın bir kopyasını vermiştim.
Dei uma cópia desta fotografia à Agnes.
Bir söz vermiştim.
Tive de fazer uma promessa.
Arnab'ı bulamanıza yardım edeceğim.. .. üzerine size söz vermiştim.
Queria prometer-lhe que vou ajudá-la a encontrar o seu marido.
Ben insanları arayıp haber vermiştim, Ama yeteri kadar iyi iş yapamamışım, Açıkça.
Tenho telefonado a avisar as pessoas mas, obviamente, não estou a fazer um bom trabalho.
Blueberry, sana son elmamı vermiştim, hatırlasana?
Blueberry, não te dei a minha última maçã?
- Evet. - Ben de Verdi konserleri vermiştim.
Montei algumas óperas de Verdi.
Size üç gün vermiştim.
Eu lhes dei três dias.
Zaten yaralanmadan önce de ona vermiştim.
A mesma oportunidade que lhe dei antes de se lesionar.
Bilerek yapmadım, onu kollayacağıma söz vermiştim. Yapmadım ve bunun için üzgünüm.
Prometi-te tomar conta dele, não tomei e lamento muito isso.
Hayır ya, internetten online otomatik ödeme talimatı falan vermiştim. Dur bir dakika...
Não, tenho quase a certeza que, deve ser da linha ou coisa do género.
Sizi araştırdım. Hatta çizgi romanımda bir karaktere sizin adınızı vermiştim.
Criou-me, depois de os meus pais morrerem.
- Öldüğü gece vermiştim.
Aviei-a na noite da morte dele.
Korkmuştun, sana bir şey olmayacağına dair söz vermiştim.
- Prometi que ias ficar bem.
Belediye meclisi üyeliği için size oy vermiştim.
Votei em si, na corrida para a Câmara Municipal.
Sana numaramı vermiştim ama hiç aramadın işte bu yüzden şehirde olduğunu duyunca gelip seni yakalayayım ve karşılıklı konuşalım diye düşündüm özellikle bir yerlerden fırlayıp kaçma alışkanlığın yüzünden.
Dei-te o meu número mas nunca ligaste, e é por isso que quando ouvi que estavas na cidade, pensei em aparecer e apanhar-te pessoalmente, especialmente porque tens o hábito de fugires tão depressa dos sítios.
Babamız piç evladınla ilgileniyor olmasa bu küçük domuz yavrusunu doğar doğmaz Tiber'e atıvermiştim.
Se o nosso pai não amasse o teu filho bastardo, teria atirado esse leitão ao rio mal nasceu.
Sana özgürlüğünü vermiştim.
Dei-te liberdade.
Bir T-şort yada o silahlardan birini almaya karar vermiştim.
Eu ficaria feliz com uma camiseta. Ou aquelas armas.
Uzun zaman önce birisine vermiştim.
Emprestei-as a alguém à algum tempo atrás.
Telefon numaramı vermiştim.
Dei-te o meu número de telefone.
Onları alması için ona 1000 dolar borç vermiştim.
Emprestei-lhe mil dólares para aquilo.
Sabah arayıp haber vermiştim.
Liguei hoje de manhã a avisar.
Bir yıl kadar önce vermiştim sana.
Dei-ta para a leres há mais de um ano.
Onu FBI'a vermiştim.
Passei isso para o FBI.
Baskı altındayken vermiştim numarayı.
Dei este número sob ameaça.
Son paramı Sheila'ya vermiştim.
Emprestei à Sheila, o resto do dinheiro.
Shannon'a bir kitap ödünç vermiştim.
Bem... Emprestei-lhe um livro.
Sekiz yaşındayken ona, ilk işini ben vermiştim.
Eu dei-lhe o seu primeiro trabalho quando ele tinha oito anos.
Christelle'le lambayı vereceğime söz vermiştim.
Tinha prometido dar o abajur à Cristelle.
"Jim Panzer'dan intikam almak için kendime söz vermiştim."
Eu vinguei-me do Jim Panzer.
Merhametli davranmıştım. Ruthven'ın yaşamasına izin vermiştim.
Fui misericordiosa.
Bu sene üç ya da dörtten fazla satmayacagim diye söz vermistim.
Prometi-lhe que não ia vender mais do que duas ou três, este ano.
Sana bir yol bulacagima söz vermistim.
Prometi que te encontraria de alguma forma.
Bir parti vermistim ve harika vakit geçiriyordum.
Até estava a divertir-me na minha festa.