Vienna traduction Portugais
136 traduction parallèle
- Viyanalı Muller.
- Muller de Vienna.
Vienna ile randevum var.
Tenho uma marcação com a Vienna.
Vienna meşgul.
A Vienna está ocupada.
Yine de size iyi şanslar dilerim, Vienna. Ne pahasına olursa olsun.
Mas desejo-lhe sorte, Vienna, o que quer que isso valha.
Aşağı gel, Vienna.
Anda cá abaixo, Vienna.
İyi bak, Vienna.
Olha bem, Vienna.
Yeterince sorunumuz var, Vienna.
- Já temos problemas que cheguem, Vienna.
Ateş etmek istemiyoruz, Vienna.
Não queremos tiros, Vienna.
Dilinin altındaki baklayı çıkarsan iyi olur, Vienna.
Se tens alguma coisa a dizer, é melhor dizê-lo, Vienna.
Buna Vienna karar verir.
Isso cabe à Vienna decidir.
Vienna karar verdi.
A Vienna já decidiu. Agora saiam daqui!
O silahı indir, Vienna.
Baixa a arma, Vienna.
Sadece bir günlük iş yaptık ve her cuma olduğu gibi bir kaç içki içmek ve kağıt oynamak için buraya geldik.
Acabámos agora um dia de trabalho, viemos cá para umas bebidas e jogar às cartas, como todas as sextas. Não é assim, Vienna?
Sağol, Vienna. "Güzel" vakit geçirdik.
Obrigado Vienna, por uns momentos bem passados.
- Vienna.
A Vienna!
Bak, Vienna. Kötü bir rüya gördüğünü sen söyledin.
Olha, Vienna, disseste que tiveste um pesadelo.
O yüzden gül ve mutlu ol.
Por isso, sorri, Vienna, e sê feliz.
- Banka kapalı, Vienna.
O banco está fechado, Vienna.
Sanırım senin için bir şeyler ayarlayabiliriz, Vienna.
Podemos tratar disto, Vienna.
İş yapmak için kötü bir zaman seçmişsin, Vienna.
Escolheste uma má altura para tratar dos negócios, Vienna.
- Beni durduramazsın, Vienna.
Não me podes impedir, Vienna.
Beni zorlama, Vienna.
Não me obrigues, Vienna!
- Ve Vienna.
- E a Vienna!
- Hayır. Vienna onu durdurmaya çalıştı.
- Não, ela tentou impedi-lo!
- Vienna buradaydı, değil mi?
- Estava aqui, não estava?
Kapıyı sana Vienna açtırdı, değil mi?
Foi a Vienna que te fez destrancar a porta, não foi?
Ve Vienna onlardandı.
E a Vienna era um deles.
- İyi şanslar, Vienna.
Boa sorte, Vienna.
Görüşürüz, Vienna.
Adeus, Vienna.
Vienna'nın Yeri kapandı, Bay Logan.
O salão Vienna está fechado, Sr. Logan.
Öyleyse burasıyla Vienna'nın Yeri arasında bir yerde olmalı.
Então tem de estar algures entre aqui e o salão da Vienna.
Vienna'nın Yeri'ne gidelim.
- Vamos ao salão da Vienna.
Vienna'nın Yeri'ne gitmeliyiz.
- Espera. - Temos de ir ao salão da Vienna.
Onları Vienna'nın Yeri'nden ayrılırken izlemiştim. Bu dereyi takip ediyorlardı.
Quando saíram do salão da Vienna, seguiram por este riacho.
Kamp, Vienna'nın Yeri ile Furnace Dağı arasında olmalı.
Então tem de ser entre o salão da Vienna e Furnace Ridge.
Kasabayla burası arasındaki tek yer Vienna'nın Yeri.
Se o encontrarem, encontram todos. O único lugar daqui até à cidade é o salão da Vienna.
- Senin için de geldik, Vienna.
Também viemos por ti, Vienna.
- Vienna?
Vienna...
Vienna'nın fikriydi, değil mi?
Foi ideia da Vienna, não foi? Diz-nos!
Vienna Jake'e kapıyı sizin için açtırdı, öyle değil mi?
A Vienna convenceu o Jake a abrir o banco para vocês, não foi?
Bize sadece Vienna'nın çetenizden olduğunu söyle, biz de sana bir şans verelim.
Diz-nos que a Vienna era uma de vós e damos-te uma hipótese.
Vienna sizden biri miydi?
A Vienna era uma de vós?
Vienna ve Turkey'i kasabaya götürüyorum ve mahkemeye kadar da içeri atacağım.
Vou levar a Vienna e o Turkey para a cidade e eles serão julgados.
Turkey'i götürebilirsin, şerif ama Vienna'yı değil.
Pode levar o Turkey, Xerife, mas a Vienna, não.
Bu benim fikrim değildi, Vienna.
Esta ideia não foi minha, Vienna.
Vienna ve Johnny Guitar!
É a Vienna. E o Johnny Guitar!
Kid'le Vienna bir değil ki.
O Dancing Kid e a Vienna não são iguais.
Öyle değil mi, Vienna? - Hiçbir cumayı kaçırmazlar.
Nunca falham uma sexta-feira.
Vienna?
Vienna?
Yardım et bana, Vienna.
Ajuda-me, Vienna!
- Vienna!
- Vienna!