Verti traduction Portugais
12 traduction parallèle
Ama, son zamanlarda, Ephraim, farkına varmaya başladım ki uzun zamandır hiç ağlamamışım.
Mas, ultimamente, Ephraim... Comecei a sentir que durante muito tempo não verti uma lágrima.
Mantarı çıkardım... böylece şişeden bardağınıza şarap dökmeyi başarabildim.
Tirei-a da garrafa. Foi por isso que verti o vinho no copo.
Tüm bilgimi sana akıttım.
Verti todo o meu saber em ti.
Siz huzur içinde uyuyasınız diye Roma adına savaştım. Soğuk gecelerde gözlerimi bile kırpmadım.
Por todo o sangue que verti nas refregas de Roma, por todas as noites geladas em que montei vigia,
Sanki her şeyi doldurduğum bir bardağın dibine geliyordum ve doldurmaya devam ediyordum.
É como se tudo o que verti num copo tivesse escorrido pelo fundo. Mas continuei a verter, como se estivesse furado, percebes?
Kendime şu kahvaltılık çaylardan aldım... ve kendime bolca hazırlıyorum sonra da buz dolu bir kaba koyup bolca şeker katıyorum.
Tenho aquele chá de pequeno-almoço... é isso que lhe chamam... e preparei para mim uma embalagem desse chá e verti-o para uma grande jarra de gelo, com muito açúcar.
Senin kıymetli tablonu kıymetli kusmuğumla kapladığımı düşünürsek, Bence, evet, yapmam gerekiyordu.
Tendo em conta que verti os meus ricos fluidos corporais em cima da tua obra, senti-me na obrigação.
Ama adam beni vurup ben ölmediğimde tanrının bana ikinci bir şans verdiğini anladım.
Mas quando aquele tipo me alvejou e eu não verti uma gota de sangue... soube que o Senhor me estava a dar uma segunda oportunidade.
Ben sadece beton döktüm.
Só verti o cimento.
- Giyiniyorsun sanmıştım.
Pensei que estivesses a verti-te.
Bazen sadece ağaca bakar ve onun güzelliği hakkında düşünürüz.
Quando olhamos uma árvore, pensamos simplesmente na verti - calidade da árvore, na sua beleza...
O da "Hayır, kafeinsiz cezveden koydum" dedi.
E ela : "Não, verti da cafeteira de descafeinado."